Kürt sorununda Başbakan’ın 3Y formülü

Kürt sorununda Başbakan’ın 3Y formülü

Uzun bir zamandır Başbakan ile DTP’li yöneticiler arasında bir randevu krizi yaşanıyor…
DTP bunu politik malzeme haline getirerek seçmenine karşı mazlumları oynayarak konuyu gündemde tutmaya çalışıyor…
Başbakan ise iki gündür bu konu ile ilgili açıklama yapıyor…
Ancak Başbakan’ın açıklamalarına baktığımızda randevu vermemesinin çok geçerli sebeplerinin var olduğunu görebiliyoruz…
“Ne zaman randevu vermeye kalkışsam ertesi günü bombalar patlıyor…
Ölüm haberleri geliyor…”
Bir kere şunu göz ardı etmemeliyiz…
Kürt sorunun çözümünde ilk defa bu kadar ciddi ve iyi niyetli ve çözüm odaklı adımlar atıldı…
2005 yılında Diyarbakır’da “Kürt sorunu benim sorunumdur” dediği günden bu yana çok somut icraatlar ortaya koydu Başbakan…
Cumhuriyet tarihinden bugüne kadar inkâr edilen ve reddedilen ve en büyük sorun olarak ortaya konan “Kürt sorunu” ilk defa bir Başbakan tarafından kabul edildi…
Teşhis doğruysa tedavi de doğru olur şüphesiz…
Nitekim demokratikleşme çatısı altında sorunla ilgili birçok yasal düzenleme yapıldı…
Bunlardan biri ana dilin öğrenilmesi önündeki engellerdi…
Kürtçe kursların açılımına izin verilerek bu sorun çözüldü…
Kürtçe gazete çıkarılması ile ilgili engeller ortadan kalktı…
Birçok Kürtçe gazete basılmaya başladı…
Süreli başlayan Kürtçe televizyon yayınları TRT ŞEŞ ile 24 saat yayın yapar hale geldi…
Önümüzdeki günlerde mutlaka özel kanalların yayın yapmasına da izin verilecek…
Ardından üniversitelerde Kürtçe ile ilgili enstitülerin kurulması devam etti…
Cezaevlerinde telefon görüşmelerinin Kürtçe olması yasaktı…
En son düzenlemeyle bu yasak da ortadan kalktı…
Aslında Başbakan’ın sık sık dile getirdiği 3Y formülü Kürt sorununun çözümünde çok önemli bir anahtar…
Yasaklarla mücadele…
Yoksullukla mücadele…
Yolsuzluklarla mücadele…
Kürt sorunu aslında bir yasaklar sorunu…
Dolayısıyla aynı zamanda bir demokratikleşme sorunu…
Var olan yasaklar ortadan kalktıkça yani ülkemiz demokratikleştikçe sorunun çözümü de her geçen gün biraz daha kolaylaşıyor…
Yine bölgenin en büyük sorunu yoksulluk olduğundan ortaya konan her çabada Güneydoğu öncellikli bölge olarak düşünülerek düzenlemeler yapılıyor…
Nitekim GAP eylem planının açıklanması ve en son çıkarılan teşvik yasasının bu bölge için öncellikli olması bunun en önemli göstergesi…
Yolsuzluklara gelince…
Bu konu da Kürt sorunu ile doğrudan ilgili…
Yıllarca o bölgede faaliyet gösteren şahıslar “terörle mücadele” kılıfı altında görevlerini yapmak yerine çeteler kurarak yolsuzluk çarkını işletip milyarlarca kaynağın heba olmasına sebep olmuşlardır…
Ergenekon davasında bu çetelerin neler yaptıkları her geçen gün biraz daha net olarak ortaya çıkmaktadır…
Kısacası…
Dün imtiyazlı olanlar bugün hesap veriyor…
Fakir olanlar zenginleşiyor…
Yolsuzluk yapanlar cezaevlerinde sürünüyor…
DTP’ye düşen görev Başbakan’a destek olmaktır…
Köstek olmak değil…
GÜNÜN SÖZÜ
Adalet, önce devletten gelir.
ARİSTO

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi