Mesih'in dönüşü gibi! Biraz abartmadık mı?
Onu Mesih'in dönüşüne benzetenler oldu. Mehdi beklentisiyle örtüştürenler oldu. Bir ışıktı, kurtarıcıydı bazılarının gözünde. İnsanlık tarihinin en bunalımlı dönemlerinden birini yaşadığı zamanlarda, ekonomik krizin öncelikle Batı ülkelerini çöküşün eşiğine getirdiği bir dönemde o gelecek, Amerika'yı değiştirecek, dünyayı değiştirecek, çatışmalara son verecek, ayrışmaları sona erdirecek, bütün insanlığa kurtuluşa giden bir kapı aralayacaktı. O, “emperyalist karanlığın içinde bir ışık”tı. Batıda yükselen bir doğulu, bir güneyli, bir Müslüman, bir kurtarıcı! Bazılarının beklentileri böyleydi, böyle hala.
Bazılarına göre insanlığın kurtarıcısı Mehdi'nin gelişini işaret ediyorsa, bazılarına göre Hz. İsa'nın yeryüzüne dönüşünü hazırlıyorsa, bazılarına göre de Armageddon Savaşı'nın habercisi olmasın! Hani o, neoconların dünyayı hazırladıkları Kıyamet Savaşı'nın habercisi. Nasıl olsa babası Müslüman. Nasıl olsa ilk adı Hüseyin. Nasıl olsa adı Burak. Nasıl olsa Müslüman bir ülkede doğdu. Nasıl olsa siyah kölelerin neslinden. Nasıl olsa horlanan bir kişi. Nasıl olsa dünyanın en büyük ülkesinin başına geçti.
Zenciydi, beyazdı, melezdi, Afrikalıydı, Amerikalıydı, fakirdi, zengindi, ötekiler arasında büyümüştü, harikulade eğitim almıştı, hem en alt sınıftan hem de imtiyazlı sınıftandı, Müslüman'dı, Hristiyan'dı, bazı rivayetlere göre Yahudi geçmişi vardı. Altmış yıl aynı tuvalete bile giremediği insanlara lider olmuştu. Dahası dünyayı yöneten bir ülkenin başına geçmişti. Yeryüzünün her köşesinde hemen herkesin sevebileceği bütün özelliklere sahipti. Kim bu kadar özelliği kişiliğinde toplayabilirdi! Bütün bunlar zaten mucizenin kendisiydi.
Mucizeler çağı isteniyor. Hiçbir şey yapılmadan, yorulmadan, mücadele etmeden, zorluklarla boğuşmadan bir el gelip her şeyi düzeltsin isteniyor. Bizlere de miskinler gibi beklemek düşüyor. Bu düşünce biçimi Müslümanların yüzyıllarını yok etti. Bugünkü acınası hale zemin hazırladı. O, ya dünyanın gördüğü en büyük devrimci olacaktı, ya ABD'yi yeniden kuran bir siyah lider olacaktı, ya bu ülkeyi çözen Gorbaçov olacaktı ya da tarihin gördüğü en büyük hayal kırıklığı…
ABD'nin dünya genelindeki yerlerde sürünen imajını düzelteceği, ekonomiyi çöküşten kurtarıp eski günlerine döndüreceği, siyasi nüfuzunu güçlendireceği, adaletsizlikleri gidereceği, işgallere ve savaşlara son ereceği, talan zihniyetinden vazgeçeceği, yeryüzünün kaynaklarına el koyma açgözlülüğünü son erdireceği gibi beklentilerle avunanlar onu tek umut olarak sunarken “uzun boylu, siyah bir adam' Batı'da iktidarı ele geçirecek. Dünyanın en büyük ordusunu yönetecek” hezeyanlarına kapılanlar bile oldu.
Ne acınası hal. Bu toprakların yüzlerce yıldır böylesine berbat halde kalmasının belki de tek sebebi bu hastalıklı zihin olduğunu hala anlamadık mı? Anlamamışız ki, birkaç süslü cümleyle her şeyi unuttuk, hayallere kapıldık...
Türkiye'de iki gün içinde sarfettiği süslü birkaç cümleyle bütün sorunları çözdü. Doğu-Batı gerilimini yok etti, Batı-İslam bunalımını çözdü. İslam dünyasının, Arap dünyasının gönlünü fethetti. Dün Amerika öfkesiyle dolup taşan Arap sokakları birkaç sözle Obama, Amerika hayranlığına kapıldı. Dün ABD'nin yakın çevresindeki her türlü adaletsizliğini sorgulayan Türkiye, iki günde ikna oldu. Her şey bu kadar kolaysa, basitse, bugüne kadar verilen mücadele neydi? İtirazlar ne içindi? Sorgulamalar, karşı çıkışlar boşa mıydı?
Hiçbir sorun birkaç günde çözülmez. Hiçbir sorun süslü cümlelerle sona ermez. Bu toprakların geçmişine bakalım, çok değil bir yüz yılına bakalım. İbret alacaksak oradan alalım. Bir zamanlar Afgan halkı Alman imparatorunu Müslüman sanıyordu. İngiltere İslam'ın koruyucusuydu. Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlıya karşı savaşanlar böyle büyülenmişti.
Sempati bütün günahları siler mi? Irak'ta öldürülen bir milyondan fazla insanı ne çabuk unuttuk? Afganistan'daki kıyımı ne çabuk unuttuk? Yeryüzünün en tenha köşelerinde kurulan işkencehanelerini, esir kamplarını, karakol gemilerini Amerika yapmadı mı? Bütün bunlar hala devam etmiyor mu? Etmeyecek mi? “Bir seçim, bir devrim” ve her şeyi sıfırdan başlatmak.. Mümkün mü? İnsanlığın ortak hafızası bu kadar zayıf mı? Bembeyaz bir sayfa. Yepyeni bir imaj. Bütün çirkinlikleri örter nasılsa, değil mi?
Beyaz Amerika'nın, ırkçı Anglo Amerikan zihnin bile kurtuluşu geçmişi Müslüman bir zenciyi iktidara getirmekte görmesi başlı başına büyük bir dönüşüm. Doğru. Ama aynı zamandan çaresizliğin göstergesi. İyi şeyler de var, doğru. İyi şeyleri desteklemek gerekiyor, doğru… Acaba Amerika Obama yönetiminde kurtulacak mı? Bankalar, emlak sektörü, finans sistemi, sosyal güvenlik sistemi ayağa kalkabilecek mi? ABD'nin istilacı, açgözlü, yağmacı tavrı son bulacak mı?
Amerika kurtulacak. Ekonomi kurtulacak. Dünya kurtulacak. Bütün bu krizlerin sebebi zaten Bush yönetimiydi, bu yönetim devrildi şimdi işler yoluna girecek…. Ne büyük hayal! ABD'nin zaafları aynen kalacağı gibi, ihtirasları da sönmeyecek. Ama birkaç süslü sözle avunanların tarih yapma, kendilerini kurtarma, kendi yollarını çizme ehliyetleri yoktur!
Sempatiyi biraz abartmadık mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.