Anayasa değişikliğine ne oldu?
Terör, irtica, Ergenekon derken Anayasa değişikliği konusu rafa kaldırıldı..
Piyasalardaki kriz de buna eklenince şimdilik kimse Anayasa değişikliğini konuşmuyor bile..
Bayram sonrası bütçe, ondan sonra da seçimler var. Nisan da ancak seçim havasından çıkar Türkiye.. Yaz tatili öncesi herhalde bu konuyu gündeme almazlar.. Bunun anlamı da şu: Anayasa değişikliği Eylül-Ekim’e ertelenecek.. 2009’da bu tartışma başlasa da, bu durumda Anayasa değişikliği 2010’a kalacak..
AK Parti, 2. Yasama döneminin de 2. Yarısında ancak bu konuyu konuşmaya başlayacak.
Aslında bu konu AK Parti’nin varlık sebebi değil mi idi?
Bu işin bu kadar uzatılmaması gerekti..
Anayasa değişikliği yeniden ele alındığında Ergenekon davasının sona ermiş olması gerekiyor..
Tek başına Anayasa değişikliği de yeterli değil aslında. Anayasa değişikliğinden sonra kapsamlı yasa değişiklikleri gerekiyor. Ve bu hızla bu değişikliklerin bu yasama dönemine yetişmesi mümkün değil..
AK Parti’nin bu seçimleri kazanacağı muhakkak. Ama bundan sonraki seçim için oldukça zorlanacak..
Özellikle 2010’dan sonra AK Parti’de bir çözülme yaşanabilir.. AK Parti eğer elini çabuk tutmazsa, Anayasa reformu AK Parti’ye nasib olmayabilir..
Yerel seçimlerden sonra gayri memnunlar yeni alternatif arayışına girebilirler. 2. yıldan sonra yeniden aday gösterilmeyecek isimler de yeni parti arayışına girebilir.
AK Parti yeni bir seçimde tek parti olmayacak..
Bu anlamda ne AK Parti, ne CHP ve ne de MHP tek başına barajı geçemeyecek.. Sağda ve solda, Muhafazakar ve Milliyetçi kesimde de yeni arayışlar gündeme gelecek..
Onun için AK Parti’nin elini çabuk tutması gerek.. Bu konunun gündemde tutulması, diğer projelerle birlikte paralel bir şekilde yürütülmesi gerek.
Anayasa değişikliği tartışmaları aslında seçim için bile bir malzeme olabilir..
Bir konunun bu kadar çok tartışılıp, sürekli ertelenmesi de toplumda yorgunluğa sebeb oluyor.. Konu sulanıyor. Ciddiyetini kaybediyor..
Belki hükümetin, bütçeden hemen sonra bu konuyu ele alması gerek..
Sivil toplum ve mediada da bu konuyu gündemde tutmak gerek..
Yoksa malum çevreler bu konuyu gündemin dışına itmek için sürekli sun’i gündemler üretmeye devam edebilirler..
Malum çevreler Anayasayı gündemden uzak tutmak için aslında gerekeni yapıyorlar. İktidar da bu oyuna geliyor..
AB ile uyum konusu özellikle 2010’dan sonra Ankara’yı ciddi anlamda zorlayacak.. 2010 İstanbul için özel bir anlam taşıyacak, ama aynı zamanda Türkiye böyle bir konu ile de AB’nin gündeminde olacak..
Bana göre Ankara 2009’u feda etmemeli.
Yıllar çok çabuk geçiyor. Eğer seçime giderken yine hâlâ bu konu bitirilmemiş olacak olursa, kendini tabanına zor anlatır..
Bazı konuları sürekli erteleyerek bir yere varılamaz..
Yıllar çabuk geçer.. Sürekli bahane üreterek, savaş, kriz, derin tepkileri bahane ederek bu konuları ertelemeye devam edecekse, bunlar her zaman olacak..
Dünya ve bölgeyi huzurlu günler beklemiyor. Türkiye bu çalkantılara karşı daha dayanıklı olmak istiyorsa bir an evvel bu sorunu çözmek zorundadır.. Siyasi kriz kötü gidişi daha da kötüleştirmekten başka bir işe yaramaz.. Bu krizin sona erdirilmesi için bir an evvel darbe anayasasının değiştirilmesi gerek.. Anayasa değişikliğinden sonra da daha yapacak çok iş var. Onun için kaybedecek zamanımız yok.
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.