Kendi irfanımıza dönmek
Türk toplumu çeşitli operasyonlarla önce cahilleştirildi; tarihinden, kültüründen, inancından, kutsallarından uzaklaştırıldı. İçi boşaltılıp, pusulasını kaybettikten sonra ise, futbol topu gibi oradan oraya sürüklendi.
Bugün kime sorsanız Cumhuriyetin ötesinde bir tarihimiz, Atatürk'ten başka bir kahramanımız yok. Sanki, 85 yıl önce dünyaya gelmişiz. Osmanlı, Selçuklu, Göktürk'lü sanki yabancı toplulukların kurduğu devletler. Böyle olunca da problemlerimize tarihin penceresinden bakamıyor, geçmişin tecrübelerinden istifade edemiyoruz.
Yaşadığımız kafa karışıklığının, toplumsal olaylar karşısında duyduğumuz panik ve telaşın sebebi bu.
Cumhuriyet tecrübesi sorunlarımızı çözmeye yetmiyor. Öncesinden yararlanacak bir arka plana ve eğitim sistemine de sahip değiliz.
Cumhuriyeti kuranlar, yaşadıkları şoklardan dolayı geçmişin deneyimlerine müracaat etmediler. Anlık formüllerle sosyal problemlere neşter vurmaya, çalıştılar. Çözümlerini geçmişin tecrübelerinden çok, yaşanan şokların, savaşların, kayıpların duygusal tortuları tayin etti. Savaş meydanlarında kuvvetin problem çözmedeki etkisini gördükleri için, siyaset alanını da bir savaş meydanı gibi düşünüp, kuvveti meseleleri çözmede en müessir araç olarak kullandılar.
Bugün geldiğimiz nokta ortada.
Daha önce sorun olmayan bir çok mesele, bugün devasa bir sorun olarak karşımızda duruyor.
Dağarcığımızda Cumhuriyet tecrübesinden başka bir tecrübe olmadığı için de çare üretmekte tam bir kabız hali yaşıyoruz. Kimse bin yıl bu topraklarda ahenk içinde bizi yaşatan tecrübelerimizden yeni formüller çıkaramıyor. Çünkü eskiye söve, söve tarih bilincimizi yok ettik.. Bir problemin çözümü Cumhuriyet müktesebatında varsa, vardır, yoksa o sorunun çözümü de yoktur. Çünkü dünyamız 85 yılın birikiminden ibaret.
Halbuki arkamızda keşfedilmeyi bekleyen zengin bir tarih var. Bırakınız dini, kültürü, medeniyeti bizimle aynı olan toplulukları, bizimle yüzde yüz farklı toplulukları bir arada yaşatan eşsiz tecrübelerimiz var. Dünyayı yönetmiş, bugünde yönetecek benzersiz terkiplerimiz var.
Eğer toplumsal problemler karşısında şaşkınlık yaşamayacak bir toplum varsa o da Türk toplumudur.
Bugün niye şaşkınlık içindeyiz, sebebi ortada.
Atatürk'ten, Cumhuriyetten gayrısı memnudur dedik ret ettik. Bu işler geçmişte nasıl çözülmüş bir defa olsun dönüp bakmadık. Çok sıkıştığımızda batı'nın tecrübelerini, kendi tecrübelerimizden kendimize daha yakın hissettiğimiz için oraya müracaat ettik. Ama batı da sadre şifa olmadı.
Olmadı çünkü, farklı medeniyetlere ait problemlerinin çözümünün de farklı olacağını aklı etmedik. Farklı sosyolojilerin formülasyonlarının, Türk toplumuna tatbik edilemeyeceğini hesap etmedik. Yıllardır yanlış ilaç kullanmanın yan tesirlerini yaşıyoruz. Kendi tarihimize, kendi kaynaklarımıza dönsek yeni formüller çıkaracağız, ama hala böyle bir irade belirtisi ortada görünmüyor.