H.Celal Güzel

H.Celal Güzel

Yargıyı yargılamak

Yargıyı yargılamak

Hep şöyle bir hâkim tipi hayal etmişimdir: Haktan, adaletten şaşmayan, hiçbir şekilde satın alınamayan, elindeki kanun ve mevzuattan ayrılmayan, mahkeme salonuna girerken her türlü siyasî ve ideolojik peşin hükümlerden sıyrılmış, yüksek ahlâk ve şahsiyette, dürüstlük âbidesi bir bilge kişi...
Bunları okuyunca, hafifçe tebessüm ederek, ‘Haydi canım sende! Toplumumuzda böyle kimse var mı?’ diyeceksiniz, biliyorum. Bence var... Ben, Türkiye’de adaleti, hakkı, hukuku şiar edinmiş nice yüksek ahlâklı, vicdanlı, namuslu, dürüst kişi tanıyorum. Bunların içinde de yargı mensupları en önemli grubu oluşturuyor. Binlerce yıllık tarihimiz içinde, haksızlık yapanı en yakınları olsa dahi cezalandıran hakanlar, ‘Suç işleyen kızım Fâtıma da olsa cezalandırırım’ diyebilen Hz. Peygamber, yanlış bir hareketi için Fâtih’in dahi kolunun kesilmesi kararını alabilen kadılar ve tertemiz, saygıdeğer ‘Cumhuriyet hâkimleri’ var.
Yapılan bunca tahribata rağmen ben hâlâ Türkiye’deki hukuk adamlarının büyük çoğunluğunun bu şanlı maziye lâyık vasıfta olduklarına inanıyorum.
***
Eski Yargıtay Başkanlarından merhum Mehmet Uygun, bir adlî yıl açılış konuşmasında, ‘yargının vicdanla cüzdan arasında sıkıştığını’ söylemişti. Gerçekten de Türk yargısının çeşitli sorunları arasında gelir yetersizliği de var. Ancak, son dönemde yapılan düzenlemelerle hâkimler ve savcıların maaşları, -hâlâ yetersizdir ama- kamu personeli arasında en üst seviyeye çıkarılmıştır. Türkiye’de hukuk eğitimi ne yazık ki yetersizdir. Yargı teşkilâtı gelişmiş ülkelerde, hukuk eğitimi daha nitelikli ve uzun süreli olarak verilir. Bir zamanlar çok kötü şartlarda olan adliye binaları ise, artık tamamen yenilenmekte ve gerçekten ismiyle müsemmâ, adliye sarayları yaptırılmaktadır. Adlî Polis kurulmamıştır ama savcıların polis üzerindeki yetkileri arttırılırken, yürütmenin savcılık üzerindeki yetkisi azaltılmıştır.
Yeni TCK ve CMK’da yapılan düzenlemelerde, savcı ve hâkimin soruşturma ve yargılamada yetkilerinin arttığı ve yargının bağımsızlığı istikametinde önemli adımlar atıldığı görülmektedir.
Türkiye’de, henüz yargıyı kökten değerlendirip bir yapı değişimini gerçekleştirecek toplu bir ‘Yargı Reformu’ programından söz edilemez. Ancak, yargıda yapılan birçok olumlu değişiklik, reform adımları olarak telâkki edilebilir.
***
Türk yargısında en büyük sorun, yargının siyasete âlet edilebilmesidir. Ülkemizdeki hukuk adamlarının önemli bir kısmı, hukuk profesörleri, hâkimler ve savcılar, 27 Mayıs 1960’tan itibaren başlayan ‘Darbe Süreci’nde darbeci despotların emrine girmişler ve adalet terazisini çöpe atmışlardır.
Başlangıçta zora, korkuya ve ikbal beklentisine bağlı olan bu ubûdiyet, daha sonra daha tehlikeli ve kalıcı bir mecraya dökülmüş ve ortaya ‘Politikacı Yargı Mensupları’ çıkmıştır.
Politikacı Yargı Mensupları (PYM’ler), darbe döneminin acayip bir prototipidir. PYM’ler, tarafsız değil (ne demekse) Cumhuriyet’ten taraf olduklarını söylerler. Lâikliğe, âdeta bir din gibi sarılıp kudsiyet atfedecek kadar lâikçidirler. Yargılama esnasında, bu peşin siyasî ve ideolojik varsayımlarından sıyrılmak şöyle dursun, Cumhuriyet ve lâiklik düşmanı olarak gördükleri siyasî iktidarı, hükûmeti, siyasî partiyi ve kişileri tabiî hasımları olarak görürler. Artık, onlar için adîl yargılama bir hedef değil, rahatlıkla vazgeçilebilecek bir vasıtadır.
İşte Türk Yargısı’nın en büyük sorunu budur. Bu yüzden, iktidar partisi kapatılmak istenir; AYM, TBMM’nin üstündeymiş gibi davranır; Danıştay yürütmenin icraatını engeller... Bu zihniyetin istikameti millet iradesine değil, kışlaya dönüktür.
Günün birinde, bir avuç cesur ve idealist yargı mensubu, devleti hariçten yönetmek ve darbe tertiplemek için silâhlı terör çetesi kurup kimsenin gözünün yaşına bakmadan
-usul hatâları yapılarak da olsa- soruşturma ve yargılama başlatınca bütün fincancı katırlarını ürkütmüştür.
Siyasallaşmış yargıyı ve darbeci odakları tabiî müttefiki kabul eden CHP oligarşisinin de tepkisi bunadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
H.Celal Güzel Arşivi