Tuncay Özkan’ı savcı atasanız da bir şey değişmeyecek!
Birileri anlamak istemiyor. Bu defter kapandı..
İsterseniz Kıvrıkoğlu Amerika’ya gitsin..
Ha şu var, biz bu işi altı ay içinde bir şekilde halledeceğiz. Bunları uluslararası terör suçlusu diye yakalayıp size teslim edelim, alın nereye götürürseniz götürün. Silahlarını ellerinden alacağız, üzerindeki belge, para, hisse senedi, gayrimenkul ne varsa size teslim edeceğiz derseniz o başka!
İsterseniz Tuncay Özkan’ı mahkemeye başsavcı atayın, Kanadoğlu’nu da bilirkişi tayin edin. Yekta Güngör’ü de hakim yapın, bu iş bitti, yapacak bir şey yok..
Siz bitirdiğinizi zannettiğiniz gün, bir yerden Barnaba tomarı gibi bir tomar çıkar ve masaya konur..
Gün gelir bu işi savsaklayan savcı, hakim kim olursa olsun, bir şekilde sanık sandalyesine oturtulur..
Hem bana söyler misiniz, toplumun hafızasını nasıl sileceksiniz?
Bu derin gerçeği görmek istemeyenlerin toplam oranı % 20. % 10’u da zaten anlamıyor.. Yaşlı, hasta..
Bu yargı sürecinin bir an evvel salimen sonuçlandırılması gerek. Yoksa bu işten ülke de, millet de, sanıklar da çok daha fazla zarar görürler..
Öyle askeri depo envanterlerinin kağıt üzerinde “tam” çıkması, sokaktaki gerçekle örtüşmüyor.. Tatbikat ve operasyonları inceleyeceklermiş. Eldeki bilgi, belge ve bulgular, başka bir gerçeği gösteriyor..
Şimdi ortaya çıkan belgeler, birkaç önemli kişi dışında hep tetikçi, kurye seviyesinde gelişiyor. Eğer “abi”ler bu işe daha fazla çomak sokmaya kalkarlarsa, kendi dosyaları da dökülür ortaya.. Kimsenin yüzüne bakamazlar sonra. Çünkü iş tahmin edecekleri gibi..
Birileri hâlâ meydan okumaya devam ediyor.. Bunlar sorunu çözmeye yetmez, işi daha da derinleştirir..
Bakın bu iş iktidar partisinin ya da iki media patronunun, ya da gazetecinin işi değil.. Dün hizmet ettiğiniz, size silah ve para veren, sizi örgütleyen eski patronlarınızın sizin hakkınızdaki kararı.. Size başka ülkeler de sahip çıkmaz. Sizin gibi bir belayı, kim niye başına sarsın ki! Bunları savunmaya çalışan media, iş dünyası ve yargı dünyasındaki, siyaset ve bürokrasideki birtakım kişiler de, aslında çaresiz bir çırpınış içindeler ve çırpındıkça birlikte batmaya mahkumlar.. Ergenekon bir bataklık! Suçüstü oldular.. Gittikleri istikamette bataklık daha da derinleşiyor ve daha kaygan bir zemine kayıyorlar.. Onları kurtarmaya gidenler de onlarla aynı kaderi paylaşacak gibi gözüküyor!
Ama şu da bir gerçek: Varlığınız artık herkes için tehdit oluşturmaya başlamıştı.. Onun için karşınızda büyük bir cephe oluştu.. Artık tek başına ABD, İngiltere, NATO, AB bile bu süreci bitiremez.. Deneyin isterseniz. Sadece zaman kaybeder ve daha çok acı çekersiniz..
Fazla bilinmeyen bir şey yok.. Şehir karargahlarınız, sahra tipi silah depoları, infaz timleri, infaz odaları artık hepsi biliniyor.. Kadrolarınız, nasıl çalıştığınız, ilişkileriniz..
Ben yıllardır Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK/Oda diye boşuna mı deyip duruyorum?.
Fazla direnirseniz ofisinizin altı da kazılır, duvarlarınız da yıkılır. O zaman ne diyeceksiniz? Güvenli yer diye düşündüğünüz karargahlardaki örgüt arşivlerini de alır çıkartır birileri, gizli yazışmalarınızı kopyalayıp servis yapar birileri..
Genelkurmay karargahlardaki silah depolarının envanterini değil de, özel silah depolarını bir araştırsa.. Hani şu Özel Harp Dairesi’nin envanterinde kayıtlı olanları..
Kayıt dışı ekonomi var da, kayıt dışı silah yok mu? Kayıt dışı devlet bile var bu ülkede! “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” diye bizi kandırmışlar yıllarca. Milleti “figüran osman” yerine koymuşlar, demokrasi oyununda.. Ordu evinde loca kurmuşlar, ahkam kesiyorlar. Bunlar da bizim Tapınak Şövalyelerimiz sanki! Ellerinden gelse Anıtkabir’de toplanıp, bayrak ve silah üzerine yemin edecekler.. Ataları İttihatçıların yaptıkları gibi! O meclisin başkanı bile “Derin devlet dün vardı, bugün de var, yarın da olacak” diye çıkmadı mı ortaya? Karadayı paşa kayıt dışı devletin, kayıt dışı siyasetin sözcüsü gibi dolaşıyor ortada.. Meclis’ten “tık” yok.. Savcılar ses çıkarmıyorlar.. Hani yetkisini Anayasa’dan almayan hiçbir kurum olamazdı hukuk devletlerinde?. Peki kim bunlar? Yetkilerini kimden alıyorlar, kim denetliyor bunları?. Arkalarında kim var?
Hiç şaşmayın, arkalarında dünya derin devleti, masonik güçler var.. Onların yasalarına tabiler. Ama bunlar kendi efendilerine ihanet ettikleri için, şimdi onlar tarafından tasfiye ediliyorlar..
Ama şunu unutmayın: Onlar gidecek, yenileri gelecek.. Yeşil Ergenekon doğacak, göreceksiniz. Ilımlı İslâmcı kanat, derin ve kayıt dışı devletin merkezinde etkin bir şekilde temsil edilecek, aramızdan birileri tarafından!
Mumcu neyi görmüştü de infaz edilmişti, hatırlasanıza..
Bugün yeniden “Tevhid selam örgütü” davasının açılması, Mumcu cinayeti ile ilgili bazı yeni bilgi, belge ve bulguları ortaya çıkartırsa şaşırmayın..
Ergenekonculara, Baykal’a, bizim içimizdekilere de duyurayım, “Tevbe kapıları kapanmak üzere”!?..
Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.