İşinizi iyi ve güzel yapın
Toplum tarafından Allah'ın velisi diye bilinen bir zat, sabah namazını kıldıktan sonra evine giderken meydan yerinde darağacına asılmış birini görür.
İdam edilmiş bu adamın suçları/yaftası da boynuna asılmış vaziyette.
Suçların yazıldığı yaftanın uzunluğu boyundan aşağıya inmiş yerlerde sürünüyor.
Şeyh efendi, yaftayı baştan sona kadar okuduktan sonra idamlık adamın afvı için Allah'a dua etmiş ve arkasından müritlerin duyacağı şekilde "Eşkıyalığın hakkını vermiş" demiş.
Yurtdışında vitray sanatını icra ederek geçimini temin eden bir dostum anlattı: Osmanlı usulünde vitray camları bulmak zor olduğundan ben, camları boyayarak işe başladım. Yurt dışına çıkınca Avrupa'nın bazı kentlerinden renkli vitray camı imal edildiğini öğrendim ve onlarla işimi yapmaya başladım.
Bir gün Avrupa'da ana bayide öyle bir renkli vitray camı gördüm ki benzeri ancak bizim camilerin camlarında olabilir.
Bunların nereden olduğunu sordum ve Amerika'daki adresini aldım.
Derhal oraya uçtum ve ustayı, Amerika'nın en batı ucunda en terk edilmiş bir köyünde eski bir atölyede buldum.
Bağlantıları yaptıktan sonra "Baba, bu işi Amerika'nın önemli şehirlerinin birinde yapsan da ulaşım kolay olsa" dediğimde usta: "Sen işini iyi yap. On bin kilometre uzaktan da alıcısı gelir" der.
Sen gül olmaya bak, bülbül beş bin kilometre uzaktan uçarak gelir.
Dünkü yazımda üç siyah adamın başarısını örnek vermiştim ve her türlü engellemeye rağmen, Muhammet Ali'nin boksda, Michael Jackson'ın müzikte, Hüseyin Barak Obama'nın siyasette zirveye çıktıklarını yazmıştım.
Bundan sonra imtihan salonunun önünde "Alınacaklar belli imiş, imtihan formalite imiş" gibi laflara kulak vermeyeceksiniz.
Tefsir derslerime katılan bir emekli Hava Kurmay Yarbay, "Kurmaylık imtihanına katılacağımda komutanım bana "Boşuna katılma, seni benden soracaklar, bende senin gerici, yobaz olduğunu yazacağım ve imtihanın boşa gidecek" dediğinde ben de ona "Komutanım, imtihana girmenin hiçbir zararı yok. Ben imtihana girerim, sen de görevini yaparsın Allah'ın takdir ettiği olur" dedim ve girdim. En üst puanı aldım ve imtihanı kazanarak, okulda da en üst notları alarak Kurmaylık Okulu'nu bitirdim" demişti.
Profesör Mehmet Öz beyefendiyi Amerikalılar çok sevdiklerinden tutmuyorlar, işini çok iyi yaptığından tutuyorlar.
Her zengine hırsız gözüyle bakanlar, "Hortumcu" diyenler, "Çok mal haramsız, çok laf yalansız" olmaz tekerlemesiyle de davalarına destek bulanlar, kendilerinin en akıllı oldukları halde niçin zengin olmadıklarını anlatmak için konuşurlar.
Halbuki gecelerin yalnız yolcusu kamyonunun arkasına "Kıskanma ne olur, çalış senin de olur" yazısıyla ders vermeye devam ediyor.
Mafya babası bile mahallenin çatal yürekli çocuğunu seçiyor. Karakolda gıkı çıkmayanı seçiyor. Onlar da birer özelliktir.
Hatta yağ çekerek bir yerlere gelenleri de hafife almayın. Yağ çekmek öyle kolay işlerden değildir.
Adamına göre yağın ayarını yapacaksın. Tereyağından kıl çeker gibi yağ vereceksin.
Yağcılar, en zor işi başaranlardırlar.
Tetikçiliğe kendisi seçilmediği için "Patronun tetikçisi" diye sataşarak aşağılamaya çalıştığı kişi de öyle sıradan biri değildir.
Sözsüz ve işaretsiz konuşulan dili çok iyi bileceksin.
Vurulacak yeri havadan anlayacaksın. Kaleme bastığın anda on ikiden vuracaksın.
Bu tür adamlar da hafife alınmamalı.
Bu yağcı insan ele geçirilse o yağlı diliyle insanları putlaştırarak kaydırma yerine insanı yaratan Allah celle celalühü'nü, tatlı dil güler yüz, bal gibi sözle anlatmaya devam ederdi.
Avrupa'nın en korunaklı hapishanelerinden kaçmayı başaran insanlarımızın haberlerini okuduğumda "Ah şu insanlar bir ele geçseler ve insan üretimi eğitimden geçeceği yerde insanı yaratan Allah'ın kitabına göre eğitilmiş olsaydılar şimdi bu insanlar, o zulüm merkezlerine helikopterlerle inmesini ve onların zulüm planlarını alt-üst etmesini başarırlardı" diyorum.
Rabbimiz, Mülk süresinin ikinci ayetinde hangimizin işlerinin daha güzel olduğunu ortaya çıkarmak için bizleri yarattığını haber verir.
İsterseniz bu ayetin tefsirini "Şifa Tefsiri"nden bir okuyuverin.
İsteme telefonu: (212) 511 10 85 Cantaş yayınevi