Yahudiyi ihbar eden taşlar olacak
Filistin'i ve burada çıkan Yahudi çıbanı hakkında kısa bir bilgi demeti sunalım: Filistin ilk önce Hz. Ömer (r.a.) zamanında İslâm ülkesine katıldı. 1918'de Osmanlı Devleti'nin mağlup olmasıyla Filistin İngiltere'ye geçti.
Siyonist İsrail'in çevirdiği dolaplarla 1948 yılında burada birSiyonist "İsrail devleti" kuruldu.
1948'de, 1956'da, 1967'de ve 1968'de Araplarla savaşan İsrail, topraklarını genişletti; Ortadoğu'da kanser uru gibi gittikçe kuvvetlendi. Bu sun'i "devlet" yüzünden dünya sulhu hep tehlikededir. Bu zâlim siyonist (devlet", işgal altına aldığı yerlerdeki Müslümanları katletmiş, camilerini yıkmış, yıkamadıklarının içlerinde de fuhuş ve içki alemleri tertip etmiştir.
Siyonistler 5 Haziran 1968'de Kudüs'ü işgal etmişlerdir.
Yahudiler dünyanın en ırkçı milletidir. "Bir kimse herhangi bir dine girebilir ama asla Yahudi ve Musevi olamaz", derler. Onlara göre Musevi olabilmek için o kişinin Yahudi kanı taşıması gerekir.
Bunların önemli vasıflarından birisi de hilekârlık ve hasisliktir.
Yahudilikte de Hıristiyanlığa benzer bir günah çıkarma saçmalığı vardır.
Yahudilikte işlenen suçlar/günahlar, mâsum bir hayvanın üzerine yükleniyor, hayvan lânetlenerek bir kimse tarafından ıssız bir yere bırakılıyor.
Yahudilikte şahsi itiraf cemaat huzurunda olur. Haham her sene ibadethaneye bir keçi getirir. Ellerini hayvanın üzerine koyar. Ahalinin ve kendisinin günahını yüksek sesle itiraf eder. Günahların cezasının keçiye yüklenmesi için dua eder. Sonra bir kişi vasıtasıyla keçi ıssız bir yerde acımasızca ölüme terkedilir.
Senede bir bu şekilde "keçi lânetlenir" ve merhametsizce ölüme terkedilir. (Ziya Kazıcı, Hıristiyanlık. Sf: 73-75. Bahar yay. 1971)
Siyonizm, Filistin dışındaki bütün Yahudileri "Arz-ı Mevud"a toplamak sonra da Süleyman mabedini Siyon dağı üzerinde yeniden inşa etmek amel ve idealindedir. Siyon Hz. Davud (a.s.)'ın şehri Kudüs'teki en büyük tepenin adıdır. Onlara göre İsrail'in gücünü sembolize eder.
Müslümanlara göre, Kudüs'ten Siyon manası çıkmaz. Çünkü Kudüs üç mübarek şehirden biridir ve Müslümanların ilk kıblegâhıdır.
Filistin'de Yahudilerin de birlikte aşadığı o zamanlarda Yahudiler zaman zaman çıngırak çıkarıyorlardı. 1936 yılında çıkan çatışmada dışarıdan yardım alamayan Yahudiler anladılar ki bu tasarladıkları iş olmayacak, bir çok Yahudi Filistin'i terketti.
Yahudiler bekledikleri neticeyi elde edebilmek için dışarıdan iki şeyin sağlanması gerektiğine kani idiler:
1- Para.
2- Büyük devletlerin garantisi.
Para işi daha ziyade yine Yahudi kapitasiltler tarafından hallediliyordu.
Garanti işi de Yahudi kapitalistlerin İngiliz idarecilere baskısı sonucu halledilmişti. Bundan sonra Siyonistler beklemeye başladı.
Siyonistlerin gayesi bölgesel değil, beynelmineldi. Daha sonra kurulan beynelminel Yahudi teşkilatının gayesi de bütün dünyayı zabdetmek, muharref Tevrat'ın emirlerini yerine getirmekti.
Ancak sözünü ettiğimiz zabdetme ameliyyesi fiilen olmayacaktır. Aksine bu, ülkeleri, siyonist ve iktisadi yönden avucunun içine alıp, istenildiği şekilde idare etmektir. Öbür türlü zaten Yahudilerin nüfusu fiili bir zabtı gerçekleştirecek seviyeye gelmemiştir ve hiçbir zaman da gelmeyecektir.
Şu hadis-i şerifi de hatırlatayım:
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu ki:
"İleride Müslümanlar Yahudi ile harb edecek (ve onları yok edercesine yenecekler) Hatta onlardan bir Yahudi taş arkasına saklansa da (sağ kaldığı farzedilse) taş parçası da (dile gelerek) Ey Allah'ın kulu, şu arkamdaki Yahudi'dir, onu da öldür diyecektir." (Buhari (Tecrid-i Sarih) D.İ.Bşk. c/8. sf: 342, H.No: 1232)
Bu hadisin müjdelediği günler bir adımdan daha yakındır, inşaallah...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.