Nerede o eski darbeler?
Dayılar dayılar kostaklar vardı eskiden
Davullar davullar kasnaklar vardı eskiden
Çevik hareketler, kıvrak figürler tanıdık
Ve asılı kovan taslaklar vardı eskiden...
Sabahın erken saatlerinde vatan sathına seri anonslar yayılırdı:
“Yönetime el konulmuştur!..”
Maalesef bu yaşa gelinceye kadar epey darbe gördük... Her darbenin alkışçılığını yapan, davullar çaldırıp oyunlar oynayan bir kesim vardı...
Cu Ha Pa...
Şimdi ben o günlerin dökümünü yapacak değilim... Ancak darbeseverlerin hasret kaldıkları anonsları duyamaz olduğumuzdan dolayı içinden kan gidenler olduğunu görmekteyiz...
Darbecilik tarih olacak diye yas tutanlarımız var... Konuşmalarda, “Ah nerede o eski darbeler” nostaljisi yaşayanlara şahit olmaktayız...
Bir hışımdı geldi/geçti mi, güçlerini mi kaybettiler?
Kötü yola düşer gibi internete düşen kocaman kocaman adamlarımız oldu... Amma meydanda henüz darbe yok.
Galiba MOSSAD da çaptan düştü... Baksanıza kartopu gibi darbeler hazırlayıp ikram etmiyor ülkemize...
Umutları kursaklarında kalan darbeseverlerimiz Çevik Bir paşayı hasretle yad etmeye başladı... O olacaktı da darbe bu kadar gecikecekti öyle mi?
Tabii “ağaç dalıyla gürler” demiş atalarımız...
Demirel, Karadayı, Özkasnak, falan/filan koordineli hareket etmezse daha çok darbe hasreti çekeriz...
Ben demiyorum, isteyen gider Hüsamettin Cindoruk’a sorar ve cevabını alır...
Değil mi ya “Andıçlama” cücükleri?
Ne Ayvazsız düğün olur, ne holding medyasız darbe...
Öyle değil mi sayın ve çok tecrübeli orman ekşesi?
Ben bu yazıyı yazarken aklımda bile olmayan “emekli memur gazetesi” birinci sayfasını beyazlara büründürmüştü...
Bir tariz, bir sitem, bir de aba altından sopa gösterme numarası...
Ne olmuş?
Güya, Başbakan Tayyip Erdoğan yalancı medyayı eleştiriyormuş...
Ne var bre?
Siz, yani kartelin irilisi-ufaklısı her gün, her saat Tayyip Erdoğan aleyhinde yazmıyor musunuz?
Elbette yazacaksınız...
Yalansızca...
Ben -yalansızca- deyince, sakın ha “hayasızca” anlamayasınız...
O beyaz baş sayfa ima yollu “ne duruyorsunuz, artık tahammülümüz kalmadı... Darbe yapacaksanız yapın” demektir galiba...
Şunu aklınızdan çıkarmayınız:
Darbe ekibi toplu halde “Encümen-i Daniş” isimli illegal teşkilatta faaliyet gösteriyor...
Darbe yapmaya ne vakit bulabilirler ne de resmi yetkiye sahipler...
Yazık, yine darbesiz kalacağa benziyorsunuz...
Aktif elemanların çoğu Ergenekon zanlısı... Başları derdine düşmüş insanlardan medya tetikçilerine ne fayda olur ki?
Muhtemelen bizim darbesever arkadaşlar da biliyor durumu... Galiba tek çareleri “aydınlıkçı” ekiple yeni teşkilat kurmaları...
Yoksa, yaşlılıktan dolayı Silivri’den salıverilenler ne derecede rol oynayabilirler Türkiye’nin kaderi üzerinde...
“Tehlikenin farkında mısınız?” oltasının ipi koptu...
“Biz kaç kişiyiz?” devşirmeciliği de istenilen sonucu vermedi ve de vermesi mümkün gözükmüyor...
En iyisi “Nerede o eski darbelerimiz?” türküsünü söyleyerek gönül avutmaktır...
Medya yaylasındaki yaşlı tekeler hüzünlü... Dahası, dertleri başlarından aşkın... Derneklerine Çankaya’dan yardım parası aktarılmıyor...
Memur gazetesinin durumu da parlak değil...
Okuyan mide fesadına uğruyor... Çünkü içinde normal haber yoktur...
Dolayısı ile:
“Ya ben ağlamayım kimler ağlasın” türküsü söylüyorlar...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü hiç amma hiç sevmiyorlar... Ben de pek sevmem ama “niçin”leri farklı...
Onlar A.N. Sezer’den gördüklerini göremediklerinden dolayı, ben ise A.N. Sezer gibi, ya da Demirel gibi harbi olamadığı için...
Nerede o eski darbeler be? Yoksa dünyanın sonuna mı yaklaştık?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.