Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

68 Kuşağı

68 Kuşağı

Bu haftaki kitabımız; “Darbe Peşinde Koşan Bir Nesil 68 Kuşağı” adını taşıyor. Nesil Yayınları’ndan çıkan eserin yazarı ise Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne.
68 Kuşağı’nın sonuna yetişen ve kendisini 70’li yılların ikinci yarısındaki öğrenci olaylarının tam ortasında bulan Mümtaz’er Türköne, bir nevi imalat hatası olarak aşırı solcu ve aşırı sağcı olmadan kendini kurtaran seçkin isimlerden birisidir.
68 kuşağının sonunu ve içinde yaşadığı 70’li yılları ayrıntılarıyla yaşayan Mümtaz’er Türköne, milliyetçilik akımı içerisinde yer aldıysa da solu ve solun bütün frekanslarını yakından takip etme ve tanıma fırsatı bulan birisidir.
Mümtaz’er Türköne’nin öğrenim hayatı bir med cezir gibidir. İlkokula Erzurum’da başlar, ortaokulu Edirne Lüleburgaz’da bitirir, liseyi ve üniversiteyi Ankara’da tamamlar. Üstelik okuduğu lise, Ankara’nın bıçkın delikanlılarının okuduğu Beyazıt Lisesi’dir.
Mümtaz’er Türköne, gençliğinde bıçkın bir delikanlıdır ve “gözünü budaktan, sözünü kulaklardan” esirgemez. Solcu gençliği uykularındaki sayıklamalarına kadar tanır ve “Bunlardan ne köy ne kasaba olur” diyerek o çevreden hızla uzaklaşır.
Türkçülüğü ağır basan sağcıları ise sayıklamalarından da öte bütün halleriyle tanır ve onlar için de benzeri bir karar vererek, kendisine orta bir yol seçip, bütün renkleriyle Türkiye’yi kucaklayan ama ayağı yere basan bir düşünce sahibi olarak devam eder.
Mümtaz’er Türköne’nin “68 Kuşağı”nı mutlaka okumalısınız. Şimdiye kadar benzeri eserler yazıldı ama hepsi de kendi içinde önyargı ve peşin hükümlerle doluydu. 68 kuşağının sonuna ve 70’li yılların yarısına yetişen ve olayları yaşayan biri olarak, o dönemi en sağlıklı anlatanın bu kitap olduğunu gördüm.
Mümtaz’er Türköne kaleme aldığı bu eseri neden yazdığını şöyle izah ediyor: “Gençler sokağa dökülecek ve birileri iktidara gelecektir. Toplum değişimin sancıları içinde kıvranmaktadır. Sonuçta sahneye askeri darbe peşinde koşan bir gençlik ve onların enerjisi ile iktidara yaklaşan cuntacılar çıkmaktadır. Masal büyüsü ile çarpıtılan hikâyenin özü budur.”
Mümtaz’er Türköne devam ediyor ve diyor ki: “Bugün 60-65 yaş civarını yaşayan nesil, kendi geçmişlerini yeniden inşa ediyorlar. Türkiye’nin 68’lileri, gerçeklerle yakından uzaktan ilgisi olmayan içi kof bir masalın, güya haksızlığa uğramış kahramanlarıdır. Ben 68 kuşağının açtığı kapıdan yola devam eden ikinci neslin yani 1970’lerin ikinci yarısında kavgayı tırmandıran neslin bir mensubuyum.
Bu kitabı masal ile gerçek arasındaki derin uçurumu göstermek için yazdım. Bu uçurum sadece iktidar peşinde koşan, iktidar şehvetine ideolojik kılıflar arayan cuntacılarla; vatanı kurtarmak, yoksulluğa son vermek gibi büyük ideallerin peşine düşen gençler arasındaki uçurumdur. Cuntacılar kendi aralarında hesaplaştılar ve bu hesap, sokağa sürülen gençler üzerinden yapıldı.
Ben 68 neslini, büyük hayallerle evden kaçan, sonra fuhuş tacirlerinin eline düşen zavallı genç kızlara benzetiyorum. Bugün anlatılan 68 masallarını da pavyon süsü verilmiş karanlık mahzenlerde karşılarına çıkan pırıltılı lambalara.
68 özünde ve merkezinde bir cunta hikâyesidir. Eğer 68 kuşağı genel geçer bir başlık altında bir yere konacaksa bu başlığın “askeri cuntalar” olması gerekir. Ben de 68’i bu yüzden cuntalar üzerinden anlatacağım. Tek borcum, acı çekenlere. 68’in 80’e kadar süren şiddet sarmalı içinde hayatlarını kaybedenlere hiçbir ayırım gözetmeden saygı duymaktır.”
Evet, böyle söylüyor Mümtaz hoca ve doğru söylüyor. Kişisel olarak 68 kuşağında ölen ve kaybolanlar ile 80’e kadar ölen ve kaybolanların ailelerini yakından tanıma fırsatı buldum. Sağcısıyla solcusuyla ölen ve kaybolanların içinde hiç zengin ve kentli çocuğu yoktu biliyor musunuz? Ve esas iktidar sahibi onlardı.
Türkiye’deki bugünkü bunalımın sebebi de işte burada ortaya çıkıyor. Çünkü ülke yönetimi, devletin sırtından zengin olanların elinden çıkmış, kırsal kökenli ve fakir ailelerin çocuklarının eline geçmiştir. Türkiye’de iktidar ile bürokrasinin geçimsizliği bu yüzdendir.
Eser hakkında bilgi için: Nesil Yayınları: 0212 441 32 25

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi