Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

“7-8 Hasan Paşa” mantığı!

“7-8 Hasan Paşa” mantığı!

Aydın Doğan'ın Vakit aleyhine açtığı trilyonluk tazminat davası gündem oluşturmaya devam ediyor..
Birilerinin Doğan'a “Haddinden fazla şiddetin, gayedeki hikmeti yok ettiğini” söylemesi gerek..
Vakit bu süreçte, Üzmez olayındaki eleştiri oklarının üzerindeki yoğunluğunu tersine çevireceğe benziyor...
Üzmez olayında sapla saman bir birine karışmıştı. Doğan Mediası, Üzmez hakkındaki iddialardan yola çıkarak, Vakit'i köşeye sıkıştırmaya çalışmıştı.
Deniz Feneri olayından yola çıkarak Kanal 7, RTÜK ve AK Parti'yi hedef olan Doğan Grubu, öyle anlaşılıyor ki, son olarak yeniden Vakit'i hedef tahtasına oturttu ve “topyekun bir savaş” başlattı. Yani “Savaş Baltaları” yeniden topraktan çıkarıldı..
Kimine göre bu saldırı, “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle” kabilinden bir saldırı. Yani “şecaat arzı” yanında bir meydan okuma..
Üzmez olayında da aslında yeni gelişmeler var.. Olay öncesi Doğan Mediasından 2 bayan gazetecinin orada ne işi vardı?. Üzmez'e olay öncesi ve tutuklu iken ilaç verildi mi? Tamam Üzmez şöyle, Üzmez böyle. Malatya suikastı, 28 Şubat dönemi, TV'deki konuşmaları, ilişkileri. Hepsi tamam. Yaşanan Media lincinin ardından Üzmez'in birçok yanlışı olmasına rağmen ya son olayla ilgili itham edilen suçlar doğru değilse? Bu adam her şeyi yapabilir, bunu da yapmıştır deyip tepesine binecek miyiz? Sanıkların hiçbir hakkı yok mu? Ben Üzmez'in avukatı değilim. Yapmışsa çeksin cezasını.. Hadi şimdi yine “Üzmez'i savunuyor” diye saldırın bana!
Bunları Üzmez'i aklamak için söylemiyorum. Zaten o, o konuşmaları ile kendini bitirdi. İddialar doğru ise savunulacak yanı da yok. Olaydan bir gün sonra ve daha sonra gelen ihbar maktupları, tanık ifadeleri, olay sonrası gelişmeler, hepsi muamma..
Üzmez olayı bizim için de sinir bozucu idi. Vakit gibi şeref, namus, iffet konusunda bu kadar hassas bir yayın organı bile tacizci birini koruyor gibi gösterilmeye çalışıldı. Vakit üzerinden İslâm'a, Müslümanlara, İslâm Peygamberi'ne saldırılar oldu.. Malum kişiler bana “ahlak dersi” vermeye kalktılar! Tırnak içinde ifadelerle başka kişilere yapılan göndermelerimi üzerlerine alıp, söylemediklerini bırakmadılar.. Neyse ki bütün bunlar herkesin gözü önünde oldu. Sel gidip kum kaldı sonunda. Ama söylenenler de zabıtlarda, hafızalarda kaldı.. “Topyekun saldırı” da böylece sonlandı derken; şimdi yeni bir dalga başladı.. Bakalım bu saldırı ne kadar sürecek ve nerede duracak?..
Aynı çevreler, “Kılıçdaroğlu, PKK'lılarla genelevden çıktı iddiası”na aynı şekilde sahip çıkmadılar mesela.. Bugün gazetesinin haberine göre CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun Almanya'da PKK'lılarla aynı araçta yakalandığı iddiası belgelendi. Bir dönem Alman istihbaratında görev yapan gurbetçi Talip Doğan Karlıbel, katıldığı bir televizyon programında skandalın belgesini ortaya çıkardı. Karlıbel'in iddiasına göre, Deniz Feneri e.V. davasını takip etmek üzere partisince görevlendirilen Kılıçdaroğlu ve CHP MKYK üyesi Ali Kılıç, Eylül başında Almanya'ya gitti. Kılıçdaroğlu ve Kılıç, polis katili olduğu öne sürülen 2 PKK'lının içinde bulunduğu HH DP 934 plakalı bir araçla genelev tarzı bir saunadan çıktı. Alman polisince uyuşturucu ticareti yaptıkları gerekçesiyle takipte tutulan bu 2 PKK'lı yine izlemeye alındı. Bu sırada Frankfurt trafik ekibi, fiziki takip yapan polis aracının önüne geçerek 2 CHP'li ile 2 PKK'lının içinde bulunduğu aracı arka lambası yanmadığı gerekçesiyle durdurdu. Düzenlenen ceza tutanağına 4 kişinin ismi yazıldı. Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürlüğü döneminde, birçok yakınını işe yerleştirmesi, SSK telsizinin PKK'dan çıkması, PKK'lı eski hükümlünün kuruma alınması ve Batman'da SSK'dan tahsil edilen fazla paranın PKK'ya aktarılmasına ilişkin iddialar ortaya atılmıştı.
