Mısırlılar Hicaz’a, Türkler Orta Asya’ya
İsrail’in çiçeği burnunda yeni Dışişleri Bakanı Lieberman, Filistinlileri denize dökmekten bahsediyor. Daha önce bu tür lafları etmiyorlardı. Kur’an bu durum için ‘kalplerinde gizledikleri daha büyük’ buyurur. Bu gönüldekini veya şuuraltını boşaltma anlamında Türkçe’de ‘baklayı ağzından çıkardı’ denilir. Lieberman da öyle yaptı nitekim. Bazen şuurun kilitlendiği ve kriz anlarında veya öfke nöbetlerinde gerçek bütün çıplaklığıyla insanın alemi şahadetine iner. Bu insanın derin bir kriz anında bazen bildiklerini unutmasına veya tam tersine unuttuklarını hatırlamasına tekabül eder. İşte Lieberman da İsrail’in maşeri vicdanını dile getirmiştir. Lieberman böyle derken İsrail’in ortağı ve Lieberman’ın müttefiki olan kimi Mısırlı Kıptiler de benzeri temenni ve dilekler içindedir. Mısır’ın servetinin üçte birinin Kıptilerin elinde olduğu söylenmektedir. Mısır’ın onda birini teşkil etmelerine rağmen bazı sektörler külliyen onların tekelindedir. Son sıralarda Arap matbuatında onların Mısır’la ilgili tasavvurlarına tanık oluyoruz. Buna nazaran, Kıptiler kendilerini Mısır’ın yerlileri ve Müslümanları da Amr İbni’l As ile birlikte gelen yabancıları olarak görmektedirler. Dolayısıyla Ferdinant ve İzabella gibi Müslümanlara en azından zihin dünyalarında iki tercih hakkı sunmaktadırlar. Ya Radovan Karadziç’in Boşnak Müslümanlara söyledikleri gibi asıllarına yani Hıristiyanlığa dönecekler ya da bu diyarı terk edecekler. Geldikleri Hicaz’a gidecekler. Yani ‘ya sev ya terk et’ formülü. Ya da milliyetçi Maniheizm. Elbette buna muktedir değiller ama güç devşirirlerse bunu yapmak için bir dakika bile tereddüt etmeyecekleri bir gerçektir.
-
Evet, bunlar Müslümanların müsamahasını yanlış yorumluyorlar. İslam’a göre münkirin, kafirin veya gayri müslimin hakk-ı hayatı vardır. Zaten onların aramızda bulunmalarının yegane nedeni budur. Ama onlardan en azından bir kısmına göre Müslümanın hayat hakkı yoktur. Yunan Ortodokslar da en az Mısırlı Kıpti Ortodokslar kadar mutaassıptır. Osmanlı’nın son döneminde ayrılıkçı emelleri nedeniyle nasıl birliği bozmuşlarsa, Cumhuriyet idaresi altında da belirli nispette olsalardı aynısını yaparlardı. Dolayısıyla kimse tersine dair fantastik hayallere kapılmasın. Mısırlı Kıptiler Müslümanları Hicaz’a ve buradakiler de bizi Orta Asya’ya göndermek isterler. Yunanlı Ortodokslar da küreselleşme devrinde Türkiye’de bankalar alıyor ve bankalar kuruyor. Bir de nüfusları olsaydı Mısır’daki Kıptilerle Müslümanların ahvali gibi bir hal yaşardık doğrusu. Adamlar bizi Orta Asya’ya püskürtmek isterdi. Osmanlı’yı yıkma amaçlı 100 planın gerisinde Türkleri İstanbul’dan sürmek ve göndermek de vardır. 1917 yılında Rusya’da Bolşevik Devrimi olmasıyla birlikte direkten döndük. Yoksa İstanbul’u Çarlık Rusya’ya kaptırıyorduk. Bazıları tehlike geçti diye gevşiyor. Esneklik tehlikeyi uzaklaştırır ama gevşeklik tehlikeyi besler. Esnek ol, ama gevşek olma. Osmanlı dönemindeki planlara dair Romen diplomat t.g. Djuvara'nın 1914 senesinde kaleme aldığı kitap, Emir Şekip Arslan’ın Fransızca’dan Osmanlıcaya çevirisi akabinde seksenli yıllarda güncel Türkçeye çevrilerek Damla Yayınevi tarafından yayımlanmıştır.
-
Obama dünyanın merkezi olan İstanbul’a ayak bastı ve bu Türkiye’yi parçalama taraftarlarının hiç hoşuna gitmedi. Ziyaret, Türkiye’yi harita üzerinde ikiye ayıran Ralph Peters’in hayallerini bozduğu için Obama’ya vermiş veriştirmiş. Geçmişine dair ayrıntıları da Fehmi Koru’nun ‘Diz çöken çökene’ yazısından takip edelim. “Ralph Peters'in adını bir zamanlar her yerde karşımıza çıkan ünlü haritasından hatırlamış olacaksınız. 2006 yılı Haziran ayında 'American Armed Forces Journal' adlı askeri dergide çıkan makalesinde, Peters, 1 Mart tezkeresini reddeden Türkiye'nin topraklarının küçültülmesini teklif ediyordu. Haritayla zenginleştirilmiş makalede 'kaybedenler' sütununda yer alan ülkelerin en tepesinde yer alıyordu Türkiye...
Harita Türk subaylarının karşısına başka yerlerde de her vesileyle çıkartıldı. 2006 Eylül ayında Roma'daki NATO Savunma Koleji'nde bir Amerikalı subay, Peters'in çizdiği küçültülmüş Türkiye haritasını açınca bizim askerler salonu terk etmiş, Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt Amerikalı muhatabı Gen. Peter Pace'e protestosunu iletmişti.
Daha sonra Yunanistan'da Türk subayları karşısına çıkartıldı aynı harita. Yunan Genelkurmay Başkanlığının Atina'da düzenlediği, 44 ülkeden 290 sivil ve askeri uzmanın katıldığı 'Kriz Yönetimi Semineri'nde, Türk subaylar, Türkiye uzmanı Prof. Ioannis Theodor Mazis'in aynı haritayı açtığını fark etti. Ardından Yunanistan'la küçük bir kriz yaşandı.
Türkiye'yi bölme üzerine kariyer yapmış Ralph Peters'in işlerin beklentisinin tam tersine gittiğini görünce yaşadığı şaşkınlık her şeyi anlatıyor aslında. Türkiye'yi bölerek cezalandırmak isteyenler, kendi çizgilerindeki George W. Bush'a bunu yaptıramadılar; Barack Hussein Obama'nın Türkiye ziyaretini ve ziyaret sırasında verdiği mesajları “Türkiye'ye mükâfat” olarak değerlendirdikleri belli. Öfkeleri tepelerine vuruyor...”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.