Haydi arslanlar darbeye!
Bu iş böyle olmayacak. Kaç yıl sürer bu mahkemeler, kim öle, kim kala..
20. dalga, 30. dalga, kaç dalga var daha sırada.
Gün gelir kanıksar insanlar ve dalga geçmeye başlarlar..
En iyisi bir darbe teşebbüsü. Darbeyi bastıracak, tümünü bir gecede toplayacak ve yargılamaya öyle başlayacaksın..
Ferhan Şensoy’a katılıyorum: Darbe yapacak kimse yok mu ya hu! “Ordu göreve”!
Ama yok işte.. “Yapmıyorum ya, darbe marbe yok, herkes işine baksın, sizinle mi uğraşacağım, kaç darbe yaptık ne oldu” diyor sanki birileri..
Darbe talebi de, “darbe marbe yok” diyen de tiyatrocu. Ama ortada bu işi yapacak kimse yok..
Bu defa papuç pahalı..
Ne diyordu Türkan Saylan; “Bu ülkede hiç kimse bizim istemediğimiz bir şeyi yapamaz”. Geçti o günler.. Şimdi fişlenen kokoreççiler fişleyenlerden hesap soruyor, onlar da silahlarını denize atıyor..
Ferhangillerin durumu gerçekten yürekler acısı. "Yapılan 3 darbe ottan-boktan sebeplerle yapıldı, asıl darbe yapmak için geçerli sebepler şimdi var, ama darbe yapan yok. Bu ülkenin darbe vakti geldi fakat asker bir şey yapmıyor. 1980’de yapılan darbe sırf Kenan Paşa’nın resim merakından dolayı yapıldı, darbe yapacaksınız madem şimdi yapın" (...) "Her gün sabah ezanına kadar uyumuyorum. Hani olur ya Ergenekon’dan dolayı beni de almaya gelebilirler diye. Ama sabah ezanı okununca ben de uyumaya geçiyorum, çünkü Ergenekon Savarlar sabah namazına gidiyor" diyor..
Ağlar mısın, güler misin?
Ne olacak şimdi, kim kurtaracak memleketi..
Kaç kişisiniz siz ya hu! Özkök geçen gün yazıyordu, Mustafa Kemal inkılabları yaparken halka sorsaydı, kaç kişi “evet” derdi? Kendileri de biliyor ki, %5 bile çıkmazdı.. Bugün de aynı yolu denemek istiyorlar.. Yeni bir Mustafa Kemal olmadığına göre, onun arkasına saklanarak bu işi yapmak istiyorlar..
Bunların birbirlerine de güveni, saygısı yok. Baksanıza Tuncay Özkan, Eruygur paşaya neler diyor neler.. “Namussuz, yalancı”... ağzına geleni söylemiş..
Türkçülük, Atatürkçülük, ulusalcılık filan hikaye. Türkan hatunun ilişkilerine baksana..
Hani darbe yapsalar, kimseye gerek yok, iki gün sonra bunlar birbirlerini yer ya hu!
12 Eylül’ü yapan “bizim çocuklar”, 1990’dan beri halkın arasına çıkabilmiş değiller. Öldüklerinde kimsesizler mezarlığına gömülürlerse şaşmasınlar.. Daha şimdiden meydanlardaki, sokaklardaki, resmi dairelerdeki tabelaları sökülmeye başladı bile..
Bunlar yok mu bunlar, solcu, Atatürkçü geçinip, baz istasyonunu Atatürk resimleri ile gizleyecek kadar istismarcı adamlar bunlar..
Geçen gün Salim Uslu ile konuşuyorduk da, AK Parti’den CHP’ye geçen büyük belediyelerin çalışanlarını, belediyeyi devir aldıkları gün ya da ilk haftasında ilk iş olarak Hak-İş’den DİSK’e geçirmişler. Partizanlığı, kadrolaşmayı görüyor musunuz? Hem de transferlerin noter masraflarını belediye bütçesinden ödeyerek.. Siz şimdi CHP’li belediyelerdeki kadrolaşmayı görün. Mezhepçiliği görün.. Ergenekoncu yapılanmayı görün.. İhaleleri kimlere veriyorlar izleyin bakalım.. Eski ve yeni fiyatları kıyaslayın..
Bakın, darbe olmadan CHP ayakları üzerine doğrulamaz.
Darbe olursa da bastırılacağı için bu iş biter..
Zaten CHP’den umutlarını kesenler, Demirel’i sağı toparlaması için piyasaya sürdüler..
CHP, Baykal’la bir yere gidemez. Baykal’sız hiçbir yere gidemez.. Ergenekonun avukatlığı ile bu iş bitecek. Ergenekon davasının sonu ne olursa olsun, bu süreçte toplum bazı gerçeklerin farkına varacak ve bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Şimdi merak ediyorum bakalım 17 Mayıs’ta ne yapacaklar.. 19 Mayıs’tan sonra artık yaza giriyoruz.. Yaz sıcağında da darbe olmaz ki!
Hani yapacaklarsa şimdiden teşebbüs etseler de, ne olacaksa olsa..
Bana sorsalar, Eylül’ü - Ekim’i bekleyin derim. Bu yaz sıcak geçecek. Yaz sıcağında mapushane zor olur. Ama kendileri bilir..
Kafayı çekmeden bir hayat nasıl geçer.. Mapushane damında içki yok beyler.. Onun için gelin siz bu işten vazgeçin.. Hepinizi GATA’ya da sevk etmezler..
Hani “Genç subaylar” var diyorlardı, onu da ihtiyarlar ayarlamış meğer. Bir de başımıza “Genç siviller” çıktı.. Demokrasi, İnsan hakları, Hukuk devleti, Özgürlük, Vicdani red, Felsefi kanaat, ne bilim ben bir sürü şey söylüyorlar..
Başlarına biri geçse de, “Haydi aslanlar darbe yapılacaaak.. Yap” dese hemen gönüllü asker olacaklar.. Tanklar sokağa çıkarsa, pencelerine bayrak asıp alkış tutacaklar.. Ancak silah ve tankların gölgesinde statülerini koruyabileceğini düşünüyorlar. Onun için “Ordu göreve” diye pankart açıyorlar..
Bu saatten sonra darbe marbe olmaz. Genç subaylar filan hepsi masabaşında uydurulan şeyler.. Darbe olsa da o gün bastırılır, bastırılamazsa iç savaş çıkar, o gün iç savaş çıkmazsa birbirlerine girerler. Darbe kendi evlatlarını yer.. darbecilerin akıbeti daha kötü olur..
Yine de olmaz olmaz deme, olmaz olmaz.. Darbeciler çok da akıllı insanlar değil. Akıllı olsalar zaten darbe yapmazlar..
Hani bu arada bu adamların çaresizliğini görüp, çılgınca bir şeyler yapmalarından korkarım. Hani Mumcu’yu öldürüp, suçunu bizimkilere yıkmaya çalışmaları gibi, Kanlı 1 Mayıs gibi.. Ne bilim ben. Danıştay baskını, Cumhuriyet gazetesine bomba atılması gibi. Sıvas-Başbağlar gibi. Maraş olayları gibi. Örnek mi yok! Kendi toplantılarına dönük saldırı düzenletip, sonra halkı galeyana getirmek, mağdur rolü oynamak için akılsızca işler yapabilirler mi diye de endişe etmiyor değilim.. Hani maksatları darbeye zemin hazırlamış olsunlar!..
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.