Sandığın dili ve partilerin özeleştirileri
Sandığın dilinin, çok sağlam bir muhakemesi ve matematiği vardır. Dirhem şaşmaz. "Halk hata etti" veya "halk yanlış düşünüyor" hükmünü seçim analizlerine dahil edenlere sorulacak tek soru vardır: "Öyleyse demokrasiyle ne işiniz var?" "Halk bizi yanlış anladı" veya "Halka kendimizi doğru anlatamadık" mazeretlerinin de, öncekilerden farkı yok.
48 milyon insanın birlikte, bir şeyi yanlış anlamasına imkân ve ihtimal yoktur. Bırakın anlatamadıklarınızı, anlatmayı aklınızdan bile geçirmediklerinizi anlamışlardır. Demokrasi "halk için, halka göre, halk tarafından" olduğuna göre tek ölçü halkın verdiği karardır. Demokrasi bir ideal ise; bu inancın tek rüknü vardır: "Halk hata yapmaz."
Beklenen: Siyasî partilerin halkın mesajını anlamalarıdır. Partiler oturup bu mesajı kalın bir kitabı, satır aralarına kadar okur gibi didik didik edecekler ve sadece "doğru anlıyor muyum?" diye çapraz analizlere girişeceklerdir. Analizlerini test edecekleri tek doğru ölçü yine sandık sonuçları olacaktır. Hiçbir seçimin mutlak galibi yoktur. Seçimi kazanan partinin diğerlerine göre; oyunu artıran partinin ise bir önceki seçime göre mukayeseli üstünlükleri vardır. Oyunu azaltan partinin (hâlâ çoğunluğu sağlasa bile) bir önceki seçime göre, diğerlerinin de öbür partilere göre mukayeseli zaafları var demektir. % 40 oy alan parti, kendisini % 22 oy alan parti ile mukayese edemez.
AK Parti "neden oyum azaldı" diye kendini bir muhasebe süzgecinden geçirirken; CHP ve MHP'nin "neden birinci parti olamadım" özeleştirisine girmesi gerekir. Demokrasi siyasî partiler eliyle işletilir. Partilerin sınavdan geçtikleri her seçim sonrası girişecekleri özeleştiriler, daha sağlam ve etkili bir cihaza dönüşmelerini sağlar. Partiler mükemmelleşmeye çalıştıkça parti rekabetinin kalitesi yükselir. Kalitesi artan bir parti rekabeti, daha iyi işleyen bir siyasal sistem demektir. Bu açıdan malın ve hizmetin kalitesini artıran serbest piyasa rekabeti ile demokratik parti rekabeti arasında mantık olarak hiçbir fark yoktur.
AK Parti seçimden yara alarak çıktı. AK Parti kurmayları, söz birliği etmişçesine hatayı AK Parti sınırları dışında arıyor. Biraz üzerine gidince de kendi sorumluluk alanı dışında hükümler veriyor. Kimse özeleştiri yapmaya yanaşmıyor. Özeleştiriye yanaşmamak, seçim öncesi yapılan hatalardan daha büyüklerine yol açabilir. AK Parti % 47'ye dayanmış bir kitle partisi. Kitle partilerinin genel bir çerçevesi olur -muhafazakâr demokrasi- gibi; ama doktriner tercihleri olmaz.
MHP seçimin görece başarılı partilerinden biri. Ama önemli bir yapısal sorunu var: Hemhudut iki ilden birinde seçim kazanan, diğerinde hiç varlık gösteremeyen bir MHP, taşra inisiyatifine teslim olmuş görünüyor. Taşra örgütünün dinamizmine göre sonuç alan bir parti, adeta merkezi olmayan konfederal bir yapıya dönüşme eğilimi taşır. MHP'nin ontolojik iddiaları, bu yapıya bütünüyle ters.
CHP, kendisiyle yarışan bir parti olarak iddialı. Ama bu seçimden de bir iktidar alternatifi olarak çıkamadı. CHP açısından bu seçim sadece mümkün olursa, iktidar adayı bir parti omurgası oluşturmanın yolunu açmak gibi bugün için mütevazı ama gelecek için iddialı sonuçlar doğurabilir.
AK Parti kârdan zarar etti. Siyasetin önemli bir kısmı –konjonktür gibi- siyasetçinin kontrolü dışındadır. Esen rüzgâr, yağan yağmur bazen mahsulü zenginleştirir. Bazen de tersi olur. Ama bu yetmez. AK Parti, genel politikada parti rekabetinde önemli taktik hatalar yaptı. Beklenti düzeyini yükseltmek ve yıpratıcı polemiklere girmek gibi. Bunlar düzelir. Ama, örgütsel zaafların yapısal nitelik kazanma riski oldukça yüksek olduğu için düzeltilmesi çok daha zordur.
Önceki gün MHP liderinin grup konuşmasında vurguladığı gibi, siyasî aktörlerin eğilimi "çatışma ve zıtlaşmalar yerine asgari müştereklerde buluşulması" ve "siyasî gerginliklerin yumuşatılması" istikametinde. Türkiye'de bugün "hegemonik tek parti sistemi" işliyor. Çok partili demokrasi tarihimizde sadece 1954 seçimlerinde iktidardaki tek parti oylarını artırarak seçimden çıkmıştı. Benzer sonuç alınan 2007 seçimleri, kitle partisi mantığı içinde büyük hatalar yapmadığı takdirde AK Parti'yi sonraki seçimlerin de favorisi haline getiriyor.
Ortak payda aynı: AK Parti'nin avantajını sürdürmesi; CHP ve MHP'nin iddialı hale geçmesi güçlü bir özeleştiri ile mümkün.