Hani bu iddiaları ortaya atan kişi, Alman istihbaratı ile eskiden iş tutan biri.. Bir yandan da Doğan, Alman Mediası ile ortak. Almanya'da yatırımları var ve Alman kurumlarından ödüller alıyor.. Bu konuda örtülü bir savaş da var. Doğan'ın sadece Almanlarla değil, Amerikalılar, İtalyanlarla da ortaklığı var.. Yani sağlam yerlere dükkan açtığını düşünüyor ama, evdeki hesap her zaman çarşıya uymuyor olabilir.. Koç üzerinden başka bağlantılar da var. Balkanlardan Çin'e kadar uzanan iş ilişkileri..
Kimsenin Kılıçdaroğlu'ndan yola çıkarak, CHP'ye, Alevilere karşı bir kampanya yürüttüğünü görmüyoruz, Vakit'e yapılan gibi.. Kimse resmi araçlarla CHP'nin önüne gidip protesto gösterisi yapıyor mu?
Aydın Doğan'ın Vakit'in üzerine gitmesi, Doğan Mediaya itibar kazandırmayacağı gibi, Vakit'e de zarar vermez.. Vakit bu süreçten göreceksiniz kârlı çıkacak.. Tirajını artıracak ve mahkeme de büyük ihtimalle davayı reddedecek.. Hem zaten göreceksiniz daha önümüzdeki günlerde DM ile ilgili daha ne iddialar gündeme gelecek. Vakit'in yazdıkları, yazılacaklar yanında devede kulak kalır..
Bu milletin bir feraseti var. Mesela her seçimde, darbecilerin tam karşısında duran partiye oy verir.. 7-8 Hasan Paşa mantığı bu.. Doğan Medianın karşısındakini destekler..
Bu biraz da manken kızlara bakıp, evlenmek için başkalarının kapısını çalan adamların haline benziyor. Malum Mediayı alanların çoğu orada yazılanlara inanmaz, sadece “ne yazmışlar” diye bakar..
Bazan düşünüyorum da kılavuzu Kılıçdaroğlu olanlar nelerine güveniyorlar ki! Başka adamları mı kalmadı? Dürüstlük ve temiz toplum kampanyasını yürütecek ellerinde kalan en temiz adam bu ise vay halimize.. Yoksa Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın adamı mı? Çünki bu iş en çok AK Parti ve Erdoğan'ın işine yarar. Hatta AK Parti belediyelerinden birine saldıracaksa, bu Erdoğan için bir fırsata dönüşür.. Kılıçdaroğlu'nun sözlerini ciddiye alır gibi gözüküp adamı yiyebilir, ya da “söyleyene bak, Kılıçdaroğlu kim ki sözüne inanayım” der geçer gider. Adamını sahiplenir..
Kılıçdaroğlu profilindeki isimleri vitrine çıkararak CHP oy kazanmaz, kaybeder.. Bu işten en çok AK Parti kazançlı çıkar..
Neyse bütün bu olaylar karşısında DM Grubu'nun susup, Vakit'i hedef seçmesinin mantığını anlamak pek mümkün değil.. Göreceksiniz bu iş DM’nin kaybetmesine ve Vakit'in yükselmesine sebeb olacak.. Vakit okurları bu dış tehdide karşı kenetlenecekler ve savunma refleksi ile performanslarını artıracaklar.. Biraz da Doğan, Vakit'i başına saracak..
Ha! Sahi, Kılıçdaroğlu AKİT’i yeniden yayınlayacaktı ya! Hadi yayınla.. hadii.. İddiasında samimi ise, doğru söylüyorsa, bir tek sayı çıkarsın, 500 adet bassın da görelim..
Kılıçdaroğlu yapmış mı, yapmamış mı, öğreneceğiz. Ne bileyim ben, en son Fatih Bayhan kooperatif rezaletini yazdı.. Üzmez zaten yazı yazmazken bizi bu kadar eleştiren CHP'liler, şimdi Kılıçdaroğlu için ne yapacaklar, göreceğiz.. Yoksa malum çevreler ve malum media susmaya devam edecek mi?
Kılavuzu bu isimler olan CHP’nin varacağı yer belli değil mi? Başörtüsü açılımı bile kurtaramaz CHP'yi. Alın size belediyelerin öğrenci bursunun engellenmesi işi. Dünki girişimler bugün seçim öncesi ayaklarına dolanıyor.. Akılsızca işlerin faturasını sandıkta önlerine koyar bu millet. Eski yanlışlara sarıldıkça, yanlış isimleri vitrine çıkarmaya devam ettikleri sürece daha da batacaklarından kuşku yok..Hani evin hizmetçisi kırınca, “kör müsün?”, evin hanımı kırınca, “hayırdır inşallah” derler ya, öyle mi olacak. Biz kara deriliyiz ya.!
Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi