Üniversitelere dikkat!
Medya’da yer alan haberleri okuyunca “bunlar istisnadır” deyip geçebilirsiniz.
Ama öyle değil!
Üniversitelerde çocuklarımızı emanet ettiğimiz koca koca unvanlı insanların yaptıklarına bakın!
Aralarında Rektörlük makamına gelmiş olanlar var!
Eğitimci olarak ahlak ve fazilet örneği olması gerekenlerin düştükleri ahlaki zafiyetlere mi şaşarsınız, yoksa boylarından büyük organizeli işlerin içine girip yaptıkları korkunç yolsuzluklara mı?
Önce sorulması gereken şudur:
Acaba bunlar bu cesareti nereden alıyorlar? Yasalarda açıkça suç ve toplum vicdanında rezillik olan bu işleri pervasızca nasıl yapabiliyorlar?
Sosyal bilimciler ve eğitim uzmanları, bunun analizini iyi yapmalıdırlar?
Toplum olarak bir alışkanlığımız var: Suçluyu bulup her şeyi ona yükleyerek işi bitiririz. Oysa her şeyi bu suçları işleyenlere yükleyip işin içinden sıyrılamazsınız.
Hırsızın suçu var tamam. Peki, ev sahibinin hiç mi yok?
Üniversitelerin bütçelerine bir göz atalım. Pek çoğunun bütçesi dudak uçuklatan cinsten. Baş döndürecek büyük rakamlar bunlar. Özel idareler ve Büyükşehir Belediye bütçeleri bu rakamların yanında çok komik, çok cüce kalır.
Peki, bu devasa bütçelere kim hükmediyor?
Bu bütçeler nasıl yönetiliyor?
İşin başındaki Rektörler kimlere karşı sorumlu?
Üniversite bütçelerinin takibini, kontrolünü kimler yapıyor?
Bu bütçelerin denetimi nasıl yapılıyor?
Bu sorulara verilecek cevaplar, meselenin vahametini de ortaya çıkaracaktır.
Yoksa bir Rektörün haberlere konu olan ahlaksız ilişkilerini okuyup “bu özel hayatıdır, kimseyi ilgilendirmez” deyip olayları geçiştiremezsiniz.
Sadece bir Üniversite’den söz etmiyoruz. Diğer üniversitelere, rektörlere ve yönetim kadrolarına da dikkat çekiyoruz...
Olaylar gerçekten çok derin ve dehşet vericidir. Toplumdaki ahlak anlayışının, üniversite yönetimlerinin ve eğitici kadroların düştüğü derekeyi göstermesi bakımından ibret vericidir.
Dikkat çekmek istediğim esas nokta şudur:
Bu adamları yetiştiren sistem başta olmak üzere, yetiştikleri ortam, bunları yapmalarını sağlayan çevre, yasal boşluklar, kontrol dışı kalmak, denetimsizlik, yetki verip sorumlu tutmamak, otoriter ve baskıcı idari mekanizma... Tüm bunlar suça ortak edilmesi gereken unsurlardır...
Bunlar topyekun ele alınmadıkça, bu tür olayların yaşanması kaçınılmazdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.