Yeni bir arınma süreci

Yeni bir arınma süreci

Kimsenin tahmin etmediği büyüklükte bir operasyon oldu. Bunu demokratik bir ülke olma yolundaki kararlılık olarak algılayabiliriz.
Ergenekon davasının tavsadığı bir dönemde böyle bir operasyon kim ne dersin alkışı hak ediyor.
Herkesin hesap verebileceği bir Hukuk sistemi, hesap endişesi taşımadan her işi yapanların iştahını kesecektir.
Bakın daha şimdiden abandone oldular.
Bu operasyonları sadece siyasi kararlılık ve Yargının hassasiyeti diye yorumlamamak lazım. Devletin birçok kurumunun böyle bir süreci çoktan beri istediğini düşünüyorum.
Laçkalık, plansızlık, kuralsızlık diz boyuna varmıştı. Biraz tarih okuyanlar Balkanları nasıl kaybettiğimizi, askerin nasıl bir yönetim zaafı içinde olduğunu bilirler. Bir imparatorluk birkaç milyonluk eski tebaalarına karşı direnememiş, hem topraklarını hem onurunu kaybetmiştir. İşi gücü bırakıp siyasi ikbal peşinde olanlarında bugün olağanüstü bir durumda bizi farklı bir sonuca götüreceklerini sanmıyorum.
Hukuk kimsenin rütbesine bakmaz.
Suçlunun makamına mevkisine göre muamele olmaz.
Hukuk devleti hukukun elini herkese aynı duyarlılıkla dokunduran devlettir.
Farklı muamele geçmişte bazı çevreleri şımartmış, milletin başına bela etmiştir. Balyoz operasyonu ile önemli bir merhale daha kazasız belasız geçilmiştir. Ama daha her şey bitmiş değildir. HSYK kararıyla psikolojik üstünlüğü ele alanlar, Balyozla mevzilerini kaybetmişlerdir. Önceki günden beri devam eden şaşkınlık, çaresizlik, kararsızlık bunun en bariz örneğidir.
Darbelerden kurtulmanın yolu sinir savaşını kazanmaktan geçer.
Birkaç gün darbe duasına çıkanlar, seslerini duyan kimse olmamasına rağmen yeni bir teselli imkânı arayacaklardır. İrtica, masalıyla bir defa daha göle maya çalmayı deneyeceklerdir. Ama beyhude. Bu malın bu ülkede CHP tabanı ile İP’çi titçi takımı dışında müşterisi yok.
Türkiye iç çatışmalardan, kısır döngülerden, hukuksuzluğu hukuk haline getirmek isteyenlerden kurtulursa bölgede istikrarın sembolü, bazı ülkelerin rol modeli haline gelecektir.
27 Mayıs darbesinin hesabını sormadığımız için 12 Eylül, onun hesabını sormadığımız için diğerleri oldu. Yeni darbelerin olmaması için kendi geçmişimizle hesaplaşma, karanlıkları aydınlatma, kanun dışı işleri cezalandırma hedefinden asla vaz geçmemeliyiz.
Güçlü bir Ordu da, içerideki ayrık otlarını temizlemekle mümkündür. Bu ülkenin Ordu komutanları, kurmay kadroları dururken ETÖ sanığı Doğu Perinçek’ten emir almak disiplinli bir Ordunun kabulleneceği bir tutum ve davranış biçimi olamaz. Bu arınma sürecinde tüm kurumlar iç mekanizmalarını harekete geçirerek bu tarihi dönemeci bir fırsata çevirebilirler. Yeni felaketlere maruz kalmamak için hem güçlü bir siyasi irade hem de, disiplinli, milletin emrinde, bir caydırıcı ve güçlü Ordu’nun gerekliliğini söylemeye gerek yok. Yargı, siyaset, iş dünyası, medya ve TSK’nin dışarıyla rekabet edebilmek için kendilerini günün şartlarına uyarlamaları şarttır. Bu güne kadar hep siyasete balans ayarı yapıldı ama problemler değişmedi. Demek ki öteki kurumlarında balansa ayarından geçmeleri gerekiyor. Etö, balyoz gibi olağan dışı operasyonlar bu ayarlamanın başladığını gösteriyor. Türkiye kendini yenileyip günün şartlarına uyarladıkça küresel aktör olma yolundaki avantajları da artacaktır. Brütüsler! kösteklemezse eğer, Türkiye’nin dünyaya yeni bir soluk getirme şansı her zaman vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi