Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Gülen, Erdoğan ve ben!

Gülen, Erdoğan ve ben!

Açıklama

Polemik hiç hoşlanmadığım bir şey olmasına rağmen Yalçın Doğan’ın yazısına cevap vermek zorundayım. Söz konusu yazı iki şeyi vurguluyordu: birincisi benim komplo teorisi ürettiğim, ikincisi Fethullah Gülen’in Başbakan Erdoğan’ı gözden çıkarmış olabileceğiydi.

Bir sohbette konuşulanları insanların işine geldiği gibi anlayacağını, doğru anlasa bile işine geldiği gibi aktaracağını biliyorum. En doğru yol hiç konuşmamak ya da o kişilerin aşina olduğu günlük olayların dışına çıkamamaktır. Magazin sayfalarından birçok konu bulunabilecekken siyaset konuşmanın yanlış olduğunu söylerseniz haklısınız derim.

Yazdıklarımın ve söylediklerimin komplo teorisi üretmek olduğunun ifade edilmiş olmasına şaşırmadım. Sadece Doğan’ın değil. O grubun benimle ilgili her sözünde bunu vurguladıklarını biliyorum. Bir gün grubun bir televizyonuna davet edildiğimde bana uyguladıkları ambargonun kalkmış olduğunu, husumetin sona erdiğini düşündüm. Ama ‘Komployu en iyi komplo teorisi üretenlerin çözeceğini düşündüğüm için bu kişileri davet ettim’ diye takdim edilince komplocu sıfatıma vurgu yapılmak istendiğini anladım. Her düşünceme cevap vermenin gereksiz olduğunu düşündükleri için komplocu diyerek her sözümün gerçek dışı olduğunu ima etmekle yetiniyorlardı.

Ergenekon soruşturmasının hukuki değil siyasi olduğu iddia ediliyor ve operasyonların arkasında Başbakanın olduğu söyleniyordu. Bunun hem davanın hukuki boyutuna hem de Başbakana yönelik olduğunu düşünüyordum ve son dalganın bu kanıyı pekiştirmek için kullanıldığını görüyordum. Amacım soruşturmanın hukuk içinde kalmasına ve siyasi çatışmalarda kullanılmamasına katkı yapmaktı. Yani herkes, özellikle her iki tarafı destekleyen medya, bir gözlemci gibi davranmalı, ülkemiz için bir yara haline gelen hukuk dışı eylemlerin sona erdirilmesine yardımcı olmalıydı. Yargı sürecinin eleştirdiğim yönleri de vardı. Çok farklı zamanlarda, değişik eğilimdeki kişilerin Ergenekon adı altında toplanmış olmasını anlamıyordum.

Yazının diğer iddiası Fethullah Gülen’in Başbakanı gözden çıkarmış olma ihtimaliydi. Bu sözün altında yatan, operasyonu bu zatın taraftarlarınca yürütüldüğünün kabulüydü. Böyle bir kanaate sahip olmadığım, bu iddianın soruşturulanları destekleyenlere ait olduğunu bildiğim halde nasıl böyle bir ifade kullanmış olabilirdim. Burada yazarın ustalığını kabul etmek gerektiğini düşünüyorum. Bir taşla iki değil üç kuş birden vuruyor. Birincisi operasyonun arkasında Fethullah Gülen’in olduğunu benim ağzımdan söylüyor, ikincisi Fethullah Gülen’in Başbakanı artık desteklememiş olabileceğini, üçüncüsü benim onlara karşıt görüşlere sahip olduğumu ifade ediyor. Ya iddia doğru kabul edilir, Başbakanla bu zat karşı karşıya getirilir ya da sözlerim nedeniyle bana kızan televizyonum işime son verir ve onlar da önlerindeki bir çakıl taşından kurtulmuş olurlardı.

Ben herhangi bir iddiası ve beklentisi olmayan bir kişiyim. Grubunuzun bana yaptıklarının insaf sınırlarını aştığını düşünüyorum. On yıl kadar önce gazeteniz ‘Kırk iki yıllık sır’ başlığıyla bir iftira kampanyası açmış ve bunu epeyce sürdürmüştü. Tavrınızın değişmediğini görüyorum. Fikir üretemeyenler iftiraya başvurur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi