Bu haftaki kitaplarımız; milli ve dini eserlerde uzun soluklu bir yarış sürdüren yayınevlerimizden Ötüken Yayınları’na ait.
İlk kitabımız, ünlü tarihçimiz Ziya Nur Aksun’un kaleme aldığı; “Darbe Kurbanı Abdülaziz Han” ismini taşıyor. Geçmişten günümüze kadar (Demirel hariç. Çünkü Demirel kendi zamanındaki muhtıraları kendi planlamıştır) darbelere muhatap olan her lider gibi, Abdülaziz Han da Osmanlı Devleti’nin yükselmeyi hedefleyen son padişahıdır.
Ziya Nur Aksun, Abdülaziz Han’ın zamanını, hedeflerini, şehit edilişini ve artçı darbelerle Yıldız Mahkemesi’ni en ince ayrıntılarına kadar yazmış. Tarihi okumadan ve bilmeden, hiç kimsenin yarına dair söz söyleme ve yönetme hakkı yoktur.
Bu sebeple; özellikle bugünü anlamak için, dünü çok iyi bilmek gerekir. Yerli ve yabancıların işbirliği neticesinde halen ülkemiz üzerinde estirilen darbe terörünün yeni ve özgün bir tarafı yoktur. Bugün başımıza gelenler, Osmanlı’nın son iki yüz yılında hep sergilenen oyunlardır.
İşte onlardan biri de Abdülaziz Han’ın başına gelenlerdir. Eserin yazarı Ziya Nur Aksun, “Darbe Kurbanı Abdülaziz Han” hakkında şunları söylüyor:
“Abdülaziz Han, İmparatorluğumuzun yükselmeyi hedefleyen son padişahıdır. Ondan sonrakiler, hep çökerken bir şeyler kurtarmak gayretinde olmuşlardır. Tarihimizde gördüğümüz şudur: İçeride darbe girişimleri ve heveslileri varsa, mutlaka bunun dışarıdan da kışkırtıcıları, yönlendiricileri, destekleyicileri vardır. Darbe heveslilerinin safdillikleri, iyi niyetli olmaları bunu değiştirmez.”
Bu kitapta Sultan Aziz Han’a yapılan darbeyi, ardından gelen darbeleri, sonunda Yıldız’da kurulan mahkemenin seyrini ve kararlarını okuyacaksınız.
Ötüken Yayınları’ndan bir diğer önemli eser de Sadettin Ökten’in kaleme aldığı, “Yahya Kemal’in Rüzgârıyla Düşünceler ve Duyuşlar” adını taşıyor. Yahya Kemal’i anlamadan ne doğudaki ne batıdaki insanımızı tanımamız mümkün değildir. Kendi Gök Kubbemiz’deki Yahya Kemal’i, Sadettin Ökten hoca şöyle anlatıyor:
“Bu kitapta anlatılanlar Yahya Kemal şiirinden başlayıp tarihsel ve toplumsal bir ölçekte ele almaya çalıştığım ve yaşadığım zamandan ve maziden gelen değerlendirmelerle ve duygusallıklarla ortaya çıkan tespitler ve tekliflerdir.”
Komplolar, darbeler, karanlık senaryolarla boğuştuğumuz şu günlerde tam da ne olup bittiğini anlamamıza yardımcı olacak ve güne damgasını vurması gereken bir eser daha var sırada. Yine Ötüken’den çıkan kitabın adı; Erol Kılınç’ın yaşadığı ve yaşadıklarını yazdığı; “İhtilal, İhtiras ve İdeal 68 Kuşağı Hakkında” ismini taşıyor.
Özellikle kendisinin kullanılmadığını zanneden ve bu gerçeği inkâr ederek, bir ideoloji sahibi olduğuna, mücadelesini de bu ideoloji uğruna yaptığına inanan mevcut üniversite gençliğinin okuması gereken bir eser. Türkiye ne kaybettiyse işte böyle üniversiteli gençlerin yüzünden kaybetmiştir. Hiçbir olay yoktur ki, karanlık ruhlar tarafından organize edilmesin.
Malum 68 kuşağı da kendi kapısının güvenliğini sağlamadan, kendi bahçesine giren hırsızı görmeden, kendi cüzdanına uzanan eli fark etmeden, gürültü ve patırtılar arasında değer yargılarının kaybolup gittiğini anlamadan, kendini kurtarmak yerine, başkalarını kurtarmanın mücadelesini verirken, yitip gitmiştir.
Halen ülkemiz üzerinde yine aynı oyunları sergilemeye ve uygulamaya koyanlara bakıldığında da net olarak görülür ki, “kobay” gibi kullanılan çevrelerin 68 kuşağından pek farkı yoktur. Oyunların kuralını belirleyenler asla esas oğlan olarak sahneye çıkmazlar.
Mutlaka figüran bulurlar. İşte bu kitap soldaki 68 figürasyonunu anlatıyor.
Bugünkü son kitap ise Mehmet Niyazi Özdemir’in yazdığı; “Türk Tarih Felsefesi” adını taşıyor. “Tarihini bilmeyenlerin coğrafyasını başkaları çizer.” Milli şuurun biricik kaynağı tarihtir. Milli şuurun realiteyi ifade edebilmesi için dayandığı tarihin doğru olması lazımdır. Tarihin doğru olup olmadığının tespiti de ancak tarih felsefesi süzgecinden geçirilmesiyle mümkündür.
Eserler hakkında bilgi için: Ötüken Yayınları 0212 251 03 50