Obama gelmeden ikinci iddianame geldi
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın bir günlük hafta sonu ziyareti, sürpriz bir haberle noktalandı. Başkan Obama, 6-7 Nisan'da Türkiye'de olacak. Bu ziyaretin anlamı, verdiği mesajlar tabii ki çok önemli. Ben iki konuya dikkat çekmek istiyorum.
Birincisi, bu ülkede, kendi değerlerimiz üzerinde yükselerek güçlenmemizden, rahatsız olanlar var. İnanınız, bağımsızlıktan yana görünen bu çevreler, Türkiye, kendisi kalarak küresel bir aktör olacağına, ABD uydusu olsa, daha çok sevinecekler. Sakın ağır bir ifade kullandığımı sanmayınız.
Başbakan Erdoğan, Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı'nı protesto ederek kalkıp gidince, bu sözünü ettiğim çevre, bir felaket habercisi koro gibi ses verdi. İçlerinde siyasetçiler, eski dışişleri bakanları, diplomatlar, akademisyenler, köşe yazarları ve 9. Cumhurbaşkanı Demirel de var. Neler demediler, neler yazmadılar. İsrail öyle kafa tutulacak bir ülke değilmiş. Türkiye'ye, önüne ne zaman konacağı belli olmayan faturalar çıkartılırmış. Türkiye'nin prestiji sarsılmışmış. Türkiye artık arabulucu falan olamazmış. Amerika'daki Türklerin, sokağa çıkacak yüzü kalmamışmış. Yahudi lobisinin kontrolündeki Amerika, artık Türkiye'nin burnunu sürtecekmiş. Ermeni tasarısını getirince, Hanya'yı, Konya'yı görürmüşüz. Daha neler neler...
Hâlbuki ABD'yi iyi tanıyan, oturup kalktığı için Yahudi lobisinin adamlarından etkilenenler gibi düşünmeyenler, başta Cengiz Çandar, "bunlar asla doğru değil" diye yazıp durdular. Evet, ABD'den tepkiler vardı, ama bunlar, İsrail menfaatlerine hizmet etme dışında gayesi olmayan, Cumhuriyetçilerin neo-con takımının servis ettiği tepkilerdi. Gerçek ABD politikasını yansıtmıyorlardı. Onların tepkileri ABD tepkisi gibi Türkiye'ye servis ediliyor ve felaket tellallığına malzeme yapılıyordu.
Bunlar kendi ülkelerine hiç güvenmediler. İnanınız, çoğunun ömrü, Türkiye'yi dışarıya jurnallemekle geçti. "Sakın aldanmayın, Türkiye batıyor, Türkiye'den adam olmaz" dediler. "AK Parti, halkı kandırdı, sizi de kandırmasın, sonra Türkiye'yi kaybedersiniz bak..." dediler. Clinton, geçen geldiğinde de alenen televizyonlarda, "geldiniz iyi de, bu ülkede laiklik elden gidiyor, kadınlar eziliyor, bunları da bilin, sakın Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın, Dışişleri Bakanı'nın anlattıklarına kanmayın, asıl bize kulak verin" dediler...
Pes doğrusu. İnsaf doğrusu. Şimdi o koro, Obama'nın gelip İslam dünyasına Türkiye'den mesaj verecek olmasından dolayı şaşkın vaziyetteler. Türkiye'nin, Müslüman kimliği ile demokratik laiklikten yana bir büyük ülke olarak, giderek parladığının, ABD Başkanı'nın ağzından bütün dünyaya anlatılmasından son derece rahatsızdırlar. Zira onlar ne demişti, bak şimdi ne oldu...
İkinci konu şu: Başlıkta neden, Obama gelmeden ikinci iddianame geldi, dedim? Ergenekon terör örgütü davasının; binlerce faili meçhul cinayete, terör örgütlerinin başta PKK olmak üzere devlet içindeki kanunsuzlar tarafından kurulup kullanıldığına dair bilgilere, belgelere rağmen örtbas edilmesini isteyenler var. Yargıda, bürokraside direnenler var. CHP, bu davanın avukatlığında ısrar ediyor. Savcılar, hâkimler tehdit ediliyorlar.
İşte ikinci iddianame, bu koronun, bütün çabalarının boş olduğunu anlatıyor. Türkiye eğer ABD için, AB için çok değerliyse, dünya barışı, medeniyetler ittifakı için vazgeçilmez ise, bu Türkiye, artık darbelerin yapıldığı, bürokratik vesayetle yönetilen bir ülke olmayacaktır, olamayacaktır.
Yani bu koronun gözleri, artık dışarılara doğru boş boş bakıyor. ABD Başkanı Obama, kendinden öncekiler gibi, "yabancı değiller, bizim çocuklar" diye bu koroya asla destek vermeyecektir.
Obama'nın gelişi, Ergenekoncular için kötü bir haberden çok, ağır bir darbedir. Gelin, kendi insanınıza değer verin. Gelin kendi ülkenize güvenin. Gelin laiklik dayatmasından vazgeçip, demokratik laikliği isteyin. Gelin, "demokrasilerde, millet iradesinden başka irade yok" deyin...
Sizin bozuk çimentonuz, paslanmış demirleriniz, çağdışı harcınız bitti. İnşaata paydos. Obama'nın gelişinden de mi anlamıyorsunuz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.