Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kendisine yakışanı yaptı ve Türkiye'nin demokratikleşmesinde yeni bir kilometre taşı olan yasayı onayladı. Avrupa Birliği üyeliği yolunda da bu onay, çok önemli bir engeli daha aştığımızı gösteriyor. Hiç unutmuyorum. Sayın Gül, yeni seçilmişti.
Hasan Cemal ile bir arkadaş grubu olarak beraberdik. Hasan Cemal, kendi çevresinde, eşi türbanlı bir kişinin Çankaya'ya çıkmasını desteklediği için sorgulanmış. Hasan Cemal'in izahı şu oldu: "Ben Abdullah Gül'ü ilk milletvekili seçildiği günlerden, Avrupa Parlamentosu'ndaki günlerinden beri takip ediyorum. Onda demokrat bir kimlik var. Ben onun cumhurbaşkanlığını, bu değişmeyen demokrat karakterinden dolayı destekliyorum..."

TÜSİAD dâhil, üzerine gelen bütün baskılara rağmen Sayın Cumhurbaşkanı'nın onayladığı yasa şunu diyor: "Asker kişiler, barış zamanında, ağır ceza mahkemelerinin yargı yetkisine giren bir suçu işlemeleri halinde bu mahkemeler tarafından yargılanırlar."

Vatan gazetesi dün manşetten, Cumhurbaşkanı'nın onayını çok güzel değerlendirmiş. Darbe planı yapan veya darbe teşebbüsünde bulunan subaylar, artık özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yargılanacaklar. Şu ana kadar soruşturma açılmayan 2004 yılında, dönemin bazı kuvvet komutanlarının ve generallerin, Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz ve Eldiven kod adlı darbe teşebbüsleri adli yargıda ele alınacak. Dün de yazdığım ve halen askerî mahkemede görülen Şemdinli davası, bu mahkemelere intikal edecek. Daha bitmedi. 28 Şubat sürecinde andıç hazırlayan dönemin generalleri, Akın Birdal'a yapılan suikastın, işlerinden ettikleri yazarların da hesabını verecekler. Ayrıca yasa, sivillerin askerî mahkemede yargılanmasını tamamen ortadan kaldırıyor. Bu sebeple, askerlerin sivillerle birlikte yargılandığı, Sauna, Atabeyler, Özel Kuvvetler Komutanlığı İnşaatı davaları ile Karargâh Evleri soruşturması adlî yargıya taşınacak.

Bakınız CHP, şimdi bu kanunun iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gideceğini açıklıyor. Akıl alacak gibi değil. Bu kanunun nesine itiraz ediyorsun? Siz, sivil siyasetçi geçinmiyor musunuz? Hani darbelere karşıydınız ve 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını istiyordunuz? Buyurun size kanun maddesi. Gelmiş, geçmiş ve gelecek bütün darbecileri yargılama fırsatı... Hem siz, AB üyeliğini de desteklemiyor musunuz? İşte üyeliğimizle ilgili 2008 tarihli AB Katılım Ortaklığı belgesindeki şartlar: "AB üyesi ülkelerdeki gibi, askerî güç üzerinde sivil kontrolün güçlendirilmesi, askerin siyasî konulara müdahale etmesinin önlenmesi, daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirlik sağlanması, askeriye ve savunma politikası üzerinde tam parlamento denetiminin sağlanması, askerî mahkemelerin yetkilerinin sadece askerî personelin askerî görevleri ile sınırlandırılması..."

CHP, gerçekten şaşırmış vaziyette. CHP için ne acı bir son; artık sadece askerden medet umuyor. "Postal Partisi" olmayı gerçekten hak ediyor. Koskoca anamuhalefet partisi, canlı yayında intihar ediyor...

NOT: Radikal'den Murat Yetkin aradı. Dünkü yazımda, "Bir şey daha oldu. 'Üst düzey komutan konuştu' günlerine geri döndük. 28 Şubat sürecinde olduğu gibi, aba altından sopa göstermek adına, isimsiz generallere atfen, haberler çıkmaya başladı." demiştim. Alınganlık göstermiş. Bu haberi, Milliyet'ten Fikret Bila ile birlikte yapmışlardı. Ben, iki meslektaşımı da kastetmedim. Bu yolu seçen Genelkurmay yetkililerini eleştirdim. Ordunun en üst rütbelilerinden biri, kime böyle konuşsa, bunun haber değeri var. O gazeteciler bu söylenenleri, kendilerinde tutamazlar. Nitekim Mustafa Balbay tuttu, şimdi tutuklu bulunuyor. Bir şey daha var. Bu arkadaşlar, bir bakana atfen de haber yapıyorlar, bu defa da anamuhalefet onları eleştiriyor. Gazetecilere, isimlerinin yazılmaması kaydıyla konuşan bakanları, komutanları eleştireceğimize, meslektaşlarımıza haksızlık yapmayalım.