“Zamanaşımı”, eskilerin deyimi ile: /müruru zaman/ Türk kanunlarında tâ atalarının “ınga”ladığı günlerden beri vardır...
Yıllara göre dökümünü yapmıştı bir yazar... Meğer her yıl on yirmi bin zamanaşımı vuku bulurmuş...
Bugüne kadar kimsenin sesi çıkmadı...
Ne zaman ki Madımak provokasyonu yapıldı “bizim” ve “bizden” sandığımız Cengiz’ler, Hasan’lar, Ahmet’ler kirpi yutmuş domuz yavrusu gibi çığlık atmayı itiyat haline getirdiler...
Kılavuzları şunları söylüyormuş:
“Alevi yakarsanız zamanaşımından, Ermeni öldürürseniz delil yetersizliğinden, Kürt öldürürseniz kahramanlıktan kurtulursunuz bu ülkede...”
Kıçının kıllarını gazetecilik oynayarak ağartmış seçkin güruhun iddiası bunlar...
Dört dörtlük Hrant Dink akrabalığı.
Türk ile, Müslüman ile ünsiyeti bulunmayan elit köpekler...
Yarı Mığırdıç, yarı Mişon, yarı Hamparsun, yarı köraynak kuşları...
Kaç kişiyle kaç kişiye karşı cinayet adı “katliam”dır?
1915’lerin isyancı Ermenileri ile, fırsatı ganimet sayan ALEVİ bozguncuları hep beraber düşmanlık bayraklarını açtılar...
Zahiri sebep AKP ve mevcut iktidar... Amma gerçek başkadır...
Adam görünüşlü zavallılara hak veriyorum ben...
Baksanıza:
Ne Süleyman gibi, Necdet Sezer gibi bir cumhurbaşkanları var, ne Karadayı gibi bir Genelkurmay Başkanları, ne de Ecevit-Yılmaz gibi talimatla hareket eden öndercikleri...
Bir kısmını da KERBELA hadisesinden beri çekmekteyiz...
Ali’siz Aleviliğin mütevelli mensupları...
Çok zaman Ermeni’yi, Kürd’ü, hatta Rum’u ajite eyleyen şerbetli takımı.
Maalesef bazı hükümet üyeleri bozguncu değirmenine su taşıyor.
Hani bence pek haksız sayılmazlar...
Bir zamanlar C.Başkanları, Başbakanlar, Bakanlar, tüm valiler, büyükelçiler, envai tür bürokratlar HEYKELCİ PARTİ mensubu olurdu...
Kendini LİDER zanneden biri çıkıyor /Sivas kararı yüz karası/ çamuru püskürtüyor... Bir başkası “Nazi yönetimine bile taş çıkardılar” gevelemesine başvuruyor...
Karar çıkmış, ortalık karışmış...
Hangi karar?
Türk mahkemesinin kararı...
Bir hergele cücüğü ise /İnsanlık zamana yenildi/ Decallığı sergiliyor...
Maksatları malum:
Hepsi İstiklal Mahkemeleri kepazeliğini özlüyor... Hepsinin ayrı bir çıkar hesabı var...
“Yeni Menemenlerimiz niye yok? Niye üç/beş Kubilay çıkarmayı başaramıyoruz” ye’sine kapılmaktalar...
ŞEF özlemleri fışkırmaya başladı...
Ebedisi, millisi ve tali şefler...
Hiçbiri yoktur meydanda...
Can mı dayanır bunca yokluğa?
Türk edebiyat literatürüne “TAŞ” motifi ile giren yazar ve çocukları pek dertliler şimdi...
Ellerinde kirli kepçelerle karıştırıyorlar ülkemizi...
Maksat, kaos çıksın, istikrar bozulsun, Türkiye kaybetsin...
Heykelci parti ve takipçisi, yani takipçiliğini yapan idealini kaybetmiş parti akıl ve mantık dışı ithamlarla bastırmaya berdevamlar...
Aldırmayın siz...
Adamlar her şeylerini kaybetmişler, mantık körlüğü içinde saldırıyorlar... Haklıdırlar... Çünkü zavallı vaziyetteler... Ne kendilerini kurtaracak eski darbeciler var, ne de astığı astık, kestiği kestik diktatörler...
Yürü TÜRKİYE yolun açık olsun...




Yıllarca insan diyerek it büyütmüşüz
Cins koyun zannederek piç domuz gütmüşüz
İliğimizi emenlerin iğfali ile
Değirmende süt-yoğurt-ayran öğütmüşüz.