Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Lübnan hezimetinden beter

Lübnan hezimetinden beter

Vinogrod raporuyla birlikte İsrail’in Lübnan hezimeti İsrail açısından da tescillenmişti. 33 ve 34 günlük saldırı sırasında İsrail 140 civarında askerini kayıp vermiş ve birçok efsanevi Mirkava tankı da safdışı kalmıştı. Gelecek günler gösterecek ki, Gazze hezimeti hacim ve uluslar arası etkisi açısından Lübnan hezimetinden çok daha büyük olacaktır. İslâmi kitleler o vakit Hizbullah zaferiyle coşmuştu. Lakin Lübnan saldırısının kitlesel tesiri Gazze’ye saldırı kadar etkili olmamıştır. Adeta Gazze saldırısı İslâm dünyasını taban bazında birbirine kenetlemiş ve ümmetin yeniden dirilişini temsil ve tecsit etmiş yani somutlaştırmıştır. Bu açıdan Muhammed Sadık el Hüseyni gibi yazarlar El Kuds el Arabi gazetesinde artık tarihin ‘Gazze’den önce ve Gazze’den sonra’ olarak iki kısma ayrılacağını ve Gazze’den sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını yazmaktadır. Sokaktaki adam ile iktidardaki adamın yolları tamamen birbirinden ayrılmıştır. Fason ve tabela örgütler ortaya çıkmış ve taşeron siyasetçiler tamamen deşifre olmuşlardır. Bu açıdan Gazze saldırısının etkileri 21’inci yüzyıla damgasını vuracak cinstendir. Bu saldırıyla birlikte İslâm dünyasındaki siyasi şizofreni artık saklanamayacak kadar billurlaşmış ve ayyuka çıkmıştır. İkincisi, kamuoyu gücü yeniden kendisini ortaya çıkarmış ve siyasete alternatif olduğunu göstermiştir. Taban tavanı aşmıştır. Türkiye’de olduğu gibi İslâm dünyasının genelinde de sıradan vatandaşın siyasetçileri aştığı ve geride bıraktığı görülmektedir. Bu önemli bir gelişmedir. İkinci gelişme, İsrail’in hedeflerine ulaşamamasıdır. İsrail tek yanlı ve şartsız bir şekilde ateşkes ilan ederken Hamas İsrail’e çekilme şartını dikte etmiş, o da ikilemeden bu şartı kabullenmiştir.
-
Dolayısıyla İsmail Heniyye’nin, ‘İsrail hedeflerinden hiçbirisine ulaşamadı ve Allah’ın izniyle büyük bir zafer kazandık’ yolundaki sözleri İsrail’in tavırlarıyla perçinlenmiştir. İsrail basını da İsrail’in hedeflerinden hiçbirine ulaşamadığını göstermiştir. İsrail, askeri harekatının üçüncü aşamasında kara harekatına bile girememiş ve birkaç girişimden sonra geriye çekilmiştir. Daha doğrusu savaşın aşamaları inandırıcı bulunmamıştır. Bütün aşamaları toplu katliamdan ibarettir. Kara harekatı tank atışından ibaret kalmış ve İsrail askerleri aşırı ihtiyat yüzünden Gazze’ye girememiş, sadece bazı ana ve açık arterleri denetim altında tutmakla iktifa etmiştir. Tam bir hezimete yuvarlanmak üzereyken biraz da Obama’nın tensibi etkinliğinin de zorlamasıyla saldırısını durdurmuştur. İsrail basını da harekatın bir hezimete dönüştüğünü kabul etmektedir. Yediot Ahronot’tan Ron Ben Yeşay, İsrail’in hedefinin güney sınırının güvenlik yapısını değiştirmek olarak ilan edildiğini, ama savaş sonucunda bunun sağlanamadığını yazmaktadır. Bırakın Netanyahu’nun beklediği gibi Hamas’ı Gazze’den söküp atmak, füze rampalarını bile imha edememişlerdir. Bundan dolayı Netanyahu harekatın erken bitirildiği kanaatindedir. Hamas’ın İsrail şehirlerine Kassam füzeleri atmasını engelleyememişlerdir. Bu açık bir başarısızlıktır ve 1973 yılından beri İsrail efsanesinde açılan yeni bir gedik ve surdur. Dolayısıyla, Ehud Barak’ın ‘zafer kazandık’ demesi, Bush’un Irak işgalinden sonra ‘görev tamamlandı’ demesine benziyor. Ama gerçekten de Irak’ta fiili bir işgal vardı. İsrail Gazze’de bunu bile başaramadı.
-
Eğer ortada bir zafer alameti ve işareti varsa bu Maariv gazetesinin yazdığı gibi kadın, çocuk ve hasta katliamı görüntülerinden ibarettir. Hamas’ın açıklamalarına göre 22 günlük çatışmalarda verilen kayıplar 48’dir ve Sami Ebu Zühri’nin deyimiyle bu kayıplar muhtemelen İsrail’in kayıplarından daha az görünmektedir. Kolektif hafıza ve maşeri vicdanda kalan şey kadınların gözyaşları, çocukların feryatları, ortaya saçılan ceset parçaları olacaktır. İsrail bir zafer kazandıysa sadece budur. İnsani felaket ve facialar üzerinden bir zafer... Bu zafer siyasi ve stratejik hezimettir. İsrail’in zaferi, toplu katliam ve Said Siyam ile Nizar Rayyan gibi iki Hamas üst düzey temsilcisini şehit etmekten ibaret kalmıştır. İsrail basınına göre bu manzaralar İsrail ordusunun ahlaki seviyesini ve düşüklüğünü de gözler önüne sermiştir. İsrail eski milli eğitim bakanlarından Yossi Sarid de İsrail’in savaşı zafer görüntüsüyle bitirmek istediğini yazmıştır. Burada bir saptırma ve aldatmaca vardır. İsrail bırakın Gazze’de güney Lübnan’ın rövanşını almak, aksine Güney Lübnan’ı bile aşan ve geride bırakan bir askeri hezimet tatmış ve yaşamıştır. Bu hezimet, İsrailli kalemler tarafından da tescil edilmiştir. Kesinlikle Gazze saldırısı, sonuçları itibarıyla bir milattır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi