Merve Kavakçı İslam

Merve Kavakçı İslam

Kaza

Kaza

Plan, insanoğlunun iradesinin cüz’iyyetinin sınırları içerisinde umdukları... umabildikleri... ummaya cesaret ettikleri, edebildikleri... plan, niyet ettikleri, edebildikleri, imtina etmeye niyet edebildikleri. Levh-i Mahfuz kayıtlarından bağımsız insanca düşünebildikleri... Acizce. Kendince. Hesapsız. Kendince hesaplı. Bilmediği, üzerinde yürütebildiği fikirleri...
Gideceksin. Varacaksın. Buluşacaksın. Göreceksin. Yapacaksın. Şöyle ve böyle giyinecek, davranacak, yiyecek ve içeceksin. Aman, şuna da itina edeceksin. Eğlenecek, güleceksin. Oturup kalkacak, en küçük detayı dikkate alacak, hiçbir şeyi şansa bırakmayacaksın. Evet bırakmayacaksın (!) Şansa. Kendince. Hesabınca, aciz hesabınca...
Çocuğunu kucağına aldığında mucizevi hikâyesini bir kenara bırakıp mucizelerden arınmış yol haritalarını sıralarsın. Şurada şunu okuyacak, ölçecek biçecek, çizecek dersiniz. İnşa-Allah’ı ekler ve fakat emin oluşunuza bir damla şüphe katmaksızın yaparsınız bunu. Doksan dokuz defa aklınızdan çıkarmadığınız Allah izin verirse’yi yüzüncü defa hatırlayamazsınız. Unutursunuz. Unutturulursunuz. Kadir-i mutlaktır unutturan size. Yazınızdır. Kaderiniz. Kazanızdır. Takdiridir. Kûn fe yekun olanın açık tezahürüdür. Sorguya suale açık olmayandır. Tartışmasız ölçüdür. Neden ve niçinsizdir. Öyledir çünkü öyle olmalıdır. Alternatifi yoktur. Alternatif ürettirmez zira Sahibi. O başka bir planın hazırlayıcısıdır. Asl olanın. Mutlak olanın. Öyle olması gerektiği kadar öyle olmasını istediği için olanın. Gereklilikten çok keyfiyettir O’nun için esas olan. Takdirdir. O öyle istemiştir de onun için öyle olmuştur. İtiraz yoktur. Dilediğini hesapsız rızıklandırandır. Dilediğini imtihan üstüne imtihanla sınayandır. Mal ile. Can ile. Eş ile dost ile. Var mıdır itirazı olan? Yoktur. Yenecek lokma, çekilecek acı sayılıdır. Bellidir.
İşte yine o takdirdir size çarşaf çarşaf plan yaptırtan. Aklınıza koyan, düşündüren, azmettiren ve uygulatan. Birini diğerine tercih ettiren, her çatal yolda size birini diğerine daha akılcıl göstertip meylettiren.
Sonra? Sonrası bir muamma, sizin için açılması gereken yeni bir sayfa, keşfedilmesi gereken bir hazine, yaşanması gereken kader, sabredilmesi gereken bir imtihan...
Yola sokturan, döndürtmeyen, ötelere götüren, dönüp getirten, bir duvara hızla vurduran, sonra döndürüp tekrar vurduran. Darbın vahametini gözönüne alınca adeta hemen hemen hiçbir şey olmamış gibi kurtaran. Korkuyu ve hayretle karışık sevinci bir arada yaşatan. Olmayan arabadan, artık hurdadan sağ salim çıkartan... Sen istediğin hesabı, kitabı yap, yaz, döktür, hazırla. Kontrol et. Bir daha kontrol et. Sonra da uygula? Yok öyle şey... Alın yazgısı... kader... sen yapıyorsun bir plan, Rabbin yapıyor bir başka plan... Yenilecek lokma, dönülecek kavşak, kayılacak buz, çekilecek ağrı seni bir bir kendine çekiyor. Sen diyorsun: bu da nereden çıktı şimdi, nasıl oldu da vuku buldu!? Şaşkınlık içinde. İrkiliyorsun. Kudret-i İlahi sarsıyor ve hatırlatıyor... Büyük bir plan var. Biliyorsun ama idrak etmeyi ihmal ettiğin gerçek, bir parça. Bakıp da görmemek, duyup da işitmemek arasındasın. Aslında biliyorsun, amenna ve saddakna ruhuna işlemiş ama bir o kadar da otomatikleşmiş. Zaman zaman otantikliğini kaybetmiş... İşte o anlardan bir andasın. Anlıyorsun. Allah’tan ne çok geç, ne de dönülmez bir yoldasın... Şükredip hamdedip yola devam diyorsun... ama bu sefer zahirî ve batınî şekilde O’nun iznine sığınarak... Kaza ve kaderine boyun eğerek. Amenna ve saddakna ve edrakna.
Muharrem ayıyla başlayan yeni senenizde Rabbimizin bu üç ilkeden ayrılmamanızı nasip etmesi temennisiyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Merve Kavakçı İslam Arşivi