TRT kurulduğu günden bu yana milletin televizyonu olamamış ve CHP zihniyetiyle bu zihniyetin yedek parçalarının kurumu gibi hareket ederek milletin hakkını gasp etmişlerdir.
Milletin iktidarı Ak Parti hükümete gelince bile TRT’deki sol ya da komünizm zihniyetini kolay kolay yerinden sökememiş ve toplumun değer yargılarına küfretmeyi sürdürmüşlerdir. Halen de bu zihniyet belli köşelerde bulunmaktadır.
Nihayet birkaç yıldır ve yeni genel müdürden sonra TRT milletin televizyonu olabilmiş ve toplumun bütün kesimlerinin takdirle izlediği kanallar haline gelebilmiştir. Elbet bu gerçekleri CHP zihniyetlilerin görmeleri, anlamaları ve idrak etmeleri mümkün değildir.
Bu CHP zihniyetli insanlarda hakikaten zerre kadar Allah’tan korkma, kuldan utanma duygusu yok mudur? Ne biçim bir fıtratları ve karakterleri vardır? Nasıl olur da kendi geçmişlerine ve geçmişte neler yaptıklarına dönüp bakmazlar.
Şöyle hızla aklıma gelenleri yazayım mesela. TRT’de haftada bir dini program yapılırdı ve çok izlenirdi. Benim de bir dönem bu programlara altyapı desteği verdiğim olmuştu. Öyle şeylerle karşılaşıyorduk ki, insanın küçük dilini yutası geliyordu.
Mesela konuklara şu ikaz yapılıyordu; “Konuşmanızın içerisinde çok fazla ‘Allah,’ ‘İnşaallah ve Maaşallah’ gibi sözcükleri kullanmayın.” Diyelim ki bir konuk, hayret ifadesi olarak üst üste üç defa “Allah” dedi değil mi, hemen üçüncü Allah kelimesi makas yerdi.
Her Ramazan ayı geldiğinde oruç tutan kameramanlar, yönetmenler, set ekibi, kadrolu senaristler, hatta stüdyodaki elektrikçilere kadar fişlenir ve bu adamlar, özellikle içkili çekimlere, yenilen içilen mekânlara gönderilir ve mutlaka sabah erkenden, iftara kadar çalıştırılırlardı. Bodrumlarda namaz kılan insanların üzerine su boruları patlatılırdı.
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin isterse açıklayabilir. Ak Parti iktidara gelip de TRT’deki soygunun büyük bölümüne son vermeden önceki son 40 yıldaki çalışanları araştırıp kamuoyuna açıklarsa yer yerinden oynar diye iddia ediyorum.
Çünkü öyle çok kuruma hiç uğramadan maaş alan TRT çalışanı vardı ki, bunların pek çoğu da CHP tandanslı insanlardı. TRT’ye dışardan prodüksiyon işleri yaparlardı. Ezbere bir şey söylemiyorum. TRT orada arşivleri de orada. Araştırsınlar daha neler görecekler.
Dünyanın her yerindeki televizyonlar belli zamanlarda çeşitli ülkelerden film alırlar ve bunun için seyahat ederler. TRT de haliyle bu işleri yapmaktadır. Yine CHP zihniyetlilerin iş başında bulunduğu yıllarda dünya televizyon film piyasasını yükselten tek ülke, Türkiye ve tek kurum da TRT olmuştur.
El âlemin üç liraya aldığı filmi TRT dokuz liraya almış ve fiyatı yükseltmiştir. Bu konu da istenildiği gibi araştırılabilir. Pahalı film almakla kalsa iyi, o paralardan kimler nasıl ve ne şekilde yararlanmıştır onları da bilen bilir.
Bu da yetmez TRT’deki CHP zihniyetliler için, yurtdışından alacakları bütün filmlerde aradıkları tek şart şudur; filmin içinde Hıristiyan kültürünü anlatan kilise ve rahip var mı, yok mu? Var ise alınır, kilise ve rahip yoksa o film alınmaz.
Gelelim Türk filmlerine; Türk filmlerinde de din adamlarıyla ve din ile alay ediliyorsa o filmler alınır ve yayınlanır. TRT’de son birkaç yıl öncesinde yayınlanan yerli filmlere bir bakalım, hangisinde bu ülkenin kültürüne hizmet eden sahneler vardır.
Daha bunlar ne ki, aklıma hemen geliverenler. Esas söyleyeceklerime geçemedim daha. TRT 2, televizyonculuk tarihine damgasını vuran bir program yaptı ve halkımızın büyük çoğunluğu izledi. Ayrıca büyük takdir de gördü.
Programdan haliyle kimlerin rahatsız olduğu belliydi. Ergenekoncular ile avukatları CHP’liler rahatsız oldu. TRT’nin suçu ortadaydı. Tuncay Güney denilen şahsı niye ekranlara çıkarmışlardı. Devletin kurumu böyle bir şey yapmazmış. Bunun hesabı sorulmalıymış.
Tuncay Güney televizyona çıkmayınca söyledikleri veya söyleyecekleri duyulmuyor mu? Devletin televizyonu buz pateni mi göstersin veya senfoni orkestrası mı yayınlasın. Ne yapsın, madem devletin televizyonu, o zaman millete hizmet edecektir. Şimdiye kadar CHP ve paralelindeki zihniyete hizmet etti, biraz da millete hizmet etsin ne olur.