Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Kabe İmamı Suudlu Obama

Kabe İmamı Suudlu Obama

Türkiye’de kimi çakma Obama’lara mukabil Suud’da gerçeğe yakın Obama’lar var.
Bunlara ‘Bilaliler’ de denilebilir. Hazreti Bilal ile Ebuzer arasındaki renk meselesinden mütevellit kıssa ve sonrasında kenetlenmeleri meşhurdur. Bilal-ı Habeşi, Habeşli ve koyu renkte bir siyah olmasına rağmen İslam’ın sembollerinden ve abide şahsiyetlerinden birisi haline gelmiştir. Şimdi de kendisini şaka yoluyla da olsa Obama olarak tanıtan Re’sü’l Haymeli bir siyah olan Adil Kulbani re’sen Kral Abdullah’ın tensibiyle Kabe imamı olmuştur. O da asrımızın Bilal’lerindendir. Lakin bu bile Arabistan için alışık olmadık bir gelişmedir. Şöyle ki, bilindiği gibi İslam beşeri, tarağın dişleri gibi eşit kabul eder. Kadın erkek cinsi, elmanın iki yarısı olduğu gibi insanlar da tarağın dişleri gibidir. Aralarında fark yoktur. Fark kriteri, sadece, takvadır. Böyle olmasına rağmen tarihi süreçte bazı sapmalar yaşanmıştır. Bilindiği gibi, Kur’an-ı Kerim’in nüzülü Arapça olduğundan dolayı Arapça İslam’ın taşıyıcısı bir lisan olmuştur. Dolayısıyla Arapça’ya hürmet Arapların lisanı olmasından ziyade, onu aşan bir şekilde, birincisi, fıtratın dillerinden birisi olması ikincisi de vahye kap ve via olması hasebiyledir. Burada bir de Arapların meselesi vardır. Hazreti Ömer, İbni Haldun’un deyimiyle Arapları İslam'ın asabiyesi ve fiziki omurgası olarak telakki etmiştir. Bu bir üstünlük değil görev tanımlamasıdır. Arapça, İslam’ın dil olarak taşıyıcısı olduğu gibi Araplar da ilk dönemde millet olarak İslam’ın maddi ve manevi fethinin taşıyıcısıdırlar. Bundan dolayı Hazreti Ömer’den ‘iza zelle’l Arabu zelle’l İslam/ Araplar zelil olursa İslam da zelil olur’ ifadesi nakledilmiştir. Ama bu, ‘Huzeyfe’nin azadlısı Salim dahi başınıza geçse itaat edin ona uyun’ diyen Hazreti Peygamberin buyruğunu ortadan kaldırmaz. Lakin zamanla Emeviler döneminde bu denge kaybolmuştur. Acemlere veya mevaliye karşı Araplar öne çıkartılırken Araplar içinde de Emeviler tercih edilmiştir. Bu sistematik bir politika haline gelince de hem Araplar arasında zıtlaşmalar artmış hem de bu bir çeşit karşıtını üreterek şuubiye akımlarının doğmasına neden olmuştur. Hazreti Ömer’in Arubeciliğiyle Emevilerin mevali siyaseti birbirinden farklıdır. Emeviler fetihlerde Arap unsuruna ağırlık vermiştir. Buna mukabil, Abbasiler Emevilere karşı insan kaynağı ve deposu olarak Horasanı seçmişler ve Emevi asabiyetine karşı da Ehl-i beyt bayraktarlığı yapmışlardır. Lakin bu arada gayri memnun zümrelerden siyahlar da ‘Sevretü’z zenc’ adıyla anılan Roma’da Spartaküs’ü hatırlatan kalkışmalar yapmışlardır. Velhasıl Emeviler kantarın topuzunu kaçırmıştır. Arubecilikleri şuubiyyeyi intaç etmiştir.
-
Irak’ın bir nevi Romenleri de siyahilerdir. Arapdünyasında ırkçılığa dayalı derin yaralar bulunmaktadır. Kuveyt’in bidunları, Irak’ın Bilalileri ve siyahları da ayrımcılıktan şikayet eden sosyal zümre ve tabakalardandır. Şii asıllı olmasına rağmen Abdulhüseyin Abdurrezzak bir milyonlu siyahi adına hem Şiilerden hem de Sünnilerden şikayet etmektedir. O da fıtri haklarını istemekte ve ayrımcılığa maruz kaldığından yakınmaktadır. Bu vesile ile birlikte biz de Irak’ın Bilalilerini veya daha modern bir adla Obama’larını keşfetmiş olduk. Lakin hâlâ İngiltere Obama’nın kardeşine vize vermekten imtina ediyor ve başına talih kuşu konan Obama’nın bir kural değil istisna olduğunu ortaya oyuyor. Suudlu Obama Adil Kulbani, New York Times gazetesi sayfalarına misafir olmuş. Suud devletine olan şükranlarını arz etse de siyasi olmasa bile sosyal bir ayrımcılığa maruz kalmaktan şikayet ediyor. Gerçekten de Suud halkında yabancılara karşı bir üstünlük kompleksinin olduğu, bu ülkede ikamet edenler tarafından sıklıkla dile getirilmektedir. Bunun ifratı da Batılılara karşı aşağılık kompleksi ve İngilizce konuşma salgını ve merakıdır. Suudlu Obama vasıtasıyla bu ülkenin sosyal dokusuna ve mahremlerine biraz daha nüfuz etmiş bulunuyoruz. Suudlu Obama ile birlikte kenardakilerin merkeze yürüyüşlerinin devam ettiğini de öğrenmiş bulunuyoruz. Cengiz Çandar, 11 Eylül sonrasında, ‘İslamcılar 21. yüzyılın Zencileri veya Kızılderilileri olacaklar’ buyurmuştu. Şimdi de Ruşen Çakır’ın ifadesiyle o siyahlardan birisinin peşine takılmış gidiyor. Neyse.
-
Yeni Kabe İmamı Adil Kulbani babasıyla birlikte BAE sınırları içinden Suud’a gelmiş ve babası alt düzey bir memur imiş. Kendisi de zorluklarla okumuş ve sonunda dini ilimleri tahsil ettikten sonra girdiği imtihanlar sonucu imamlığa başlamış. 20 yıl Riyad’da imamette bulunmuş. Lakin kıraatı, temayüz etmesine ve tanınmasına vesile olmuş. Memleketin her yerinde ve yöresinde sesi nedeniyle tanınır ve sevilir olmuş ve işte bunun sonucunda rüyası gerçekleşmiş. Rüyası bir gün Kabe imamı olmakmış ve sonunda muradına ermiş. Bir eylül günü çalan telefon sesiyle irkilmiş ve sesin öbür ucunda kendisinin Kabe imamlığına atandığını müjdeleyen bir ses varmış. Bu telefonla birlikte dünyası ve hayatı değişmiş. Dünyanın en şerefli makamına imam olarak atandığını tebellüğ etmiş. İki eşi ve 12 çocuğu bulunuyormuş. Latife yoluyla siyahlığından kinaye olarak kendisini Obama olarak tanıtıyormuş. 1980’li yıllarda Abdullah Azzam ve Bin Laden ile de tanışmış. Lakin daha sonra Bin Laden’in çizgisin müfrit bulmuş. Kabe imamlığına atandıktan sonra Kral Abdullah tarafından da kabul edilmiş ve bu kutlu göreve atanmasından dolayı kendisini tebrik etmişler. Suudlu Obama da İslam tarihinde Huzeyfe’nin azadlısı Salim gibi çok sayıda siyahın bulunduğunu ve önemli görevler ifa ettiklerini hatırlatmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi