Levent Ersöz vak’ası ve yargısız infaz
Levent Ersöz vak’ası
Kilit isimlerden biri Levent Ersöz. Emekli Tuğgeneral. Rusya firarından sonra, sahte kimlikle ülkeye kaçak giriyor.
Rusya'dan döndükten sonra iki ay Türkiye'de saklandıktan sonra nihayet yakalanıyor. Levent Ersöz hakkındaki suçlamalar, darbe hazırlığında bulunmak ve kozmik gizliliği bulunan telefonları dinlemek gibi oldukça vahim.
Bazıları şunlar: -Eruygur'un Fenerbahçe Orduevi'ndeki ofisinde yapılan aramada "Eldiven" adı verilen bir darbe planı bulundu. Ersöz'ün bu planın hazırlayıcılarından birisi olduğu iddia ediliyor. -Ersöz'ün ismi, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'e ait olduğu öne sürülen günlüklerde de geçiyor. Günlüklere göre, "Ayışığı" ve "Sarıkız" adı verilen darbe planlarını yapan kişiler arasında yer alıyordu.
-Ersöz hakkındaki en ilginç iddiayı, emekli Albay Erdal Sarızeybek ortaya atıyor. Sarızeybek kitabında, Ergenekon zanlılarından emekli Albay Atilla Uğur'un kendisine, Ersöz'ün emriyle 9 adet telefon numarası göndererek bunların dökümlerini istediğini belirtiyor. Verilen numaraları araştıran Sarızeybek, Ankara'da çok gizli bir operasyon yürütüldüğünü ve dökümü istenen telefonlardan üçünün, kozmik gizliliğe sahip olduğunu ortaya çıkarıyor. -Bir süre önce Bursa'da yapılan bir operasyonda gözaltına alınan eski bir istihbarat elemanı, Ersöz'ün eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik gibi isimlerin telefonlarını dinlettiğini öne sürdü.
-Ersöz'ün İstihbarat Başkanlığı görevi Eruygur emekli olduktan sonra değişti. Bilecik'e tayin edilen Ersöz, bir yıl sonra emekli oldu. -Ergenekon soruşturmasında Ersöz'ün, Jandarma İstihbarat Başkanlığı döneminde yaptığı görüşmeleri kamera ile kayda aldırdığı ortaya çıktı. -Ersöz'ün ismi tüm bu iddialardan çok daha önce 2000'de, Silopi'de jandarma binasına çağrıldıktan sonra ortadan kaybolan ve izleri bulunamayan HADEP yöneticileri Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'le gündeme geldi.
Ersöz'ün bu isimleri jandarmaya davet eden isim olduğu öne sürüldü. AİHM'ye kadar giden davada, Türkiye tazminat ödemeye mahkum oldu. AİHM'nin bilgi istediği Ersöz ifade bile vermedi. Bu dönemde albay olan Ersöz daha sonra generalliğe terfi etti. Bu bir emekli Tuğgeneral dosyası... Tabii ki normal bir dosya değil. Bir Tuğgeneralde olması gereken özelliklerden bahsedilmiyor bu dosyada. Bu dosyada yer alan iddiaların tümü illegal bir çalışmayı gösteriyor. Darbe planlayıcılığından, yargısız infaza kadar... Genelkurmay Başkanı'nın, biri Milli Savunma Bakanı olmak üzere iki bakanın telefon konuşmalarını dinlemeye kadar.
Yani, öyle bir şey ki bu, bir subay, hadi siyasetçiyi kolayca ıskaladı diyelim, bizzat kendi komutanının telefonunu dinliyor. Bu arada terfi etmiş, general olmuş. Yani, bu suç dosyası ile uzunca bir yol almış. Bütün bunlar hangi bakımdan önem taşıyor? Tabii ki, Ergenekon davasının, nasıl bir hastalıklı yapıyı yargıladığını göstermesi açısından... Hani Ergenekon'un avukatlığına soyunanlar Türkiye'de hiçbir anormal durum olmadığından emin ya... Hani onlar her işi, iktidarın muhaliflerini temizlemek gibi görmek istiyorlar ya... Hani onlar, iktidarın bir korku imparatorluğu oluşturmaya çalıştığını iddia ediyorlar ya... Demek ki onlara göre Levent Ersöz'ün içinde bulunduğu şebeke, bir korku imparatorluğu kurmuş değilmiş.
Demek, o yargısız infazlar normal bir devlet yönetiminin ürünü imiş. Demek, bir subayın kendi en üst komutanını, içinde görev yaptığı kurumun bağlı bulunduğu bakanın telefonlarını dinlemesi normal devlet yönetimi imiş. "Levent Ersöz'ün içinde bulunduğu şebeke" ifadesini kullanmam dikkatinizi çekmiştir. Sizce böyle bir kişinin generalliğe kadar yükselmesi normal mi? Generallik seviyesinde bu tür işler içine girmiş olmasından kimsenin haberi olmamış mıdır? Haberi olanlar olduysa, Levent Ersöz tüm bu işleri nasıl devam ettirmiştir? Hem bu işleri görmezden gelen hem de söz konusu kişiyi terfi ettiren yapı sağlıklı bir yapı mıdır? Ergenekon'un siyasi avukatları, yer altında gömülü silahlardan sonra bile tavır değiştirmiş gözükmüyorlar. Belki Levent Ersöz'ün dosyasını gördükten sonra değiştirirler. Yoksa onun için de kullanacakları tabir "devlete yıllarca hizmet etmiş saygın insan" tabiri midir?
Encümen-i Daniş
Uzunca bir süredir, satır aralarında adından "Derin devlet" bahsinde söz edilen Encümen-i Daniş yapılanması, nihayet, eski genelkurmay başkanlarından İsmali Hakkı Karadayı tarafından ifşa edildi. Onun, Milliyet'ten Fikret Bila'ya verdiği bilgiye göre bu yapılanma 1850'de kurulduğundan bu yana devam ediyor. Yapının içinde "Üst düzeyde görev yapmış, devlet tecrübesi olan emekli insanlar var." Karadayı diyor ki: "Başkanımız, eski Meclis Başkanı Necmettin Karaduman'dı.
Ondan sonra Prof. Dr. Sefa Reisoğlu başkan oldu. Bülend Ulusu var, ben varım, Sayın Kıvrıkoğlu var, Mustafa Aysan var, İlter Türkmen var. Necdet Üruğ var. Özden Sanberk, Köksal Sönmez gibi isimler var. Bu gibi devlet tecrübesi olan, üst düzey görevler yapmış isimler var. Biz bir araya gelip ülke meseleleri üzerine sohbet ediyoruz.
Sonra başkan olarak Sayın Reisoğlu bunları kaleme alıyor ve Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a gönderiyor." Esrarengiz bir yapı arz etmektense böyle bir açıklık iyi. Dilerim, bu yapının verdiği raporlar da kamuoyuna açık hale gelir ve "devleti yönlendirme" gibi bir olgunun mevcut olup olmadığı kuşkuları izale edilmiş olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.