Boş sadâ yahut hoş sadâ
¥ Ruhunuzla yüreğinizi tavaf ederken, oralarda var olduğunu sandığınız sevgilerin, aslında kuruntudan ibaret olduğunu fark ederseniz, ne yaparsınız?
¥ Ummadığınız bir zamanda karşınıza çıkan bir olumsuzluk duygularınızı incitir, yapayalnız ve bıkkın gezinirken biri hayallerinizi de çalarsa, ne yaparsınız?
¥ Kendinizi herkese dost, her insana sevdalı biri olarak görürken, en sevdiklerinizin kalleşçe darbeleriyle sırtınızdan hançerlenirseniz, ne yaparsınız?
¥ Hedefinizi belirlemiş, “göz, gez, arpacık”tan hedefe kilitlenmişken biri hedefinizi ortadan kaldırırsa, ne yaparsınız?
¥ Tüm plânlarınızı yapmış olduğunuzu, her şeyi hesaba kattığınızı ve mutlak mânâda başarıya yürüdüğünüzü düşündüğünüz bir sırada, başarısızlığa uğrar, ardından terk edilir ve yapayalnız ortada kalırsanız ne yaparsınız?
¥ Herkes tarafından alkışlandığınız bir sırada, kalabalığın arasından çıkan bir çocuk tarafından azarlanırsanız, ne yaparsanız?
¥ Hayat yolunda ciddiyet ve azametle yürürken, birden yüreğinize konan bir kelebeğin ağırlığı altında ezildiğinizi hissederseniz, ne yaparsınız?
¥ Hayatınızın son kertelerinde durup dikkatlice hayata baktığınız an, hayatın size kendini vermediğini, aslında sizinle dalga geçtiğini anlasanız, ne yaparsınız?
¥ Yaşadıklarınızı değerlendirdiğiniz günlerden birinde, hayatın size sunduğu bazı güzellikler arasında Mevlana Hazretleri gibi ciddi bir tasavvuf adamının başını döndüren, Yunus’u çöllere savuran “gerçek aşk”ın bulunmadığını fark etseniz, ne yaparsınız?
¥ Hayat boyu kazandıklarınızın geçmişte kalmış tek günü geri getiremediğini ya da bir anlık mutluluğu bile satın alamadığını, son nefesinizde anladığınızda, ne yaparsınız?
¥ Bir ömür boyu herkes için istediğiniz güzellikleri hiç yaşamadığınızı bir gün fark ederseniz, ne yaparsınız?
¥ Yaradılış hikmetine ulaştığınızı düşünürken, kırağılı bir hâzân sabahında başınıza düşen sarı yaprağı dahi okumaktan âciz olduğunuzu anladığınız zaman, ne yaparsınız?
¥ Çok şey bilir geçinirken, aslında hiç bir şey bilmediğinizi kavrasanız, ne yaparsınız?
¥ Kalbiniz buzdağı kesilmişken, kalbinizde bir kardelen çiçeği açmaya başladığını hissetseniz, ne yaparsınız?
¥ Ruh üşümesinde tir tir titrerken, sizi ısıtmak üzere yaratılmış sımsıcak duyguların varlığından haberdar olsanız, ne yaparsınız?
¥ Girdiğiniz son sınavı kazandığınızda, tüm sınavları kaybettiğinizi anlasanız, ne yaparsınız?
¥ Cennet yolunu yarılamışken, “Gir cehenneme” emri gelse, ne yaparsınız?
¥ Başkasına yardım ederken, bir alabora anında yardıma muhtaç hale gelseniz ne yaparsınız?
¥ Yılların eğitimi ve emeği sonucu gelebileceğiniz en yüksek mevkie geldiğiniz gün ölüm üşümesine uğrasanız, ne yaparsınız?
¥ Bahar yürüyüşü yaparken, birden bir buzdağına toslasanız, ne yaparsınız?
¥ İnancınızla ayakta kalırken, inancınızı yitirirseniz ne yaparsınız?
¥ Aşkla tutunduğunuz ve değer verdiğiniz biri bir gün sizi arkadan hançerlerse, ne yaparsınız?
¥ Kimsenin yüreğine basmadığınız halde birileri inatla yüreğinize basarsa, ne yaparsınız?..
¥ Yıllar süren çabalamadan sonra, “Çok şükür nihayet her şey yoluna girdi” diye sevinirken, her şeyin tepe takla olduğunu görürseniz, ne yaparsınız?..
¥
Belki de dünyayı fazla ciddiye aldığımız ve çok abarttığımız için (ebediyen dünyada yaşayacağımız varsayımından hareketle) mutsuzuz...
Arada bir dünyayı unutun!..
Tüm olumsuzlukları unutun...
Gazeteleri, televizyonları unutun...
Hayatınızda ilk kez kendi yürek seferinize çıkın...
Alın ruhunuzu, yüreğinizi tavaf edin!..
Yeni dirilişler başlatın yüreğinizde, taze başlangıçlar yapın, gerekiyorsa Nasreddin Hoca gibi göle maya çalın ve “Tutmaz” diyenlere inat, “Ya tutarsa!” mantığıyla tekrar deneyin.
Bilin ki, hayatı biz planlamıyoruz, hayatın senaryosunu biz yazmıyoruz...
Biz yalnızca, yazılan senaryoyu oynayan figüranlarız.
Günü gelince alkışlar yerine gözyaşları eşliğinde sahneyi terk edeceğiz.
“Baki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş.”
Mühim olan “boş sadâ” yerine “hoş sada” olabilmektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.