Evet;
Yerel seçimi kazanan CHP'liler, mazbatalarını ele geçirdikleri gün “emekçileri” karşılarına alıp,
“Ya sendikanızı değiştirirsiniz ya da başınıza geleceklere katlanırsınız” dediler!..
Gariban “emekçiler” de bu “tehdit” üzerine, üyesi bulundukları Hak-İş'ten istifa edip “CHP'nin sendikası”na geçtiler.
•
CHP'li başkanları teker teker arayıp, “Hem emekten ve emekçiden yana olduğunuzu söylüyorsunuz, hem de böyle şeyler yapıyorsunuz, ayıp değil mi?” yollu sorular yöneltince...
Benzer cevaplar aldık.
Diyorlar ki;
“Elbette daha rahat çalışacağımız sendikayı isteriz!..”
Diyorlar ki;
“DİSK'le aramızda gönül bağı olduğu doğrudur!..”
Diyorlar ki;
“Hak-İş'i sevmediğimiz de gerçektir!..”
•
DİSK'çilere gelince...
Onlar da, CHP'li başkanlarla anlaşmışcasına “Kalplerimiz bir” mesajını veriyorlar!..
Ruh bir, anlayış bir, ideoloji bir!..
•
Hak-İş'in ambleminde bir zamanlar “cami” ağırlığı vardı; zaman içinde “iştigal alanıyla” daha uyumlu olsun ve de birtakım önyargıları izale etsin, duvarları ortadan kaldırsın diye amblem camisiz hale getirildi.
Lâkin görünen o ki; “utanç duvarlarını” aşmak o kadar da kolay olmuyor!..
Ve kış kışlığını yapmaya devam ediyor!..
İşte, Taksim'i emekçiye açan” HAK-İŞ...
Bu işin ekmeğini yiyen ise “TERÖR İŞ!”..
•
Mevzu böyle...
CHP'liler “çatır çatır” Hak-İş düşmanlığı ve DİSK muhipliği yaparken bize de olan biteni dikkatlerinize sunmak düşüyor...
Peki, bu duruma nasıl bir yorum getirmeli?..
CHP'nin yaptığının “emekçi düşmanlığı” olduğunu mu söylemeli?..
Demokrasiden, tercih hürriyetinden filan mı bahsetmeli?!.
•
Yo hayır, ben buradan CHP'lileri alkışlamak istiyorum!..
Adamlar adam abi!..
Onları “adamlarına sahip çıktıkları” için mi suçlayacağız?!.
“Sağlam durdukları” için mi hücum edeceğiz?..
CHP'li Başkan diyor ki;
“Beni bu koltukta tutacak olan benim adamlarımdır!..”
“Benim partim, iktidara gelecekse benim adamlarım sayesinde gelecektir!..”
“Bugün onlara sahip çıkmaz isem yarın hangi yüzle destek isterim?!.”
“Adama 'işin düşünce mi geldin!' demezler mi?..”
“Adamın yüzüne tükürmezler mi?..”
•
Evet, onlar “adamlarına” sahip çıkıyorlar!..
Onlar; “kendi tabanlarında” kırgınlık değil, sempati biriktiriyorlar!..
Bunun da ancak “elde güç var iken” yapılabileceğini çok iyi biliyorlar!..
•
CHP'nin ideolojisine şükür çok uzağım.
DİSK'in de öyle.
Lâkin, bu durum şöyle bitirmeme engel değil:
“Adamlar adam abi!..”
NUMAN KURTULMUŞ-FETHULLAH GÜLEN
İnternet sitesi Haber 7'de Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş hakkında şöyle bir haber yer almıştı:
“Fethullah Gülen cemaatini politize olmakla suçladı. Kurtulmuş, 'Seçimde bize tuzak kurdular. AKP ile çok yakın ilişki içinde oldular. Bu çevre ilk kez bu kadar politize oldu. Buyursunlar partilerini kursunlar' dedi.”
•
Aynı sitede daha sonra şu ifadelerle bir “düzeltme” metnine yer verildi:
“Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Fethullah Gülen cemaatini politize olmakla suçladığı ve kendilerine tuzak kurulduğuna ilişkin ifadeleri sitemizde sehven yer almıştır. Kurtulmuş’un bize ifade ettiği sözleri “AKP ile çok yakın ilişki içinde oldular. Bu çevre ilk kez bu kadar politize oldu. Buyursunlar partilerini kursunlar" şeklindedir. Düzeltir taraflardan ve okuyucularımızdan özür dileriz.
•
Bu iki “metin”le ilgili olarak çok sayıda okuyucumuz aradı ve bana “Haber 7 ne yapmak istiyor?” yollu sorular yöneltti.
Ben de kendilerine “Ortada kötü niyet olmadığı anlaşılıyor. İnternet haberciliğinde saniyelerle yarış söz konusu. Dolayısıyla o metin ani bir refleksle konulmuş, Kurtulmuş'un cemaati 'tuzak kurmakla' suçlamadığı anlaşılınca tekzip metnine yer verilmiş” değerlendirmesinde bulundum.
Nitekim, Haber 7'deki arkadaşlar da “Asla kötü niyet yok, hem Sayın Kurtulmuş'u hem de Sayın Gülen'i severiz” diyorlar.
Son cümle olarak:
Bu işte “vakitle yarış” sözkonusuysa da, bu tür haberlerde biraz daha dikkatli olunmasında yarar var.