Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Siyaset dışı kalmak da çare değilmiş

Siyaset dışı kalmak da çare değilmiş

Soruyor arkadaşlarım:
“Yahu partili değilsin, sana ne oluyor...”
Ah bir de neler olduğunu ters yüz etmeden anlatabilsem...
Adamlardaki servet terakümüne, makam hırsına bakınca aklım duruyor...
Olmaz diyorum, olmamalı diyorum, amma ne yazık ki oluyor, her zaman da olacağa benziyor...
Bir yanda belediye başkan adayı yarışları başlayacak, bir yanda yine ülkeyi kendi icat ettikleri kapısız-bacasız dar kalıplara hapsetme cinlikleri...
Tekrar tekrar soruyorlar:
ETÖ’nün (Ergenekon terör örgütü) bir numarası kim?
Ne yapacaksınız kardeşim, gidip onu oradan indirecek misiniz, yoksa bağlılıklarınızı mı arzedeceksiniz?
Ve o bir (1) numara size “vur” derse, gözünün yaşına bakmadan işaret ettiği kişiyi vurur musunuz?
“Öl” derse, ölümlerden ölüm beğenip, intihar mı olur, suya atlama mı olur, benzin döküp yanma mı olur, hangisini tercih edersiniz, tereddüt geçirmeden ölür müsünüz?
Niçin?
Yaratan Allah insana bir ömür biçmiş... Siz o ömrü istediğiniz şekilde tasarruf ederek, istediğiniz zaman sona erdiremezsiniz... Erdiren olursa ki oluyor, Allah emrine muhalefet etmektedir...
Hülasaten:
Ne yeryüzünde terör örgütleri biter, ne de Türkiye’de Ergenekon eşkiyaları... Biri giderse arkasından bir/kaç tanesi zuhur eyler...
Evet, bir (1) numaranın bilinmesi önemlidir...
Ben uzaktan bakmaktayım... Aklımı çalıştırdığım zaman Ergenekon Terör Örgütünün bir (1) numarasının eşgalini verebilirim...
a- Şapkalı olacak...
b- Bulunduğu makamın son zirvesine kadar çıkmış olacak...
c- Milletin dertlerini dert edinmeyecek, atıl kaldığında hırs arkadaşlarıyla menfaat tuzaklarını kurmayı bilecek...
ç- Kökü dışarıda bulunan beynelmilel derneklere intisap etmiş olacak...
d- Genellikle çenesi düşük olacak... Her meseleye maydanoz olmasını bilecek...
e- İktidarda başka türlü, muhalefette başka türlü laflar edecek... Hatırlatıldığında duymamışlık yapıp kıvıracak...
f- Aktif halde, muvazzaf iken, giydiği dokunulmazlık zırhını hiçbir zaman çıkartmayacağı gibi, üstüne vazife olmayan hususlarda gevezeliğin daniskasını yapacak...
g- Nere gitse ‘Büük adam’ pozu takınacak, aveneleri kesintisiz onu övecekler...
h- Kırkından sonra davul çalan deli misali 60’ından sonra şapka giyecek, şapka...
ı- Büyük adam, bir numara adam olmak için olmazsa olmazların başında gelen, Atatürkçü görünecek, laikçiliği uyurken bile yanında gezdirecek, ara/sıra sayıklayacak...
Samimi gözükmelerine hiç gerek yok...
Kıymetli Türk milleti samimi ile gayrisamimi arasına tül perde bile çekmemiştir...
Ol da, ne olursan ol...
Amma şapkayı, kalpağı asla ihmal eyleme...
Bir kendime bakarım, bir ötekine... Ötekilerden kastım büyük adam askerliği yapanlar...
Hayretim kat kat artar...
Benim hiçbir siyasi kuruluşta, mesleki kuruluşta, edebi kuruluşta, tarikatlerde, (buna yerli/yabancı bilcümle tarikatler dahil) ortaklığım, üyeliğim yoktur... Eğer öyle olsaydı, bir yığın şirketlerle irtibatlı olmam lazımdı...
Hiçbiri...
Aman ha hemen heyheylenmeyin “Tarikatleri beğenmiyor musun?” diye...
Muhatap olduklarımı beğenmedim... Muhatap olmadığım Moon tarikati gibiler zaten benden uzaktırlar şükrolsun...
Kendi başıma olduğum içindir ki, nerede veya kimde bir yanlışlık görsem eleştiririm...
Ulan bir(1) numara:
Eğer tek bir sevdiğin varsa, onun başı için söyle, sen hangi dernek veya kulüpte saklanıyorsun?
Şapkanı veya kalpağını seversen hadi açıkla gayri...
Bitmez bu koşu balam, bitmez bu dizi
Kimi Tayyip’i sever, kimi Deniz’i
Zaten yeryüzünde fesat eksik değil
Allah fesattan saklasın midenizi...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi