Yazının başlığındaki en büyük gerekçem, Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki Fenerbahçe topluluğu!.. 12. adamı bugünlere kadar öylesine taşıdılar ki, Fenerbahçe'yi takım gibi takım olma yolunda tüm uzuvlarıyla destek veren oldular.

Fenerbahçe, böylesine saha ve seyirci avantajını iyi kullanacağını varsayarak, bu maçın favorisi olduğunu gösterdi. En azından ben öyle düşünüyorum. Fenerbahçe kalecisi Volkan'a bu maçta çok büyük görevler düşüyor. Ciddi bir şekilde maça konsantre olmak ve de takımının en arkasındaki adam olarak iyi yönlendirmek ve yönetmek zorunda arkadaşlarını... Ben kalecilerin maçı en iyi okuyan adamlar olarak görürüm.

Savunmanın göbeğinde Lugano ve Edu'nun, en az kaleci Volkan kadar bu maçın kritik adamları olacağını varsayıyorum. Roberto Carlos'un, Uğur Boral veya Vederson'la arkalı önlü görev almasının, Fenerbahçe'nin sol kanadında rakiplerine karşı hep üstünlük sağladığını gördük. Onların sağında genç Gökhan, iyi performans sergileyecektir. Ama sıkıntılara düşüp düşmeyeceği; önünde oynayacağı takım arkadaşının kim olmasına bağlı.

Eğer Deivid oynarsa Gökhan tek başına kalmaya mahkum olur. Çünkü Deivid hiç bir zaman sağ kanatta değil, oyun başından sonuna kadar ortaya, göbeğe doğru ilerleyen bir adam. Aurelio her zaman takım oyuncusu olduğunu bugüne kadar performansıyla göstermiş oldu.

Alex'e gelince... Söyleyecek tek bir sözcük var, lider futbolcu. Hünerli ayaklarıyla rakip kaleye attığı gol pasları ve attığı gollerle bu maçta da parlayacağını düşünüyorum. Semih de hatasız futbol oynuyor. Özellikle Alex ile ayak dilleri birbirlerine uyum sağlıyor. Top alışverişlerinde, duvar paslarında her ikisi de birbirlerine gol yollarını açıyor.

Bu görüntüler doğrultusunda Semih'ten gol bekleyen her Fenerbahçeli gibi ben de umut taşıyorum. Ve de bu maçın favorisi Fenerbahçe diyorum; kazanan da Sarı-Lacivertliler olacaktır...