İsrail'in gücü, bizim tefrikamız kadar büyük..
Unutmayalım ki; karanlık, aydınlığın yokluğudur..
“Tefrika girmeden bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”
Rahmetli Âkif’in haykırışlarını duyuyor musunuz..
Daha önceki gün Taceddin Dergâhı tarafından sessiz sedasız anıldı..
Protokolden kimse yoktu.. Herkesin çok daha önemli işleri vardı..
Zaten muhalefetin Âkif'le işi yok.. O bir “mürteci” öyle değil mi? “Bu ezanlar ki, şehadetleri, dinin temeli” diye haykıran biri ile CHP'lilerin ne işi olabilir ki?
Gazze'de yaşananları, önceki gün Taksim'de “Ergenekon izleme grubu”nun “Ergenekon ve Jitem Gerçeği” forumundayken aldım.. 2. Oturuma katılmadan Taksim'e gittim..
Bir gün sonra da Beyazıt'taydık. Onlarca il ve ilçede aynı zamanda gösteriler yapıldı..
Halk öfkeli.. Erdoğan saatlerce Olmert'le ne konuştu ki; Türkiye'den ayrılır ayrılmaz bu cinayeti işledi..
Olaylar devam ediyor ve daha uzun bir süre de devam edeceğe benziyor..
Şimdi Ankara'dan beklenen kınama mesajları ve insanî yardım paketlerinin ötesinde bir şey..
Beyazıt'tan yükselen ses; “TBMM-İsrail dostluk grubunun hemen dağıtılmasını istiyor.. Şu İsrail'le askeri ve ticari ilişkilerin diplomatik ilişkilerin gözden geçirilmesi gerekiyor..” diyor.. Bakın, isimler seçim öncesi duvarlara İsrail dostları diye yapıştırılırsa şaşırmayın.. Bir an evvel bu isimlerin bir araya gelip, istifalarını açıklamaları gerek..
Ben iktidardan bu aşamada çok da fazla bir şey beklemiyorum.. Kendi karısının - kızının başörtüsü sorununu çözme konusunda bile aşılmaz engellerle karşılaşan, kendi derin devletini bir kenara bırakın, derin çetelerle mücadelede yetersiz kalınan bir ortamda, tutup da dünya derin devleti ve Siyonist örgütlerle baş etmesini beklemek, biraz hayâlcilik olmaz mı?
Ben Ankara'dan çok İran'ın sabrını merak ediyorum.. Siyasilerin hesaplarına çok da akıl erdirmek mümkün değil..
Daha Susurluk gerçeğini bile soruşturmaya cesaret edemeden, dava açma şöyle dursun, dosya kapatma yoluna gidilmedi mi?. Ergenekon'da hâlâ ikinci ek iddianame hazırlanıp mahkemeye sunulmadı.. Hâlâ darbe anayasaları ile yönetilmeye devam ediyoruz.. Şemdinli'de ne oldu biliyorsunuz... Ferhat Sarıkaya'ya ne oldu?
Dünyanın sessizliği de öyle. İslâm Ülkeleri, İKO, BM, AB, Arap Birliği, Afrika Birliği neden ses çıkartmıyor. Hatta İsrail yanlısı mesajlar, insanın kanını donduruyor..
Bu süreç seçim sonuçlarına yansıyacak. Ergenekon bunu değerlendirmeye çalışacak, Tuncay Özkan'ın Yeni Parti'ye genel başkan olması basit bir olay değil. Birileri seçim mitinglerini başka bir şekilde değerlendirmeye hazırlanıyor. Birileri hâlâ iddialarını sürdürüyor..
Göreceksiniz, özellikle Ocak sonuna kadar Ortadoğu'da, İran'da, Afganistan'da olaylar bir anda tırmanacak. Terör dalgası yükselecek. Bush, Obama'ya “hoşgeldin partisi” düzenleyecek!
2009 çok zor geçecek..
Bugün 1 Muharrem. İsrail, Cumartesi yasağını da ihlâl ederek, Mekke'nin Fethi ve Hicri Yeni Yıl arefesinde Gazze'yi vurdu.. Hicret'in 1430. yılındayız.. 4 Muharrem'de de Miladi 2009'a gireceğiz.. 2009, 2008'i aratacak gibi..
Müslümanlar çok dikkat etmek durumunda.. Bazı kanaat önderlerine ilişkin iddialar ortaya atılabilir.. Birileri, bizi bize düşürmek istiyor. Bazı siyasilerle ilgili ahlâkî ve mali yolsuzluk iddiaları da kapıda.
Bakın terör dalgası yükselecek. Suikastler gündeme gelebilir.. Seçim dönemi zorlu geçecek.. Dünyadaki hassas ekonomik ve siyasi dengelerdeki küçük dalgalanmalar, kriz lobisi tarafından abartılı bir şekilde içeriye çekilmeye çalışılacak. Malum media, kriz lobisi ile birlikte yangına körükle gitmeye hazır. Niyetleri üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek..
Sabredelim, tevme edelim, dua edelim.
Hiç olmazsa Filistin davası konusunda tefrikayı, aramızdaki siyasi, ideolojik tartışmaları, mezhebî ihtilafları, örgüt milliyetçiliğini bir kenara bırakalım.. Keşke meydanlara gelirken bırakın bayrak ve büyük amblemleri, yakamızdaki rozetleri bile çıkartıp gelebilsek.. İstişare ve şûra ile bu işleri yapabilsek. Feregat ve fedakârlıkta bulunabilsek.. İhtilaf halinde hakeme gidip sonuca razı olsak, sonuçları tartışacağımıza usûl/yöntemde anlaşsak.. Örgüt milliyetçiliği yarın bizi slogan, bayrak ve pankart hesaplaşmasına götürebilir..
Birileri zaten bizi birbirimize düşürmeye hazır. Tefrikaya düşersek, rüzgârımız kesilir. Tartışmalarınızı başka yerlere, başka zamanlara bırakın.. Hatta niye tartışıyorsunuz ki? Bu dünyada tartışıp durduğunuz şeylerin hakikatini Allah bize daha sonra gösterecek.. İttifak ettiğimiz zaman birlikte hareket edelim, ihtilaf ettiğimiz konuda birbirimizi mazur görelim. İnanın Müslümanların bu gösterilerde aralarındaki çekişmeler, tartışmalar, şehidlerin ruhunu muazzeb eder..
Korku ile umud arasında bir yerde duruyorum..
Dua edelim.. Saflarımızı sıklaştıralım..
Öfkesi merhametine galib gelenlerden uzak duralım..
Unutmayalım ki; iman etmeden Cennet'e giremeyeceğimiz gibi, birbirimizi sevmeden gerçekten iman etmiş sayılmayacağız.. Allah'a, Rasûlü'ne, Kitaba iman edenler tek bir ümmettir..
Filistin halkının kurtuluşu, ümmetin vahdeti ile mümkündür.. Bugünkü durum, sadece İsrail'in gücü ile ilgili değil, aynı zamanda bizim tefrikamızın da eseridir..
Allah, cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasib etmeyeceği gibi, biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmeden, O da bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.
Selam ve dua ile..