Korna çalma yasağı için bile AB’ye girmeliyiz
Avrupa Birliği’ne girmemizle ilgili olarak başbakandan dağdaki çobanımıza kadar herkesin bir gerekçesi olabilir veya girmemek için yine çeşitli sebepler ileri sürülebilir.
Girmek isteyenlerin ve girmek istemeyenlerin nedenleri ne olursa olsun, İslam’ın “kul hakkı” dediği, İslam dışındaki inançların da “insan hakları” dediği kurallara uymak için AB’ye yine girmeliyiz.
Müslüman bir toplum olarak “kul haklarını” çiğneyebiliyor ve bu konuda sınırsız sorumsuz davranabiliyorsak, bize birilerinin bu işi öğretmesinden yanayım. Yanlış anlaşılmasın, bunları söylerken, elbette tepeden tırnağa herkesi suçluyor değilim.
Bizde veya diğer İslam ülkelerinde öyle kurallar ve uygulamalar var ki; hukuk sistemi, ekonomik sistem, insan hak ve hürriyetleri, belli zümrelerin elinde kalmış ve bu zümreler de nefsi arzularını kurallar haline getirerek halka dayatmışlar.
İşte bunun en canlı örneği Ergenekon terör örgütü ve bu örgütü destekleyen bütün çevrelerdir. Mesela bizi AB’ye almaktan ürkenler için Ergenekoncular yeterli sebeptir. Çünkü malum kesimlerin ne Müslümanların “kul hakları” dediği, ne de diğerlerinin “insan hakları” dediği hak ve hürriyetlere kafası yatmaz ve şiddetle reddederler.
İnsan hak ve hürriyetlerini temin eden medeniyet kavramı, üç beş kişinin ağzından çıkan ve nefsi arzuları ile cüzdanlarının doluluğu esasına dayalı olmamalı, bütün bir halkın ortak değer yargılarından doğan, insanların birbirleriyle iletişimini sağlayan sistem olmalıdır.
Ne adına olursa olsun Avrupa bu işi başarmış. Burada Avrupa’yı övüyor falan değilim. Ama ortaya koydukları insanca kurallar, tam da kul haklarına veya insan haklarına uyuyor. Eleştirecek yönleri yok mu? Elbette var, lakin insan hakları bakımından uyulmasını istedikleri kurallar, bizim ülkemiz için çok elzem olan basit şeylerdir.
Mesela Türkiye’de kırmızı ışıkta bekliyorsunuz, yeşil yanar yanmaz, ilk aracın hareket etmesi gerekir. Ve kırmızı ışıkta bekleyen ilk kişi beklemekten zevk almayacağı için hareket eder. Peki, yeşil yanar yanmaz ilk kornayı kim çalıyor dersiniz? Dördüncü sıradaki kişi. İlk üç araçtakiler aptal ya, dördüncü onları uyarıyor.
Almanya veya diğer AB ülkelerine ne zaman gitsem, insan hak ve hürriyetlerine dikkat ediyorum. Bu sefer gittiğimde de üç gün boyunca yine dikkat etmeye çalıştım ve ister inanın ister inanmayın, üç gün boyunca üç defa korna sesi duydum.
Birisini bizi taşıyan Türk şoför çaldı, biri yanlış yola giren bir adamın trafiği alt üst etmesi sonucu çalındı, üçüncü kornayı da ticari taksiden duydum, o da yaya geçidi yerine başka alanı kullanarak karşıya geçen bir kişiye uyarı için çalındı.
İstanbul’da veya başka şehirlerimizde ise korna sesinden insanlar yorulur. Biraz dikkat ederseniz şunu görürsünüz, gündüz sokağa çıkıp da akşam evine dönen insanlarımızın büyük bölümü gergin dönerler. Bu gerginliğin esas sebepleri arasında ise pek akla gelmeyen şey; sürücülerin uymadıkları kurallar ile lüzumsuz yere çaldıkları kornalardır.
Yaya geçidi dedim de aklıma geldi. Yolda yaya geçidi olduğu halde oradan geçmeyip, canı nereden istiyorsa orayı kullanan kişiler, hareket halinde olan araç sürücülerini zor durumda bırakıp kul hakkını çiğnemiş olmuyorlar mı? İşte Almanlar da bu kural çiğnemeye insan hakları ihlali olarak bakıyor ve diyor ki;
“Koyduğumuz sistemler, bir kişinin diğer insandan şikâyetçi olmayacak şekilde ikisinin de bulundukları alanda ve yaptıkları işte rahat etmeleri içindir. Yoksa kimsenin özel hayatına müdahale diye bir şey söz konusu değildir.”
Ya bir de yola sigara izmariti atma alışkanlığımız var. Nasıl insanlarsak, arabada sigarayı içiyor, sonra camı açıp, izmariti yola atıyoruz. Arkadaki araçlar sanki kül tablası veya yol sigara izmariti için yapılmış gibi. Ne kadar ayıp değil mi? Sadece bu iki yasağın uygulanması için dahi AB’ye girmeliyiz. Sözlerime itiraz edecek olanlar için şunu söylemeliyim.
Bu iki kul hakkını dahi kendi içinde halledememiş toplumların bir medeniyet projesi olamaz. Neyse son söz Mehmet Akif’in; “İşleri var dinimize benzer, dinleri var işimize benzer.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.