Boykot etmedi, boykot edildi!
MUSTAFA ÖZCAN
Boykot etmedi, boykot edildi!
Garip ama doğru. Filistin Başkadısı Teysir Temimi Papa’nın ziyaret öncesi ‘Müslümanlar Papa’nın ziyaretini boykot etmeli mi etmemeli mi?’ tartışmasında boykot taraftarlarının çağrısına iltifat etmemiş ve ziyareti bir fırsata dönüştürmek istemişti ama maksadının aksiyle tokat yedi. Müslümanlar ne oluyorsa kendilerine ve dinlerine hakaret eden adamlara yaltaklanıyorlar. Halbuki, Batılıların kamusunda ve sözlüğünde özür dilemek diye bir kavram yok. Hele mesele Müslümanlarla alakadar olursa. Ama onların içimizdeki bazı uzantıları her konuda onlardan özür dilememizi bekliyorlar. İspanya Kralı Huan Carlos Yahudilerden özür diledikleri gibi Müslümanlardan özür dilenmesi istenince buna gerek görmemiş ve yanaşmamıştı. Ürdünlü Müslüman alimler Papa’dan Regensburg konuşması için gecikmiş bir şekilde de olsa özür dilemesini istiyorlardı. Papa ise ‘Holy See’ yani kutsal bakış veya yanılmaz görüş olduğundan manevra yapamıyor. Mesele Yahudiler olursa belki özür de dileyebilir. Özür dilemek yerine Papa İslam’a ihtiramlarını ve saygılarını sundu. Böylece Türkiye’de Rasmussen’in yaptığını tekrarladı. İkisi birbirinden kopya çekiyor olamaz herhalde! Papa kutsal makamından ve yanılmazlık payesinden dolayı özür dileyemiyor da peki Rasmussen’e ne oluyor? O da mı kutsal? O da ifade hürriyeti prensibini çiğnetmemek için böyle davranıyormuş. Müslümanlardan özür dileyemezmiş. İşin kötüsü Papa’yı boykot eden alimler arasına katılmayı reddeden Filistin Başkadısı Teysir Temimi konuşmalarından dolayı boykot edildi. Papa, alimlerin kendisine vereceği hediyeleri beklemeden kapıyı çarpmış ve çıkmış. Yani kendisine hediye sunmayı ve takdim etmeyi bekleyen alimleri yüzüstü bırakarak kapıyı vurup çıkmış.
*
Olayın seyri şöyle gelişiyor. Filistin kaynaklarına göre, Notre Dame otelinde düzenlenen konferansa katılan Papa, Temimi'nin konuşmasından rahatsız olarak salonu gergin bir şekilde terk ediyor. Teysir Temimi ne diyor da Papa rahatsız oluyor? İsrail’e karşı Hıristiyan-Müslüman ortak cephesi kurulmasını teklif ediyor. Papa ise hakarette önceliği kime vereceğini düşünmekle meşgul. Temimi konuşmasında ayrıca İsrail'in Gazze'de çocukları ve kadınları katlettiğini hatırlatıyor. Gazze’ye gitmeye cesaret edemeyen Papa sözlü de olsa gerçeklerin yüzüne çarpılmasından rahatsız oluyor. Temimi, konuşmasının devamında "İsrail, Filistin halkını mülteci yaptı. Adil barış, Filistin devletinin kurulması demektir. İsrail'in Gazze'de kadınları ve çocukları katletmesi, Kudüs'te Filistinlilere ait evleri yıkması değil" diyor. Bu arada İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan gelen temsilci, Temimi'yi susturmak istiyor. Fakat Temimi, engellemelere aldırmayarak, bozuntuya vermeden konuşmasına devam ediyor. Temimi, konuşmasının devamında din adamlarına sesleniyor, Filistin halkını İsrail’den korumalarını istiyor. Papa, bu arada Temimi'nin konuşmasını protesto ederek salonu terk ediyor ve buluşma bu kötü finalle bitiyor. Papa mazlumların yanında olmaktansa Haç-Şamdan beraberliğini daha fazla önemsiyor. Papa, Ürdün’de Hüseyin Bin Tallal Camii’ni ziyaret etti ama burada sözlü saygısını fiili olarak ihlal etti. Sabık sabıkalı sözlerinden özür dilemediği gibi ayakkabılarını da çıkarmadı.
*
Maalesef Papa 16’ncı Benediktus hâlâ Regensburg mirasını sürdürüyor. Hazreti Ömer’i ağırlayan Kudüslü ruhanilerle hiçbir alakası yok. Adam Kur’an-ı Kerim’in övdüğü cinsteki mütevazi Hıristiyanlardan da değil. Adeta Bavyera yarmasını andırıyor. Hazreti Ömer’i karşılayan Kudüslü ruhaniler ve Hıristiyan azizler ondan şehri Yahudilerden korumasını ve Yahudileri şehirden uzak tutmasını talep ve iltimas etmişlerdi. Şimdiki Müslümanlar da Hıristiyanıyla Müslümanıyla onu Filistinlileri korumak için elinden geleni yapmaya çağırıyorlar. Hazreti Ömer de onlara Yahudiler karşısında taahhüt vermiş ve bu taahhüt ‘uhde-i Ömeriyye’ olarak tarihe geçmiştir. Daha sonra Hıristiyanlara Fatih ve benzerleri tarafından verilen beraatlar da neredeyse hemen hepsi Hazreti Ömer’in verdiği beraatın birer numunesi ve muaddel kopyası gibidir. Papa’nın Kudüs ziyareti Hazreti Ömer’in Kudüs’e yaptığı ziyaretin tam tersi bir ziyarettir. Hazreti Ömer’in ziyareti İslam Hıristiyan buluşmasına hizmet ederken Regensburg’un etkisindeki Papa İsrail parantezinden çıkamamıştır. Zira başka bir vizyonu da yoktur. Ateist Oriana Fallaci’nin inançlı müttefikinden başka ne bekleyebilirsiniz ki? Yine de Temimi gibi Papa’nın ziyaretiyle alakalı ters köşeye yatanlar çok. Bunlardan birisi de Common Word temsilcilerinden İbrahim kalın Bey. Kalın, Papa’nın bir sözüyle avunmuş ve teselli bulmuş. Ziyaretinin Regensburg konuşmasının gölgesinde kaldığını teslim etmekle birlikte ardından da Papa’nın ‘aynı Allah’a ibadet ediyoruz’ sözlerinin sihrinde kalmış. Mest olmuş. Bu sözün Regensburg ruhundan ayrıştığını savunuyor. Evet, kainatın Allah’ı bir. Lakin tasavvurlar ayrı. İnançlar da ayrı. Bu bağlamda, Teslis, Tevhid’e eşit olamaz. Ayrıca Papa ikide bir Müslümanların dini siyasete bulaştırmalarından şikâyet etmektedir. Siz asıl İsrail’i ziyaret ederek makamınızı İsrail’in siyasi emellerinin hizmetine sunmuş olmadınız mı ve bununla da kalmayarak Hazreti Mesih’in aziz hatırasını incitmediniz mi? Ve Gazze saldırılarından sonra söz konusu ziyaretinizle Mesih’i muazzep etmediniz mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.