Anayasa taslağı üzerine düşünceler

Anayasa taslağı üzerine düşünceler

Anayasa taslağı ile ilgili tartışmaların çoğunu yakından takip ettim. Hala olayı ideolojik saplantılarla izah etmeye çalışanlar var.

Hükümet Yargı’yı ele geçirmek istiyormuş. Ne demek ele geçirmek. Bunu dediğiniz zaman Yargı’nın başka ellerde olduğunu da ikrar etmiş olursunuz. Yargı kimin elindeki Hükümet almak istiyor. Bu konuda birçok makale yazıldı. Bir makale de ben yazıp okuyucuları sıkmak istemiyorum. Ama yargı’nın bağımsız, tarafsız olduğunu söyleyenler, Yargıtay ile Danıştay’ın seçtiği HSYK üyeleri arasında hükümetle aynı paralelde düşünen tek bir üyenin neden çıkmadığını söylemelidirler. HSYK ya seçilen tüm üyeler nedense hükümet muhalifi ve aynı fikir çizgisinde oluyor. Bu mudur yargı bağımsızlığı. Yüksek yargı’da ideolojik bir tekel var. Bu tasarı ile bu tekel kırılacak. Her görüşten düşünceden insanın yüksek yargıya girmesi sağlanarak dengeler sağlanacak. Halkının yüzde yetmiş’i sağa oy veren bir ülkede ne hikmetse Yüksek Yargı’ya sağdan kimse giremiyor. HSYK da diğer kurumlarda ülke kompozisyonuna uygun hale getirilmelidir. Her görüşten düşüncenin temsili ile dengeler sağlanmalıdır. Hükümetin iki üye ile HSYK da ki öteki beş üyeye karşı dengeyi sağlayamadığı görülüyor.

Yüksek yargı CHP’lilerle İşçi partililerden olsun, bu makamlar onların hakkıdır diyenler buyursunlar Anayasa taslağına karşı çıksınlar. Ama tüm kurumlar milletin olmalı, milletin renklerini yansıtmalı, herkese açık olmalı diyorsak bu taslağa destek vermek bir vatandaşlık borcudur. Bu tüm kurumlar için geçerli. TSK ya askeri öğrenci alınırken aile resmi isteniyor. Annesi örtülü, babası sakallı olan imtihanı baştan kaybediyor. Hangi demokraside insanların bir kısmına ayrımcılık yaparak bazı kurumlar yasak edilir. Bugüne kadar TSK askeri öğrenci sınavlarında bu resimleri niye istiyor, çocukların anasını, babasını mı askere alacak diye soran var mı? Ondan sonra eleştiri olunca milletin ordusuyuz. Evet, TSK milletin Ordu’sudur. Ama bu uygulamalara cevaz verenlerin millete saygı duymadıkları, TSK’yi milletin ordusu olmaktan çıkarmaya çalıştıkları muhakkaktır.

Anayasa taslağını olumlu bulmakla birlikte eksik buluyorum. Birçok hukukçu yazdı, askeri Yargıtay, askeri yüksek idare mahkemesi gibi iki ayrı hukuk rejimi görüntüsü veren mahkemeler artık ortadan kalkmalıdır. Memur sendikalarına grev hakkının verilmesi olumlu bir adımdır. Grev hakkının olmaması münasebetiyle memurların aynı işi yapan işçilere göre ücretlerinin çok düşük olduğu ortadadır. Memurların pazarlık marjını yükseltecek böyle bir imkân, ekonomik durumlarının da iyileşmesine yol açacaktır. Keza, AYM’nin yapısının değiştirilmesi ile ilgili değişiklik talepleri yerindedir. Bu değişikliği daha önce AYM başkanı Mustafa Bumin AK parti iktidarının başında önermiş ama destek bulamamıştı. Gecikilmiş de olsa bugün bu adımın atılması isabetlidir.

Sanılanın aksine bu talepleri zorunlu kılan AKP’nin ideolojik hedefleri değil, toplumun ihtiyaçları ve 82 Anayasa’sının bugünün problemlerine cevap vermekten uzak olmasıdır. Kim gelirse gelsin bu tür değişiklikler yapmak zorunda kalacaktır. Türkiye toplumsal şartların, iç dinamiklerin dayattığı bu değişiklikten kaçamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi