Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Yürek mektuplar

Yürek mektuplar

Beyza Şahin;
“Yavuz Bey; bugün yürek mektuplarınızda bir okuyucunuz size sitemde bulunmuş. Türkiye sarsıntılı günler yaşarken, bunca deneyiminize rağmen, bu konulara girmemenizi sorumluluklarınızdan kaçmak olarak tanımlamış. Ben böyle düşünmüyorum. Zaten bir sürü gazeteci, yazar, çizer, hep bu konuları konuşuyorlar. Gündemi evirip çevirip didik didik edip eğrisini doğrusunu konuşmak gerekli, ama bizim yeni bakış açılarına, yeni fikirlere ve özellikle fikri çeşitliliğe ihtiyacımız var. Farklı konular üzerine düşünen insanlara ihtiyacımız var. Sağolun ki, siz bu eksik tarafı, benim kanaatimce, fazlasıyla dolduruyorsunuz.
“Bence en doğrusunu yapıyorsunuz. Köşe yazılarınızı uzunca bir süredir her gün takip etmeye çalışıyorum. Geçen sene de Kocatepe Kitap Fuarı’ndan ‘Biz Osmanlıyız” isimli kitabınızı almıştım. İnanır mısınız o kitap benim hayata bakış açımı bile değiştirdi. İnanın abartmıyorum, çok samimiyim. Bir kere Osmanlı’ya olan hayranlığım arttı, hayranlığım artınca merakım da arttı, daha fazla soru sormaya ve daha fazla okumaya başladım.
“İkincisi de onlar gibi yaşamaya özenmeye başladım. Dinimi daha derin öğrenmeye çabalıyorum. İbadetlerimi aksatmıyorum. Belki size garip gelecek bu söylediklerim, ama gerçek. O kitap beni böylesine etkiledi. ‘Tarihimizden Yaşanmış Öyküler’ isimli kitabınızı okumaya başladım. Osmanlı’yı (sayenizde) yakından tanıdıkça, daha doğrusu yüreklerini tanıdıkça, farklı duygular içine giriyorum.
“Sonra Türkiye’ye dönüyorum, maalesef hâlâ başörtüsünü tartışıyor. İçim kan ağlıyor. Osmanlıdan ayrılan ülkelerde huzur yok. Gazze yanıyor. Yavuz Sultan Selim gibi dirayetli yöneticileri özler olduk.
“Osmanlı’yı unutturmaya çalışanlara inat ‘Osmanlıyım’ diyorum.”
* Teşekkürler Beyza. Osmanlı insanının demokrasi ve insan hakları anlayışını irdeleyip cumhuriyet insanıyla karşılaştıran yeni bir kitabım yayınlandı bugünlerde. Adı, “Osmanlı Demokrasisinden Türkiye Cumhuriyetine” (Nesil Yayınları, 0212 551 32 25). Sanırım bunu da çok seveceksiniz.
Sefer Kor;
“Bahadıroğlu abim. İstanbul sokaklarında 25 yıldır taksi şoförlüğü yapmaktayım. Sizi ilk Moral FM ile keşfettim. ‘Türkiye’nin morala ihtiyacı var’ sloganı beni çok etkilemiş ve motive etmişti. Epey takip ettim sizi. ‘Buhara yanıyor', 'Sunguroğlu’ gibi romanlarınızı okudum. Eserleriniz tarihi sevdiriyor.
“Sonra Vakit gazetesinde yazmaya başladınız. Hemen Vakit abonesi oldum. Geçen akşam sizi Tv. Net'te yaptığınız ‘Tarihçe’ programında izledim. İnsanımızın gerçek tarihini öğrenmeye ihtiyacı var. Bu konudaki çabalarınızı takdirle karşılıyorum. Yazı ve sözleriniz çok samimi ve içten geliyor. Benim de amatörce şiir denemelerim var. Bir gün görüşmek isterim. Selamlar…”
* Aleyküm selam sevgili kardeşim. Takdirleriniz için teşekkürler. Övgüye layık olmadığımı biliyorum, inandığımı yapmaya çalışıyorum. Hepsi bu.
Merve Şimşek/ Sakarya;
“Köşenizi her zaman takip ediyorum. Ülkemizin ve dünyanın ortamı o kadar karışık ve gergin ki, haberleri okudukça geriliyorum. Fakat sizi okumaya başladığımda o gerilimden kurtulup manevi bir aleme doğru yol almaya başlıyorum. Rahatlıyorum. Gülümsüyorum. Yaşadığımı hissediyor ve yaşamın kıymetini fark ediyorum. Bu yüzden Rabbim sizden razı olsun…
“Sakarya'ya bir program için geldiğinizde sizi görmek, hoş sohbetinizi dinlemek nasip olmuştu. Fakat doyamadık. Yine bekliyoruz.”
* İnşallah Merve, davet oldukta icabet sünnettir. Yani çağrılınca, durumum da müsait olursa gelirim inşallah, neden gelmeyeyim?
Mehmet Kısacık/ İnegöl-Bursa;
“Ailece bir ekole mensup kardeşimize verdiğiniz cevap, büyük bir okuyucu kitlesini derinden düşündürdü sanırım. Neden ‘sertlik ve mertlik’; ‘özgür vicdan’; ‘dik ve diri duruş’?
“Menfaatsiz hizmet, mütevazı hayat ve siyasi beklenti olmadan yazmak bu kadar zor olmamalı.
“Allah sayınızı artırsın, kalplerimizi düşüncelerimizi birbirinin benzeri yapsın da dünya kurtulsun necat bulsun.”
* İnşallah... Ama bırak farklı düşünelim! Farklarımız ve renklerimiz güzelliğimizdir. Bahsettiğin öteki konu hakkında ise benim de fazla bir bilgim yok. Önderimiz insanlar değil, Peygamber-i Zişan’dır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi