Ergenekon’un bir de sol kanadı varmış.. Kıvrıkoğlu suikastının arkasında da bu örgüt varmış.. İşte Zihni çakır’ın iddiaları ile internette yaptığım taramadan sonra basında çıkan haberlerden derlediğim konu ile ilgili bilgiler..
Zihni çakır’ın kitabındaki iddialar, Kurtlar Vadisi gibi.. İşte asıl sorun da bu. Yoksa terör, irtica, mafia hepsi bu güçlerin siyaset yapma aracı.. Laiklik, rejim filan işin kandırmacası..
İddia sahibi, zamanında VKGB'nin temellerinin atıldığı gazetede yazı işleri müdürlüğü yapmış.. O gazetenin adı ise Haftalık Türkeli gazetesi. İddialarını “Ergenekon’un çöküşü” isimli kitabında anlatıyor..
Fazla söze gerek yok, işte iddialar: çakır, 'Ergenekon'un çöküşü' isimli kitabında, 5 Kasım 1997'de Albay Vural Berkay'ın ölümüyle sonuçlanan Toros 2 tatbikatındaki olaya dikkat çekiyor. çakır, 'seken kurşun' iddiasını inandırıcı bulmuyor: "Tatbikat alanı ile izleyicilerin arası 1,5 kilometre. İddialara göre helikopterden atlayan bir yüzbaşının silahı ateş alıyor ve Kıvrıkoğlu'nu sıyırıp Berkay'ı vuruyor. Bir kere silah M 16, menzili ise 550 metre. 1,5 kilometre ötesini vurabilmesi teknik olarak mümkün değil." çakır, teamüllere göre tatbikatı cumhurbaşkanı, başbakan ve savunma bakanının da izlemesi gerekirken üçünün olmamasını da kuşku verici buluyor. Edindiği bilgilere dayanarak, olayın bir kaza olmadığını, 'silahı yanlışlıkla ateş aldı' denilen yüzbaşının Kanas'la bilinçli olarak ateş ettiğini öne sürüyor. "Amaç Kıvrıkoğlu'nu öldürmekti" diyen çakır, 'suikastçı' olduğu ileri sürülen yüzbaşının olayın hemen ardından askerlikten firar etmesine ve halen de bulunamamasına dikkat çekiyor.
Genelkurmay Başkanlığı'na getirilmesine kesin gözüyle bakılan dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun ölüm tehlikesi atlattığı olayın da kaza değil, vatanseverler tarafından düzenlenen bir suikast girişimi olduğunu ileri sürüyor. Kıvrıkoğlu'nun ölmesi halinde, yerine dönemin Genelkurmay 2. Başkanı çevik Bir'in geleceği öne sürülmüştü. Böylece 28 Şubat'ın 'kudretli paşaları'nın önünün açılacağı, Kıvrıkoğlu ekibinin tasfiye edileceği iddia edilmişti. Vatanseverler arasındaki telefon görüşmelerinde 'bir numara' koduyla anılan kişinin emekli Korgeneral Hasan K. olduğunu iddia eden çakır, kitabında ayrıca, emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un MHP'de liderliği ele geçirmeye çalıştığını yazıyor. Haftalık Türkeli Gazetesi Yazı İşleri eski Müdürü çakır, iddialarını terör uzmanı 'güvenilir' bir istihbaratçıya dayandırıyor.
28 Şubat döneminde irtica kampanyasının bu örgütün işi olduğunu söyleyen çakır’ın iddiaları insanın kanını donduruyor. ‘Bir örgüt, ordu ve yargıyı nasıl böylesine etkisi altına alabilir’ sorusunu akıllara getiriyor.. Peki Kıvrıkoğlu bu iddialar karşısında neden susuyor?
Zihni çakır’a göre, bugünkü 'Vatansever' çetelerin tepesinde 'Ergenekon' adı verilen derin yapılanma bulunuyor. Ergenekon'un tarihsel kökenlerine giderek Kurtuluş Savaşı'nda hayat bulan Yeşil Ordu ve Karabekir’in Gürbüzler Ordusu'na atıfta bulunuyor. Kitabında, "Vatanseverlerin etnik kökeni ile ilgili araştırma yapıldığında sadece 2 göbek ötesine inebilirsiniz. Sonrası muammadır" diyor çakır.
