Suriye Ulusal Geçiş Konseyi hemen tanınmalı
Arap Birliği'ni oluşturan devletlerin çoğunda kanlı diktatörlükler hüküm sürüyor.
Kanlı diktatörlük Arap Birliği üyeliğine mani teşkil etseydi Arap Birliği diye bir şey olmazdı.
Suriye yönetimini halkı katliamdan geçirdiği gerekçesiyle dışlama kararı alan Arap Birliği'nin samimiyetine inanmak mümkün değil.
(Bu karar bir değişim iradesini yansıtıyor olamaz mı? Hayır.
Olsaydı, sivilleri katliamdan geçiren Bahreyn ve Yemen diktatörlükleri de dışlanırdı.)
Yine de sevindirici bir karar; Suriyeli devrimcilerin azmini kamçılayan, Beşşar Esed diktatörlüğünün manevra alanını daraltan bir gelişme.
Hayırlı olsun.
Şimdi sıra Suriye Ulusal Geçiş Konseyi'ni resmen tanımakta.
Bu konseyi henüz sadece Libya resmen tanıyor.
Libya'yı ilk takip eden devlet muhakkak Türkiye olmalı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu önceki gün Suriye Ulusal Geçiş Konseyi yetkilileri ile görüştü; bu görüşmede Konsey'in İstanbul'da temsilcilik açması için çalışmaların hızlandırılması kararının alındığı ve Davutoğlu'nun yarın Fas'ta düzenlenecek olan Türk-Arap İşbirliği Forumu'nda temsilciliğin açıldığını ilan edeceği ileri sürülüyor.
O toplantıda, hatta o toplantıyı da beklemeden, "Türkiye Cumhuriyeti Suriye Ulusal Geçiş Konseyi'ni Suriye halkının meşru temsilcisi olarak tanıdığını ilan etmekten şeref duyar" şeklinde bir açıklama yapılmalı.
Fransa yahut başka bir emperyalist devlet her an böyle bir açıklama yapabilir.
Libya Ulusal Geçiş Konseyi'ni Fransa'dan çok sonra tanıyarak emperyalistlerin Libya'da mevzi kazanmalarına yardımcı olan Ankara, Suriye'de aynı hataya düşmez inşaallah.