Bizansı yıkan sebepler
Başarı ya da başarısızlık “hakkediş”e göre şekillenir…
Fatih ebedi emelleri, kararlı duruşu, derin imanı ve ölesiye çabasıyla fethi hakketmişti…
İkram edildi…
Öte yandan Bizans da yıkılmayı hakketmişti: Yıkıldı gitti.
İki “hakkediş”in de pek çok sebepleri var. Fatih Sultan Mehmed’in hakkedişinin sebeplerini üst üste yayınladığımız iki yazı ile vermeye çalıştım…
Şimdi sıra yıkılmayı hakkeden Bizans’ın “hakkediş” sebeplerinde…
İmparatorlukların yıkılış nedenlerini irdeleyen Fransız tarihçi Gerard Walter, “La ruine de Bizance” isimli eserinde, Bizans’ı çürüten sebepleri 10 maddede özetliyor…
1. Din duygusunun zayıflaması: Özellikle yüksek tabakada din duygusundan eser kalmamıştı. Hayata menfaat hükmediyor, gençler sorumsuz ve başıboş yetişiyordu. Dindar olmak ise alay konusu oluyordu. Toplum, (bazı Bizanslı yazarların da itiraf ettiği gibi) ıslah edilemeyecek kadar bozulmuştu.
2. Batı hayranlığı ve taklitçiliği: Bizans Batılılaşmış, Avrupalılara benzemek için kıyafet, yemek, müzik, dil başta olmak üzere, kendi kimliği konusunda belirleyici pek çok şeyini değiştirmişti.
Üst düzey memurlarla zenginler körü körüne İtalya’yı taklit ediyor, Bizans müziğinin yerini İtalyan müziği, Bizans dilinin yerini İtalyanca alıyordu.
Aydınlar ve gençler Batı’nın başta kültürü olmak üzere her şeyine derin bir hayranlık duyuyor, onları taklitte varlık arıyorlardı.
Bizanslı gençler İtalyan gençler gibi yaşamaya çalışıyor, onlara benzemek için kendi dillerini bozarak konuşuyorlardı.
Bu da müthiş bir yozlaşma getiriyor, “Bizanslı” kimliği git gide unutuluyordu.
3. Ahlakın tahribi: Dini hisler baltalanıp ahlak tahrip edilmişti. Avrupa taklitçileri tarafından, halk, şehvet ve eğlenceye özendiriliyordu.
Ruhani sınıfın ahlâkı da son derece bozuktu. Din adamları her yola başvurup mal-mülk edinmeye çalışıyor, keselerini doldurma konusunda imansız spekülatörleri bile geride bırakıyorlardı.
4. Rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık: Para kazanmak için her yol “meşru”, her tür yolsuzluk “mübah” sayılmaya başlanmış, bu da rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk gibi olumsuzlukları artırmıştı.
Dürüst işadamı ile halk ekseriyeti durmadan fakirleşirken, idare ile arasını yapan bazı zenginler daha da zenginleşiyordu.
5. Sevgisizlik, saygısızlık ve hoşgörüsüzlük: Her konuya ekonomik yaklaşılıyor, “fedakarlık” gibi, “vatanseverlik” gibi kavramlarla alay ediliyordu.
Ayrıca Bizanslıların geleneksel nezaketi kalmamıştı. Kabalık geçer akçe olmuştu. Daha da beteri kimsede “sevgi”, “saygı”, “hoşgörü” kalmamıştı.
6. Yöneticilerin gösteri ve gösteriş merakı: Başta İmparator olmak üzere, devleti yönetenlerin israfa ve gösterişe düşkünlüğü yüzünden devletin giderleri artmış, bu da hem vergilerin artmasına, hem de enflasyonun yükselmesine yol açmıştı.
Ardından da ekonomik ve ticari çöküntü geldi. Uzun süren ekonomik çöküntü halkı canından bezdirdi. Yabancı hâkimiyetini özlemeye başladılar.
7. Keyfi yasaklar: İmparator başta olmak üzere, Bizans’ı yönetenler hata ettikçe sertleşiyor, muhaliflerini en sert biçimde susturuyor, olağanüstü mahkemeler kuruluyor, yasalar çiğneniyordu. Tabii bu da iç barışı bozan, halkı yönetime karşı kışkırtan bir tavırdı.
8. Politikada popülist yaklaşımlar: Memuriyetler alınıp satılıyordu. Rüşvet her alana sızmıştı. Ekonominin zararına olduğu halde köyler ilçe, ilçeler il haline getirilmişti.
Sanayi, ticaret ve ziraat Cenevizlilerin eline geçmiş, bu yüzden ekmek fiyatları alabildiğine arttığı için bir ara Mali Polis Teşkilatı bile kurulmuştu.
9. Aşırı borçlanma: Ondördüncü Yüzyılda Bizans’ta ekonomik durum öylesine bozuktu ki, zaruri askeri yatırımları gerçekleştirebilmek için, Bizans Sarayı’nın tüm elmasları Venedik Senatosu’na rehin verilmiş, ancak bunun sonucu olarak otuz bin Düka altını (Bizans para birimi) borç alınabilmişti.
10. Yaygın sahtekârlık: Bizans’ın siyasi ahlâkı gibi ekonomik ahlâkı da çökmüştü.
Fatih’in şehri kuşatacağı duyulduğunda surların onarımı gündeme gelmiş, ihaleyi alan Bizanslı müteahhitler, devletleri tehdit altındayken bile sahtekârlık yapmışlar, kimisi paraları alıp kaçarken, kimisi çürük malzeme kullanmak suretiyle kendi varlıklarına ihanet etmişlerdi.
Sanırım başka söze gerek yok…
Her şey âyan-beyan ortada...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.