“Tolon'un hedefi MHP liderliğidir” diyen çakır, Taner ünal'ın 28 Şubat sürecinde BçG için belge ve bilgi topladığını anlatıyor: “1 numara' ile 'paşa'nın buluşmasından sonra Taner ünal, gazeteciliği bir kenara bırakarak, başbakan ve kabine üyelerinin faaliyetlerini takip etmeye başlamıştı” diyor ve ekliyor: “Ona göre darbe olursa gelecek askeri yönetim, '1 numara' sayesinde ona devlet yönetiminde önemli görevler verecekti. ünal'ın en büyük destekçisi ise 'baba' diye hitap ettiği eski üst düzey bir yargı mensubu idi.” Peki bu yargı mensubu kim?
İddia sahibi, bir tanıklığını aktarıyor ve “1 numara, kamuoyu oluşturmak için basında aracının kim olacağını sorunca, "E. fazla demokrasi yanlısı kesildi. T. iyi bir çıkış yakaladı. Bizim çizgimizden de dışarı çıkmaz" diyerek cevaplıyor.. çakır’ın anlattıkları şöyle: “Konuşulan konunun önemini fark edince araca aldığımız şahsın kimliği de netleşmeye başladı zihnimde. Bu şahıs, döneme damgasını vuran en üst düzey komutanlardan (denizci) biriydi. Sözü edilen raporlar da BçG'nin 54. Erbakan hükümetini devirmek için yürüttüğü istihbarat çalışmalarıydı. 54. hükümet döneminde yapılan MGK toplantılarından en fazla 5 gün önce, '1 numara' gazeteye gelir, el yazısıyla hazırladığı metni bilgisayar ortamında tekrar yazdırır, alınan çıktılara çeşitli basın organlarında hükümet aleyhinde makale ve haberleri de ekleyerek bir klasör haline getirip gazeteden ayrılırdı. Yapılan ilk MGK toplantısından sonraki bildiride, bu metnin çok ufak farklarla aynen yayımlandığına tanık olurduk.”
Aslında bu anlatılanlar 18 Ağustos 2007’de basına yansımıştı. Ama kimse bu iddiaları soruşturmadı! Yargı bu iddiaları ihbar kabul edip üzerine gitmedi.. Ergenekon'un çöküşü kitabının yazarı Zihni çakır, iddialarını bugün de sürdürüyor.. Zihni çakır, eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'na Ergenekon'un sol kanadı tarafından suikast düzenlendiğini iddia ediyor. Ergenekon operasyonuyla çetenin yalnızca bir ayağının deşifre edildiği görüşünü savunan Zihni çakır'a göre, çetenin sol kanadı ile medya ayağı hâlâ aktif. Peki o solcular ve mediadaki adamları kimler?
Kurtlar Vadisi yapımcısına göre orada anlatılanlar hayal ürünü, Kurtlar Vadisi’ne ilham kaynağı olan bu iddiaların iddiacısına göre bunlar hayal ürünü değil, gerçeğin kendisi..
İsterseniz kalanına yarın devam edelim..
Selam ve dua ile.
SON GELİŞME
Bir yandan çete ve başörtüsü karşıtlarının derin ilişkisi ve CHP’den gelen darbe iması tartışılırken, Orakoğlu, Haberajanda dergisine verdiği röportajında Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Eşref Bitlis ve Turgut özal'ın “PKK-derin devlet ilişkisi”ne yer verilen bir dosyayı okuduktan sonra öldürüldüklerini ileri sürdü. Bu durumda Ersever ve ötekilerin ölüm emrini veren de aynı “makam” olmalı.. “ölüm emri”ni veren “üst düzey bir devlet görevlisi” olduğunu söyleyen Orakoğlu, Derin Devlet ve Kontrgerilla yapılanmasına dikkat çekti.. Media, mafia, sermaye, siyaset, asker ve yargı dahil bütün bir bürokrasi, STK’da kimlerin bu süreçte kimden yana ve nasıl tepki verdiklerine dikkat!