Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Havada Donan Şimşek

Havada Donan Şimşek

“Şeytan taşlamaktan tavaf etmeye fırsat bulamıyoruz” mazeretine sığınmak istemiyorum ama kıyısından köşesinden de bir şekilde bulaşıyorum. Üstad Necip Fazıl Kısakürek’i anmakta ve yazmakta geç kaldığıma kızdığım için söylüyorum bunları.
Necip Fazıl’ın konuşulacağı ve yazılacağı yerde şahsen susmayı hep tercih etmişimdir.
Yine öyle yapacağım ve küçük bir hatıra anlatıp, onu konuşturacağım.
1970’lerin yarısından sonra Ankara’nın ünlü sinemalarından biri Arı Sinemasıydı. Şimdi TRT’nin stüdyosu olarak hizmet veriyor. Büyük aksiyon ve fikir adamıyla yüz yüze ilk karşılaşmam orada olmuştu. Henüz bıyıkları bile terlememiş, zıpkın gibi bir gençtim.
Necip Fazıl Kısakürek, hınca hınç dolu bir kalabalığa hitap ediyordu. Sahnedeyken isteyebileceği hizmetlere ben bakıyordum. Bir ara salonda müthiş bir alkış koptu. Üstad, alkış bittikten sonra dinleyenlere öyle bir fırça çekti ki, sahnedeki perdenin arkasında ben titremeye başlamıştım. “Ne bu şiddetli alkış, size Cennet’ten müjde mi getirdim. Hayır getirmedim. Öyle bile olsa, Cennet’ten müjde bile gelse, alkış mı getirilir yoksa tekbir mi?” dedi.
Salon bu fırçadan sonra öyle tekbir sesleriyle inledi ki, ben salondakilere bakıyordum, meğer Necip Fazıl da bana bakıyormuş. “Genç adam” diye yüksek sesle bir bağırdı, yine elim ayağım birbirine dolaştı ama bütün cesaretimi toplayarak gidip tepesine dikildim. “Hah şöyle, sen aksiyon adamısın, böyle ol!” (Allah’tan şimdiki halimi bilmiyor.) diyerek, bardağı elime tutuşturdu ve “Buna su getir! Bunlar alkışa hasret kalmış, ben de suya” dedi. Ve tabii su şimşek gibi geldi.
Daha bu mevzunun devamı var ama eskimez pörsümez esas aksiyon insanına saygısızlık etmemek adına ileri gitmek istemiyor ve 1939’da yazdığı “Havada Donan Şimşek” adlı kısa bir makalesini paylaşmak istiyorum.
“Neredeki, kımıldanma, silkelenme, davranma yoktur ve neredeki, gevşeme, uyuşma, donup kalma vardır; Orada örümcek hazır… Hemen, hakkın icra memuru gibi gelir ve hareketsizliğin kapısını mühürler…
Fatih Sultan Mehmet, yenilerin yenisi ve hareketlilerin hareketlisi bir dava ve iman heykeli tavriyle, gevşek, uyuşuk ve donuk Bizans’ın karşısında fısıldamıştı:
‘- Kayserin sarayında, perdedar, örümcek olmuş…’
Yıkılan kaç medeniyet şekli tanıyorsanız, biliniz ki, kalplerinin içindeki hareketsiz saat rakkasiyle, adalelerinin altındaki cansız sinir düğümleri arasında örümcekler ağ çektikten sonra o hale gelmişlerdir.
Aşk ve iman olmayan yerde, hamle ve hareket, su bulunmayan yerde kayık gibi bir şey…
Ateşi gül bahçesine çeviren mübarek ayak… Deryayı karşılıklı iki sıra asker gibi açan kudretli asâ… Ölüyü dirilten ilahi nefes. Ve kameri ikiye bölen mukaddes parmak… Ve bunların ucundaki hamle ve hareket şimşekleri… Bütün akıcılık ve fışkırıcılığın mihrakı onlardır.
Tarihin sahifelerini bir taraftan örümcekler, bir taraftan şimşekler çevirir…
Bize gelince:
En keskin ve parlak şimşekten başka bir şey olmayan İslâm ruhunu o hale getirmiş bulunuyoruz ki, bu şimşek, kırık ve zikzaklı bir sopa gibi gökte donmuş ve onun her köşesini birbirine örümcekler bağlamış bulunuyor.
Halimize bakalım da, domuz kafalıların bize örümcek beyinli demelerine kızmayalım!..” (101 Çerçeve III. S. 76-77)
Evet, Üstad Necip Fazıl’ın bir de kendisine; “Niye öfkeleniyorsun” diye sık sık sorulan soruya cevabı var. Şöyle diyor:
“Pekiyi biliyorum ki, bazı yazılarımda göze çarpan öfke edası, birtakım hantal mizaçların hoşuna gitmiyor. Onlar kalemime itidal ve ruhuma rukûdet tavsiye ediyorlar. Böylelerine acıyorum. Zira görülmesi kolay olan öfkeyi görüyorlar da, görülmesi kolay olmayan fikri görmüyorlar. Böylece, fikir kaynağından gelen öfkenin ne demek olduğunu anlayamıyorlar. Öfkeyi görüp de fikri görmeyen bu adamlara ne demeli? Suyu içip de tanesi bırakılan hoşaf misalini mi hatırlatmalı?”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi