Ergenekonun kuyruk hamleleri
Her şey modernleşiyor, kablettarih Moğol (veya Türk) efsanesi Ergenekon da modernleşti ve 20. yüzyılın sonunda, her şeye rağmen darbeciliğin adı oldu. 28 Şubat nâkıs müdahalesiyle tatmin olmayan, tam iktidara erişemeyen bazı zevat, oligarşik seçkinler, ergenekonculuğa sarıldı. İddianamelere yansıyan bilgilere göre, alenen kod adlı darbe planları yapıldı. Darbeler, hadi diyelim ki içerideki en yüksek rütbeliden döndü...
Elbette İsrail, Yahudi lobileri ve ABD’nin ilgili birimlerine derin dalışlar yapıldı. Her halde hiçbiri açıkça “haydi çocuklar darbeye!” diyemedi.
Darbeciliği asil kanlarında taşıyanlar, ülkeyi kurtarmak ihtirasıyla emekli veya emeksizler, darbe yollarını kolaçan etmeye başladılar. Ülkede bombalar patlatıp, suikastler yapıp, cinayetler işletip, kargaşalık çıkarıp milleti bezdirmek, böylece darbe vasatı oluşturmak istediler.
Danıştay’ı bastırıp güpegündüz hâkimleri vurdurdular. Ertesi gün, sokakları, caddeleri “Türkiye laiktir laik kalacak”, “kahrolsun şeriat” höykürtüleri ile doldurdular. Maktul hâkimin cenazesine katılmak isteyen devlet erkânını yuhalattılar. Eğer iyi korunmasalardı linç ettireceklerdi.
Bu cinayet bir dönüm noktası oldu. Çünkü ilk defa bir kiralık kaatil yakalandı! Kaatilin verdiği şaşırtmacaları işlerine geldiği gibi yorumlayanlar, suçu dine, dindarlara yıkarak işin içinden çıktılar. Hatta, dediğim dedik hesabı, yeni bulunan kuvvetli delileri dikkate almak ihtiyacını bile hissetmediler.
Fakat iş ayyuka çıktı. Yargıtay kararı bozmak durumunda kaldı. Ve nihayet, fiilin Ergenekon dâvasıyla ilgili olduğu yönünde güçlü kanaat oluştu. Mahkeme, dâvanın birleştirilmesini kararlaştırdı. Buna rağmen, hâkimin katledilişinin yıldönümü dolayısıyla kurumundaki anmada yapılan konuşmalarda eski ağızın devam ettiği görüldü. Neden?
Ergenekon dâvası dolayısıyla bugüne kadar dokunulmazlara dokunuldu. Dokunulmazlar dokunulabilir olunca bütün fiyakaları söndü. Ergenekonun ikinci aşama dâvası yaz ortalarında başlayacak. Bu arada, işin dal budak saldığı alanlarla ilgili yeni tutuklamalara ihtiyaç olacak, yeni isimlere, makamlara dokunulacak ihtimal ki... Muhtemelen dokunulanların çoğu yüksek dereceli mason çıkacak!
Önümüzdeki ay yüksek askerî şura var. Emekliliği gelenler var. Emekliliğinin gelmesini istemeyenler var. Görevde çabuk yükselmek isteyenler var...
İsrail, Yahudi lobileri, Türkiye’nin Ortadoğu’da etkin bir güç olmasından hoşnut değil. Eskisi gibi burnuna hırızma taktıkları bir Türkiye’yi özlüyorlar. Bütün üst kademeyi dâvet edip, işaret koymaya alışmışlar. Yolu Ağlama Duvarı’na düşmeyenin yükselemediği dönem geride kalıyor...
İşte böyle bir zamanda, başı değilse bile gövdesi içeride olan Ergenekon’un kuyruk sistemi harekete geçiyor. Önce sağcı bir parti bir ayağı çukurda pir-i fâniler tarafından ele geçiriliyor.
Ardından, bir zamanlar millet üzerinde dehşet uyandırmak için kullanılan Cumhuriyet mitinglerine geri dönülüyor.
Cumhurbaşkanı’nın yargılanması gerektiği yönünde kararlar alınıyor ve adı ergenekoncularla anılan mütekait gugukçular böyle bir operasyon için gerekeni yapmak için kolları sıvıyor.
Kırbaca inkılab ettirilmiş kuyruk şakırtıları fon müziğine dönüştürülüp bazı yayın organlarında 24 saat dinletiliyor...
Fakat millet alışkın.
Bu halk böyle çok tantana gördü. Meydanların 17 Mayıstakinden üç beş kat daha fazla doldurulduğunu gördü. Darbecilere boyun eğen çok sağcı parti gördü. Çok yüksek mahkeme ve yargı kararı gördü.
Hiç biri onu yolundan döndüremedi! Halkın sağduyusu olmasa, Türkiye olmazdı!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.