M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Galatasaraylı Müslüman öğrenciler

Galatasaraylı Müslüman öğrenciler

Değerli Galatasaray Liseli gençler...Bendeniz Galatasaray'a 1940'ta yedi yaşında iken girdim, 1952'de 19 yaşında iken diploma aldım. O tarihlerde lise diploması almak için "Bitirme imtihanı" vermek gerekirdi. Üniversiteye gidebilmek için bir de "Bakalorya yahut Olgunluk" sınavına girilirdi. Bugünkü gibi dershaneler falan yoktu. Lise vardı, lise tahsili vardı.

Bugün Galatasaray okulunda 12 sene okumak mümkün değildir. Bu bakımdan kıdemli ve imtiyazlı bir Galatasaraylı sayılırım.

İzin verirseniz sizlere -haddim olmadığı halde- bazı nasihatler vermek, uyarılarda bulunmak istiyorum.

Bu öğüt ve uyarılarım Müslüman Galatasaraylılar içindir.

Birinci olarak şu gerçek bilinmelidir ki, 1868'de GS Mekteb-i Sultanîsi Osmanlı İmparatorluğuna, onun Müslüman unsurlarına, Din-i İslâm'a hizmet edecek kültürlü ve ahlâklı gençler yetiştirmek için kurulmuştur. GS'dan birkaç sene önce, Amerikan misyonerleri (Hamlin ve şürekâsı), Osmanlı devletini yıkmak, Hilafeti çökertmek, Hıristiyan unsurları bağımsızlaştırmak için Robert College'i açmışlardı. Devlet, buna karşı önce Paris'te bir "Ecole Impériale Ottoman" açmış, orada bir okul idare edip yürütmenin çok zor olduğu görülünce, İstanbul'daki mevcut okul faaliyete geçmiştir.

Galatasaraylı üstadlarımızdan merhum Ziyad Ebüzziya bey, liseyle ilgili dev eserinde Sultan Abdülhamid'in tahttan indirilişine kadar okulda bütün Müslüman öğrencilerin öğle, ikindi, akşam, yatsı namazlarını, konferans salonunun altındaki büyük mescid'de, resmî imamın arkasında cemaatle kılmak mecburiyetinde olduklarını yazar. Benim Beyoğlu'ndaki (Daha önce beş sene Ortaköy'deki ilk mektep kısmında okumuştum) yedi senelik öğrencilik zamanımda bu mescid duruyordu. Kapısının üzerinde "Debboy" (Depo)yazılı bir tabela vardı. Sonra depoluktan çıkardılar, kapalı spor salonu yaptılardı. Çiniyle kaplı bir mihrabı ve duvarında Hulefa-i Râşidîn levhaları vardı. Daha sonra mihrabı yıkmışlar, levhaları kırmışlar diye duydum, üzüldüm.

Galatasaray için Batı'ya açılmış bir penceredir denir. Doğrudur ama Batı'ya açılmaktan maksat İslâm'a, millî kimliğe yüz çevirmek değildir. İslâm'a bağlı kalarak, İslâmî kimliği sımsıkı koruyarak Batı kültürüne açılmaktır.

GS'da günlük namazları kılmak mecburiyeti 1909'da kaldırılmış ama mescid kapatılmamıştı. 1924'te bu mescid tamamen kapatılmış ve namaz kılmak da, açıkça olmasa bile yasaklanmıştı.

Ülkemizi bir Yahudi sömürgesi haline getiren Avdetîler, GS'ı da bozmuşlar, kuruluş amacına aykırı bir hale sokmuşlardır.

Yıllardan beri GS'da dindar olmak sanki bir suçtur.

GS, bir ara Türkiye'nin Eton'u idi. Öğrencilerine hem bilgi ve kültür veriyor, hem de ahlâk ve karakter terbiyesi.

Şimdi sizlere, GS'ın Müslüman öğrencilerine bir soru yöneltmek istiyorum:

Okulun verdiği bilgi ve kültür seviyesinden, ahlâk ve karakter terbiyesinden memnun musunuz?

Yine soruyorum:

Sizler, Türkiye'nin en ünlü ve köklü okulunun gençleri olarak, atalarımızın mezar taşlarını okuyabiliyor musunuz?

Büyük Britanya okullarının şapelleri (özel kiliseleri) vardır ve oralarda, 1944'ten bu yana, derslere başlamadan önce öğrencilerin tamamı ibadet etmek zorundadır. GS'ın mescidi niçin kapatılmıştır? Namaz mecburî olmasa da, kendi arzu ve istekleriyle kılan dindar öğrencilere hizmet veremez miydi bu mekân?

Bine yakın öğrenci içinde birkaç genç namaz kılıyorsa, şu anda nerede kılmaktadır?

Hayır, beni yanlış anlamayın, sizlere din propagandası yapmıyorum. Zaten yazımın iki yerinde "GS'nin Müslüman öğrencileri" dedim.

Varsa (ki olduğunu tahmin ederim), namaz kılan GS'lılara sesleniyorum. Öncelikle kendilerini tebrik ederim.

