Büyüsü bozulan sözler!
Üç yıl ara ile Türkiye’yi ziyarete gelen bir yabancı en sık kullanılan kelimeler konusundaki değişikliği kolaylıkla fark eder.
Üç yıl önce, Türkiye’nin en büyülü kelimeleri, atatürkçülük, laiklik ve irtica idi.
Türkiye’nin yönetim oligarşisi bu kelimeler etrafında oluşturduğu dehşet havası ile siyasî sistemi sürekli baskı altında tutuyordu.
“Laiklik” tartışılamaz, üzerinde konuşulamaz bir kavram olarak niteleniyordu. Zamanın Meclis başkanı, “laiklik kavramını açıkça tanımlamamız lâzım” dediği için güç merkezlerinin hedefi haline getirilmiş, yandaş medya etkili kampanyalar düzenlemişti. Laikliği tanımlamak da ne kelime! “Değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez (ve de tanımlanamaz!)”
Atatürkçülük, demokratik sisteme geçtikten sonra ideolojiyi aşan bir anlam kazanmıştır. Bütün ideolojiler, düşünce alanı yanında, bazı özellikleriyle dinin alanını da kullanır. Atatürkçülük ise fikirden çok dinin alanında konumlandırılmıştır. Bütün pozitivizm iddialarına rağmen, atatürkçüler nasçı, dogmacı karakterleriyle dikkati çekerler. Bu yüzden, dünyadaki değişimi, gelişmeleri görmekte zorlanırlar. 1930’ların, 40’ların sözlerini habire tekrar ederler.
Düne ait sözlerle, bugünü tanzim etmek mümkün değildir. Bugün yeni şeyler söylemek gerekiyor. Atatürkçüler, bugüne kadarki söylemleriyle bunu başaramadılar. Eski sözleri sürekli tekrarlayarak oluşturdukları büyü bozuldu.
Masallardaki sihirli sözleri hatırlayalım. Abra kadabra! Açıl susam açıl! vesaire... Bu sözler söylenince, akan sular durur. Olmaz olur!
Her masalın büyülü sözü farklıdır. Meşrutiyet’in büyülü sözleri, Cumhuriyet’in büyülü sözleriyle aynı değildir.
Türkiye yüz yıldır çok sayıda sihirli söz eskitti. Meşrutiyetçiler, “hürriyet, adalet, müsavat” kelimeleri ile iktidara geldiler. İktidar kapısını aralayan kelimelerin iktidarda büyüsü bozuldu!
Cumhuriyet’ten sonra “vatan, millet, cumhuriyet” kelimeleri çok revaçtaydı.
Elbette, İttihatçıların devamcısı olan Cumhuriyetçilerin onlarla ortak kelimeleri de vardı. Terakki ve irtica bu tür kelimelerdendir. Terakki kelimesi, “İttihat ve Terakki”nin isminde geçtiği için, terk edildi ama irtica varlığını sürdürdü.
Geçen yüzyılın sihirli sözleri, son defa üç sene önce, halk kitleleri üzerinde dehşet uyandıracak şekilde devreye sokuldu. Meydanlarda toplanan taşıma kalabalıklar bu kelimeleri ihtiva eden sloganlar haykırdı. Böylece bazı kapıların açılacağı, bazı sonuçlara ulaşılacağı sanıldı.
2007 Temmuz seçimleri bu kelimelerin geçersizliğini açıkça ortaya koydu. O tarihten bu yana bu kelimelerin kullanılma sıklığı tedricen azalıyor. Bu kelimeleri kullanmadan konuşamayacağı sanılanların dahi bir devrin sihirli kelimelerini terk ettikleri görülüyor. Bugüne kadar Genelkurmay Başkanlarının “irtica”sız konuşma yaptığı görülmüş müydü? Mevcut Genelkurmay başkanımız bunu başardı!
Eski sözler dünde kaldı cancağızım!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.