Baykal, 12 Eylül çıkışıyla ne yapmak istiyor?
CHP lideri Sayın Baykal'ın, "gelin darbecileri yargılayalım" çıkışı, şaşırtıcı ama neden ihtiyatla karşılanıyor? Öyle ya, yıllardan beri büyük çoğunluk, bu ülkede, şimdiye kadar darbeciler yargılanmadığı için, Silahlı Kuvvetler bünyesindeki cunta heveslilerinin ardı arkası kesilmiyor diye düşünüyor.
Sayın Baykal'ın çağrısı, demokratikleşme adına tam da aradığımız fırsatı verdiğine göre, CHP liderinin çağrısına neden temkinli yaklaşılıyor? Bu sorunun cevabı, CHP politikalarının güven sorunu ile ilgilidir.
Sayın Baykal, darbecilerden, devlet içindeki hukuk dışı yapıların varlığından samimi olarak rahatsızlık duyuyorsa, neden 27 Mayıs'tan, 12 Mart'tan, 28 Şubat'tan, 27 Nisan'dan bahsetmiyor da sadece Kenan Evren'i gündeme getiriyor? Ve neden Ergenekon davasının avukatıdır? Zira Ergenekon davasının ikinci iddianamesi darbe teşebbüsü ile ilgilidir.
İkinci iddianame üzerinde pek durulmuyor, çünkü sanıkların yargılanmasına 20 Temmuz'da başlanacak. Önemli bir husus daha var. Bu iddianame, CHP'yi de yakından ilgilendiriyor. Zira iddianamede, sanıkların, CHP içinde çeşitli operasyonlar yürüttüğü, tek amacın da Baykal'ı devirmek olduğu ileri sürülüyor.
Hal böyle iken iki gün önceki konuşmasında Sayın Baykal, "Hükümet, 12 Eylül'le ilgili hesaplaşmayı doğru buluyorsa elini tutan mı var? Anayasa'nın 15. maddesi var, değiştirme isteğin varsa getirir değiştiririz? Askerî darbeyle ilgili bir hesaplaşma, askerî darbe sürecine sürükleyenleri tasfiye amacında isen onu da getir yapalım." diyor. Ama ısrarla "Ergenekon davası ayrı" diyor. Hatta şu, gerçek mi, sahte mi tartışması süren eylem planı ile ilgili belge konusunda da, Genelkurmay Başkanı'nın istifasının gerekeceğini de söylüyor. Bunu önce ima etti. Sonra tam öyle demedim dedi. Sonra bir televizyon programında Fatih Altaylı ile arasında şu konuşma geçti:
Baykal: Belge doğruysa Başbakan gereğini yapmalı.
Altaylı: Doğruysa, Genelkurmay Başkanı emekli mi edilmeli?
Baykal: Evet.
Soruyu bir daha soralım: Baykal, bu çıkışlarıyla ne yapmak istiyor? AK Parti iktidarının askerle münasebetlerindeki iniş çıkışlara bakılsın, CHP'nin, daima asker-hükümet geriliminden siyasî bir beklenti içine girdiği görülür. Askerle hükümet çatışırsa bu, CHP'nin işine yarar gibi bir yaklaşım sergilenmiştir. Başbakan'la Genelkurmay başkanları baş başa görüşüp de ülkede tansiyonun düştüğü her defasında, CHP bundan rahatsız olmuştur. Şimdi bir belge yüzünden yine asker-hükümet karşı karşıya geldi. Başbakan, geçen hafta perşembeyi beklemeden Genelkurmay Başkanı ile salı günü görüştü. Hem Sayın Başbuğ'un hem de Sayın Erdoğan'ın açıklamaları, Genelkurmay'ın bilgisi dâhilinde bir belge hazırlanmış olamayacağının teminatıydı. Sanki Sayın Baykal, bundan da rahatsız oldu. Onun için 12 Eylül hamlesi yapıyor. Nasılsa hükümet, "askerle arayı bozmanın, gündemi AB üyelik sürecinden başka tarafa kaydırmanın şimdi sırası mı?" diyerek, 12 Eylül'le hesaplaşmaya gidemez, CHP lideri, yapsın hamlesini de AK Parti köşeye sıkışsın...
Belge konusunda da öyle bir izlenim veriyor ki Sayın Baykal, belge Genelkurmay'da hazırlanmış olsa da, Genelkurmay başkanı emekli edilse. Önümüzdeki 30 Ağustos'ta Genelkurmay yeniden tanzim edilse... Ya da bu belgeyi oraya "cemaat" mensupları koymuş olsa da, Genelkurmay Başkanı, Ertuğrul Özkök'e söylediği gibi, askerin ne yapacağını bütün Türkiye'ye gösterse...
Bu ne hırs, bu ne öfke, bu masum insanlara yönelik ne bitmez, tükenmez düşmanlık?.. Yargı kararlarına rağmen bu yargısız infazdaki inat, ısrar niye? Hâlbuki darbelerin de, gerilimlerin de önünü almak için Sayın Baykal, AB üyelik sürecine, demokratikleşmeye destek verse yeter. Sayın Baykal, Türkiye'nin AB üyelik yolunda üzerine düşeni yapsa yeter. Hatta CHP, gölge etmese o bile yeter...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.