Müslüman olup da henüz namaz kılmayanlar varsa, onlara da, göstermemek, gizliliğe dikkat etmek şartıyla namaza başlamalarını tavsiye ederim.

Ülkemizde, Müslümanların kafalarını karıştırmak, onları bin türlü hizbe ve fırkaya ayırmak için bâtıl ve bid'at cereyanlar çıkartılmıştır. GS'lı dindar gençler bunlara kapılmamalı. Ehl-i Sünnet ve Cemaat çizgisinde kalmalıdır.

GS'lı gençlere Osmanlıca öğrenmelerini de tavsiye ediyorum.

Lisenin bugünkü bilgi ve kültür seviyesi kesinlikle yeterli değildir. Edebiyat, tarih, psikoloji, mantık, ahlâk (felsefenin bir dalı), estetik, metafizik konusunda mutlaka özel ve paralel dersler alsınlar.

Kendilerini, bütün sapık ideolojilerden uzak durmaları konusunda uyarırım.

İyi ve vasıflı bir GS'lı ne demektir?

İyi insan demektir,

İyi Türkiyeli demektir,

İyi Müslüman demektir...

GS'lı Müslüman gençlere, kendilerini bozmak, dinsiz yapmak isteyen Avdetîlerin ve Benzetilmişlerin tuzaklarına düşmemelerini de önemle tavsiye ederim.

Bu yazımı okuyan GS öğrencisi çıkar mı, bilmiyorum. Kaç kişi çıkarsa, onlara faydalı olabilirsem mutlu olurum.

Bu yazıma olumlu tepki verecek veya olumsuz karşılayacak GS'lılara hepsine selâm, sevgi ve saygılarımı sunarım.

Galatasaray mektebinden feyz almış bir Türkiyeli olarak, bir hizmet niyet ve amacıyla bu satırları yazmış bulunuyorum. Başka bir gayem ve hesabım yoktur.

ÖMÜR BİTER BUNLAR BİTMEZ

ESKİ Başbakanlardan Mesut Yılmaz ne dedi? Doğru mu dedi, yanlış mı dedi?..

Tansu Çiller ne dedi, ne demedi?

Cindoruk Cindoruk Cindoruk... Demirel Demirel Demirel...

Günlük aktüel haberler, sudaki yakamozlar...

Eurovision şarkıcılarının sesleri mi güzel, butları mı?

Tribünde dehşetli bir kavga var. Tam bu esnada Gool gool gooooool!.. Nefes kesici bir gol.

Tencere dibin kara... Seninki benden kara...

Dereseki posteki...

Müsteşar feryat ediyor: "İstanbul'daki binaların yüzde 80'i kaçak ve çürük..."

Müezzin dünyanın gidişatına kızmış, hoparlörü sonuna kadar açmış, etrafı çınlatmış.

Cemaatçi binlik tesbihini çekiyor: Cafendi, cafendi, cafendi...Ne demek istiyor acaba? Böyle tesbihat olur mu? Bu kelimeyi yetmiş bin defa mı okuyacak?

Deve hörgücü saçlı Bayan Mesture Gökkuşak kırıta kırıta salına salına yürüyor, herkes ona bakıyor. Tesettürünü sevsinler.

Yüzelli bin dolarlık dev bir cip. Direksiyonda başörtülü genç bir hanım. Lüks debbâbesini gurur ve kibir içinde sürüyor. Var mı bana yan bakan.

Reformcu büyük hoca, "Yahudiler cennetliktir" demiş. Halt etmiş.

Hazret-i Hatib-i Lebib, son konferansında 2379 kere ben, bana, beni, benden demiş.

Fayın kırılma zamanı yaklaşmış, günü saati kesin olarak bilinmiyormuş.

Zengin biri helikopterle kaburga dolması getirtmiş ve afiyetle yemiş. Bir yemek kaç bin liraya patlamış?Önemi yok, paranın lafı mı olur?

Filanca zat-ı muhterem gökte yıldızlara bakarken gaflet etmiş kuyuya düşmüş, şimdi çıkamıyormuş. Gökbilim çok önemli bir ilimdir.İnsan kuyuya düşse de bilimden uzak durmamalı.

İhtiyacı olmayan birini ameliyat etmişler, belkemiğine menteşeye benzer platinli yedek parça takmışlar.

Türedi ailesi yeni torunlarına Görkem ismini vermiş.

Haberler haberler... Yorumlar yorumlar... Alkışlar şak şak şak... Yergiler alçak alçak alçak... Göz kamaştırıcı renkler...Kulak zarını patlatıcı sesler... Bandolar çalıyor, geceleri rengarenk fişekler atılıyor... Kim bilir bir fişek kaç lira. Atılsın atılsın...Mor yeşil pembe turuncu kırmızı mavi yeşil... Bunlar ne hoş, ne boş şeyler.

Ömür geçer, haberler, yorumlar, dedikodular bitmez. Sudaki yakamozlar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi