Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Lanetlenmiş topluluk olmak böyle bir şey

Lanetlenmiş topluluk olmak böyle bir şey

Filistin’e yapılan zulmü ancak lanetlenmiş bir topluluk yapabilir. Hem insanların ülkesini işgal edeceksiniz hem de işgalden kısa bir süre sonra gece gündüz demeden masum bir halkın, nefes almasını bile kontrol ederek zulüm üstüne zulüm yapacaksınız.
Filistin’e yapılanları İsrail ve ABD yönetimi dışında, bütün dünya kınıyor. Lakin iş sadece kınamakta kalıyor. Bir kere hemen hemen bütün ülkelerin ya elleri ya ayakları ABD’ye bağlı, dolaylı olarak da İsrail’e bağlı. Bu yüzden sadece kınamakla yetiniliyor.
42 yıldır süren bir şiddet var bölgede. Lanetlenmiş topluluk Ortadoğu’nun başının belası, haliyle bizim de başımıza bela. Bir avuç lanetlenmiş insana, lanetlenmemiş insanların gücünün yetmemesine doğrusu bir türlü akıl erdiremiyorum.
Bu nasıl bir başıboşluktur ki, lanetlendiği biline biline küçük bir azınlığa kimsenin gücü yetmesin ve hatta destek olunsun. Bu konuda aklı erenlerden de bir cevap beklemiyorum aslında. Akıl erdiremedim diyorum ve akıl erdiremediğimle kalmak istiyorum.
Çünkü herkes konuşuyor ve yazıyor, işte ben de konuşup yazıyorum. İyi de çare ne çare? Allah kimseyi çaresiz bırakmasın. Yeryüzünde pek çok çaresiz topluluk var ama Filistin hepsinden de çaresiz ve yanlarında kimse yok. Bu acı ölümden beter.
Bizim varlığımız, Ortadoğu ülkelerinin varlığı bir işe yaramıyor. Bu nasıl bir varlıktır ki, yokluk içinde yüzer ve yokluk içinde benim de yaptığım gibi ağıt yakar, ah eder vah eder. Bunları söylerken kimseden bir medet umduğumdan değil, çaresizlikten söylüyorum.
İslâm dünyasının duyarsızlığı, lanetlenmiş topluluğa cesaret vermekte. Halkların protestoları devlet yönetimleriyle birlikte yapılmadığı müddetçe bir faydası olmayacaktır. Bugün Filistin’in başına gelen, yarın bir başka İslâm ülkesinin başına gelmeyecek diye bir garanti yok. Lanetlenmiş bu topluluğun önüne geçilmelidir.
Yönetimde bulunan adamlar bu gerçeği göremeyecek kadar basiretsiz olabilir mi? Yine en güçlü ses Türkiye’den çıkmakta. Osmanlı bu bölgede yüzyıllarca barış sağlamış, huzur getirmiş ve refah içerisinde yönetmiştir. Osmanlı’ya ihanet eden o günkü zihniyet, bugün de Filistin’e karşı aynı zihniyeti taşıyor diye aklımdan geçmiyor değil.
Eğer İslâm ülkelerinin yönetimlerinde azıcık feraset, basiret ve cesaret olsa, bölgede barışın sağlanmaması mümkün değil. Fakat gelin görün ki, halkı ile bütünleşemeyen hemen bütün İslâm ülkelerinin yönetimleri, bir türlü vazgeçemedikleri dünyalıkları yüzünden Ortadoğu’daki kanlı sahneyi küçük itirazlarla seyrediyorlar.
Bir kısım aklıevveller de Hamas’ı suçluyor. Ateşkesi Hamas’ın bozduğunu söylüyorlar. Hamas faaliyete geçeli, 15 yıl oldu. Filistin’deki bugünkü dram 42 yıldır devam ediyor. Bunu ne yapacağız? Lanetlenmiş topluluğun işgali neden hiç sorgulanmaz?
Diğer taraftan Golan Tepeleri yıllardır lanetlenmişlerin işgali altında ve Golan Tepeleri’nde ne Hamas var ne de silahlı askeri birlikler ve savaş hali. İsrail, Golan Tepeleri’nden neden çekilmiyor ve Suriye başta olmak üzere bütün bölgeyi tehdit ediyor? Bunu ne yapacağız?
İngilizlerin oyununa gelerek Osmanlı’ya baş kaldıran ve Şerif Hüseyin’in şerefine kurulan Ürdün Devleti, Filistin’in dibinde. Hüsnü Mübarek’in Mısır’ı Filistin’in dibinde. Filistin’de yaşayan halk ile Ürdün ve Mısır halkı arasında yüzde yüzlük bir bağ var ve sınırın öteki yakasında Filistinliler ölürken, beri tarafta Ürdün ve Mısır yönetimi, kısık sesle yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz şekilde mırıldanıp durmaktan vazgeçemez mi?
Valla bilmiyorum ne yapacağımızı ve ne diyeceğimizi. Haber bültenleri, gazeteler, lanetlenmiş topluluğun yaptığı zulmü sergiliyor ve Hıristiyanıyla, Müslümanıyla veya herhangi bir inanca mensup olup, lanetlenmiş topluluktan olmayan herkes vahşeti kınıyor. Dünya üzerinde böyle bir ittifak var, fakat vahşet her an dozunu artırıyor.
Duygularım, düşüncelerim, dünyam, ahiretim, işim, gücüm birbirine karışmış vaziyette. Bu yazıyı bile ne dediğimi bilemeden yazdığımı sanıyorum. Umarım doğru şeyler yazmışımdır. O kadar çıkmazdayım ki, Allah; Filistin başta olmak üzere bütün mazlum milletlerin yar ve yardımcısı olsun. Duadan öte giden bir yol varsa gideyim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi