Amerikan tezgâhı asıl bu işte!
Türkiye'nin Irak Özel Temsilcisi Murat Özçelik, Barzani yönetimiyle niye görüşüyor?
Tabii ki Amerika öyle istediği için!!!
Gülen Hareketi'nin Erbil'de, Süleymaniye'de, Kerkük'te niye okulları var?
Tabii ki Amerika öyle istediği için!!!
Abant Platformu niye Kürtlerle ilgili konferanslar düzenliyor?
Tabii ki Amerika öyle istediği için!!!
Hükümet niye Afrika açılımı yapıyor, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül niye Tanzanya'ya gidiyor?
Tabii ki Amerika öyle istediği için!!!
Gülen Hareketi'nin Afrika'da okullar açması da mı Amerika öyle istediği için?
Tabii ki Amerika öyle istediği için!!!
Ya hükümetin Suriye ile yakınlaşma siyaseti?
Tabii ki Amerika öyle istediği için!!!
Ya Filistin'e hususi alaka?
Tabii ki Amerika öyle istediği için!!!
Ya Arap Birliği'yle irtibat?
Tabii ki Amerika öyle istediği için!!!
Peki, netice itibarı ile ne istiyor Amerika?
"Yeni Osmanlı" istiyor!!!
"Yeni Osmanlı" ne demek?
Hinterlandını derleyip-toparlayıp Amerika adına idare eden Türkiye demek!!!
Peki hinterlandını derleyip-toparlayıp idaresi altına almış bir Türkiye niye Amerika'ya eyvallah etsin?
Bu haliyle bile "1 Mart" ve "Davos resti" gibi 'isyan' emareleri gösterebilen Türkiye "Ortadoğu" ve Afrika çapında bir güç olduğu zaman Amerika'nın çanına ot tıkamaz mı?
A evet, Davos resti de aslında bir Amerikan tezgâhı, değil mi?
Erdoğan İslam dünyasının kahramanı olacak ve o sayede "Yeni Osmanlı"yı kurup "Büyük Ortadoğu"yu Amerika'ya peşkeş çekecek, değil mi?
Tabi tabi!!!
Onu anladık diyelim…
Türkiye'nin Afrika Birliği ile safları sıklaştırması yahut Gülen Hareketi'nin Uganda'da okul açması nasıl Amerikan tezgâhı oluyor?
Sivil ve askeri bürokrasisinde öteden beri fink attığı Uganda'da bir iş çevirmek için Fethullah Gülen Hocaefendi'ye ihtiyaç duyan bir Amerika'dan söz ediyorsak, o Amerika'nın süper güçlüğü zaten hava civadır, endişeye mahal yok…
Bir de şunu anlamadım:
"Amerikan-İsrail uşağı Barzani'yle iş tutmak, Büyük Ortadoğu Projesi'ne hizmettir" diyorlar ya…
Kürdistan Bölge Yönetimi nezdinde iki konsolosluk açan, Erbil ve Süleymaniye'ye dışişleri bakanını gönderen, şimdi de Düzenin Yararını Tespit Konseyi Başkanı Haşimi Rafsancani'yi göndermeye hazırlanan İran da mı BOP'çu?
Dikkat buyurun, İran diyorum! BOP'un hedefindeki 1 numaralı ülke!
Yeri gelmişken şunu da sorayım:
AK Parti hükümetinin Amerika'dan gelen şiddetli itirazlara rağmen İran'la stratejik öneme sahip enerji anlaşmaları imzalaması ve bunu yaparken "İran'la dostluğumuz ABD tarihinden çok daha eski" demesi de mi Amerikan tezgâhı?
E yok artık!
***
Edirne ile Kars arasında sıkışıp kalmış Türkiye'nin manevra alanını genişleten, Türkiye'ye nefes aldıran, Türkiye'nin itibarını yükselten, Türkiye'ye özgüven kazandıran bütün siyasi ve kültürel hamlelere "Amerikan tezgâhı" damgası vurmak…
İşte bu, asıl bu, tam da bu Amerikan tezgâhı olsa yeridir!
***
Size bir şey söyleyeyim mi?
Ben Amerikan çağının sonuna geldiğimize inanıyorum.
BOP'ların, GOP'ların gerçekleşebileceğine zerre kadar ihtimal veriyorsam namerdim.
Zaman zaman Amerika'yla yollar kesişiyormuş gibi görünebilir, ama yukarıda mezkur gelişmeler (eksiklere-gediklere ve yapılan birçok hataya rağmen) son tahlilde Türkiye ve İslam dünyasının selametine hizmet edecektir inşaallah.
Bazılarına inanılmaz gelebilir, ama Türkiye'nin Amerika'dan daha güçlü bir ülke olduğuna hiç şüphem yok.
Veya şöyle söyleyeyim: İnanırsak güçlü olan biz oluruz!