Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Kime niyet kime kısmet

Kime niyet kime kısmet

Kanal 7'de İskele Sancak'ta Gazze saldırılarının seçim sonuçları üzerine muhtemel yansımaları tartışılırken arkadaşlar Olmert hükümetinin koalisyon ortaklarının hesaplarını peşinen doğru kabul ettiler ve beklentileri üzerine bir analiz yaptılar. Gazze saldırılarının üzerinden amaçlarına ulaşacaklarını düşünüyorlardı. Bundan dolayı Sefer Turan gibi arkadaşlar seçimin favorisinin Ehud Barak ve Tzipi Livni olduğunu ve kamuoyu yoklamalarında da puanlarını artırdıklarna değindiler. Ben ise daha isabetli olanını söyledim ama erken söyledim, ondan dolayı arkadaşlar itiraz ettiler. Ben 1996 yılındaki gibi tarihin tekerrür edeceğini ve Ehud Barak ve Tzipi Livni'nin yerine seçimleri muhtemel olarak muhalefet lideri ve Likud Cephesi Başkanı Binyamin Netanyahu'nun kazanacağını öngördüm. Gerçekten de İsrail'de seçim öncesinde yapılan son kamuoyu yoklamaları bu tezi destekler nitelikte. Şimon Peres de 1996 yılında seçimleri kazanmak için birinci Kana katliamını irtikap etmiş, ama yine de seçimleri rakibi Netanyahu'ya kaptırmaktan kendini alamamıştı. Netanyahu seçimler sonrasında 1996 ile 1999 yılları arasında başbakanlık yapmış ve Filistin ile Suriye barış süreçlerini askıya almış, dondurmuş ve fiilen rayından çıkarmıştı. Arkasından gelen Ehud Barak bu süreçleri yeniden canlandıramamış ve akabinde o da seçimleri Şaron'a kaptırmış ve Şaron sadece süreci öldürmekle kalmamış Arafat'ı da öldürmüştü.
-
Netanyahu seçimleri kazanırsa iki nedenden dolayı kazanacaktır. Bu nedenlerden birisi İsrail halkının, hükümet erkanının Gazze'de 'kazandığı zafer'i prematür/tamamlanmamış olarak algılaması ve dolayısıyla misyonun yarım kalmış olduğuna hükmetmeleridir. İsrail kamuoyu belki büyük ölçüde buna katılıyor. Her ne kadar Filistinlilerin kayıpları ve zayiatları yüksek olsa da yine de İsrail Kassam füzelerini sökememiştir. Filistin tarafında çoğunluk kadın ve çocuklar olmak üzere kayıpların 1300'ünün sivil olmasının yanında 100 kadar da direnişçiyi şehit vermişlerdir. Bunlardan 48'i Kassam Tugayları üyesidir. Kalanı da diğer gruplara mensuptur. Burada gerçekten de orantısız ve ayrım gözetmeyen bir saldırı ile orantısız bir kayıp söz konusu. Yaklaşık 100 Filistinliye mukabil bir İsrailli hayatını kaybetmiştir. Sivil ve asker İsrail tarafının kaybı 13'tür. Lakin şehir ve sokak savaşını göz önüne almış olsalardı muhakkak ki kayıpları çok fazla olacaktı ve bunun seçimler üzerine yansımalarını da dikkate alarak operasyonu o noktada dondurmuşlardır. Netanyahu'nun ikinci üstünlük nedeni de, pervasızlığı ve hedefleri ve çıtayı yüksek tutmasıdır. Lisan-ı haliyle şöyle demektedir: "Siz Gazze'ye saldırdıysanız ben de İran'a saldırabilirim." Bu bağlamda İran'ın nükleer güç olmasına müsaade etmeyeceklerini söylemiştir. İkinci olarak bazı Kıptilerin de iddia ettikleri gibi İsrail'in güneyinde Gazze'nin 'Hamasland' olarak bir İran cebi ve parçası olduğunu iddia etmektedir.
-
İsrail seçimleri de Amerikan seçimleri gibi İslâm dünyasına saldırı noktasına açık artırma suretinde gerçekleşmektedir. Kovboylar arasında daha hızlı silah çeken nasıl kazanıyorsa, seçimlerde de daha katı olan ve daha fazla öldüren ve ezen başarılı oluyor. Nitekim, İsrail seçimlerinin ruhunu ele alan Washington Post yazarlarından Griff Witte, "Israel's Key Election Issue: Did War End Too Soon?" başlıklı yazısında (February 2, 2009; Page A01) İsrail'de seçimleri ulusal güvenlik noktasında bileği keskin ve daha şedit olanın kazanacağını öngörmektedir (The argument reflects the reality that elections here often turn on a single question: Who looks tougher on national security?). Hamas'a yönelik saldırı meyvelerini vermemiş ve yaklaşık 1 milyon civarındaki İsrail'li Kassam füzelerinin menzilinden kurtarılamamıştır. Sağcı ve Likudçu eski başbakanlardan Menahem Begin'in asker kökenli oğlu Zeev Begin de hükümeti protesto gösterilerinden birisinde Gazze saldırısının başarısız olduğunu ileri sürmüştür. Arapların 1965 yılında Hartum'da yapılan Arap Birliği zirvesi sırasında üç hayır kararı alınmıştı. İsrail'e görüşmelere hayır, İsrail'le barışa hayır ve İsrail'in varlığını tanımaya hayır. Likud da Amerikan baskılarına rağmen Filistinlilerle görüşmeye hayır diyor. İran konusunda uzlaşmaya yanaşmıyor. İsrail solu üslup açısından daha yumuşak ama fiiliyatta değişen bir şey yok. Lakin Netanyahu iktidarı boyunca söyleminin aksine fiiliyatta daha esnek olmuştu. Başa dönecek olursak, gerçekten de ortaklar seçim kazanmak için kolay yolu seçmişler ve oy yerine önce kurşunun hakemliğine başvurmuşlardı. Ama o da garanti değil. Galiba İsrail seçimleri 'kime niyet kime kısmet' dedikleri şekilde gerçekleşecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi