İyi bayramlar
Benim için zor olanı deneyip bir bayram yazısı yazmaya niyet ettim.
Çocukluğum savaş yıllarında geçti. Bu nedenle o günlerde yeni bir şeylerin heyecanını duymam söz konusu değildi ve anlatacak bir anım da yoktu. Sonraki yıllarım yatılı okullarda geçti ama bayramda ne yaptığımızı hatırlamıyorum. Gençliğim ancak ailemin güzellikleriyle dengelediğim gerginlik yıllarıydı. Bayram gününde, her zaman olduğu gibi, dünya meselelerine kafa yormanın kaderim olduğunu düşündüm.
Cevap bulamadığım bir sürü soru vardı: Hitler, orduda bir onbaşı iken nasıl yepyeni bir rejimin kurucusu olabilmişti? SSCB’de rejim değiştiğinde bunu kendi başarısı sayıp düzenledikleri bir parti ile kutlayan CIA, Castro’yla, Kaddafi’yle neden başa çıkamıyordu? Adı bile duyulmayan, kendine özgü bir düşüncesi olmayan, olsa bile kimsenin bilmediği insanlar nasıl olup da bir ülkenin kaderine yön veren liderlere dönüşüyordu?
İnsanları iki kategoriye ayırdım: Birincisinde düşünenler ve proje üretenler, ikincisinde bunu uygulayanlar vardı. Gördüğümüz ve önemsediğimiz kişiler uygulayıcılardı. Bu kişiler çoğunlukla ne yapacaklarını önceden söylemez, iktidara gelince belki kendilerinin bile daha önce düşünmediği şeyleri yapardı.
Dünyaya ve gelişmelere düşünceleriyle yön verenler birbirleriyle hiç karşılaşmamış olabilirdi. Herkes kendi köşesinden düşüncelerini dile getirir, birbirini etkiler ve bir akımın doğmasını sağlardı.
Modelimi tamamlamak için düşüncelerle eylemciyi bütünleştirmem gerekiyordu. Eylemcilerin bir bölümü okuma özürlü olabiliyordu ya da duyduklarını bir slogan düzeyinde anlayabiliyordu. Gözlemlerime dayanarak bir sonuca vardım. Bu iki kategori arasında bir başka zümre vardı ve bunlar düşünceleri eleyip birini gerçekleştirmeye karar veriyor ve bunu uygulayacak eylemciyi seçip yönetime taşıyordu. Güncel bir örnek vermek gerekirse Obama kendi gücüyle bu makama gelmemiş, önce ne yapılacağı tartışılmış ama bunlar bir masa etrafında toplanmamışlar, bu düşünceleri değerlendirenler nasıl bir profilin amaca uygun olacağına karar verip Obama’nın seçilmesini sağlayacak adımları atmıştır. Bu kararı alan kademe çok güçlüdür ama onlar tek başına bu sonucu gerçekleştiremez. Düşünenler olmadan ne yapacaklarına karar veremez.
Bu zincirin en zayıf halkası en önde görünendir. Bunlar yeri kolayca doldurulabilecek kişilerdir.
Gerçek düşünürler olaylara dünya ölçeğinde bakarlar çözümleri evrenseldir. Uygulayıcıları seçip yönetime getirenler kendilerini en etkin kılacak alternatifi yürürlüğe koyarlar. Olaylardaki tarihsel sürekliliği sağlayanlar bunlardır ve birkaç odak etrafında kümelenmişlerdir.
Türkiye’nin geleceğinin güzel olmasını sağlayacak ortam vardır ve zamanın ruhu onun lehinedir. Ancak düşünenler kendi sınırlarının dışına çıkıp problem çözmeye çalışan birinin tutkusuna sahip değiller. Eğer kendinizi düşünenlerden sayıyor ama ön saflarda görünüyorsanız yanılıyorsunuz demektir. Bir insanın ya düşüncesi kazanır ya kendisi. İkisinin bir arada olması zordur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.