Bizim nesil din ve dünya melezi bir nesildir. Din ile dünya arasında bocalamış bir nesiliz. Darbelerin, muhtıraların, tehditlerin, şantajların, korkuların, endişelerin nesliyiz.

Bu sebeple; ne milli ne de dini değerlerimize sahip çıkabildik. Yeri geldi Müslümanca adetlere uyduk, yeri geldi Hıristiyanların adetlerini benimsedik.

-“Hah! İşte çağdaşlık budur, dünyaya ayak uydurmamız lazım, ilerlemek için bu şart” dediler.

Tabi bu arada çağdaşlaşmak adına aileleri parçaladılar. Aileyi bir arada tutan milli ve manevi bağları kopardılar.

Bunu eğitimle, medya ile milletimize yabancı bir takım kültürel etkinliklerle yaptılar ve her fırsatta aile mefhumunu magazinleştirerek, gençleri ailelerinden uzaklaştırdılar.

Elbet bu söylediklerim üç beş sene içerisinde olmadı. Yaklaşık 80 yıldır ailenin parçalanması için sistemli bir şekilde aile kurumuna hücum edilmektedir.

•

Mesela bu hükümete kadar memleketimizde yılbaşı kutlamaları, Hıristiyan dünyadan farksızdı. Neyi kutladığımızı ve neden Hıristiyanlara uyduğumuzu düşünmedik bile.

Yılbaşlarında dansöz çıkacak olması, ülkemizin tam bir hafta on gün, gündemini işgal etmekteydi. Bu işgal elbette bilinçli bir işgaldi.

Ve insanlar o hale gelmişti ki, eğer saat tam 00 ila 03 arasında çıkacak olan dansözü kaçırırlarsa, ertesi gün yeni yıla girmemiş sayılıyorlardı. O gece içmeyen adam değildi.

Bu bir “ruh kirletme operasyonuydu”, aileler arasındaki bağları zayıflatma ve kopartma senaryosuydu.

Sadece dansöz değil elbet. Yeni yıl kutlamaları dışında ayrıca batıdan ithal edilen “çağdaşlaşma” göstergesi yaptırımlar kurulu saat gibiydi ve yeri geldikçe çalmaktaydı.

Kendi medeniyetimize ait değerlerimiz hatırlatıldığında ise insanlar direk suçlanmakta ve “hangi devirde, hangi çağda yaşıyorsun” denilerek aşağılanmaktaydı.

Böyle denile denile, koca bir milletin dini ve milli mefkûresi altüst edildi, hallaç pamuğu gibi savruldu, ailedeki birlik ve beraberlik, “zorunlu kabule” endekslendi.

•

Yıllar geçti, devran döndü, AK Parti iktidarları, “çağdaşlık ve ilerleme” adına toplumun uçuruma sürüklenişini gördü ve çeşitli önlemler aldı.

Yeni Türkiye’nin temelleri atılmaya başlanmıştı. Bunun faturası olarak da 2002 yılından beri AK Parti iktidarlarının başına gelmeyen kalmadı.

Ve tabi bütün bir dünyayı, daha çok da İslam dünyasını şok eden bir şey oldu. Belki kıyamete kadar akla gelmeyecek tehlike içeriden geldi.

Hamdolsun, Allah’ın yardımıyla sağduyu sahibi milletimiz; ülkemize sahip çıktı, R. Tayyip Erdoğan vehükümetin arkasında dimdik durarak bu büyük oyunu bozdu.

•

İşte bir yıl daha ihtiyarlayan dünyaya “Yeni Türkiye” ile girdik. Hem de sağımız, solumuz, içimiz dışımız, bir sürü fitneyle girdik.

Rabbimizin izniyle, Cumhurbaşkanı, hükümet ve milletimizin birlik ve beraberliği, Yeni Türkiye’nin önündeki tüm engelleri aşacaktır.

Yeni Türkiye kervanı yürümektedir.