Bolivarcılara Dersler: Referandumdan Sonra Venezüella
Hugo Chavez’in referandumu az bir farkla kaybetmesi, taraftarlarının büyük ölçekli çekimserliklerinin sonucuydu. Seçmenlerin % 44’ü evlerinde oturdular. Neden? Öncelikle bunun gerekli bir referandum olduğunu ne anlamışlar ne de kabul etmişlerdi. Çalışma haftalarına ve diğer toplumsal reform önerilerine ilişkin düzenlemeler, mevcut parlamento tarafından rahatlıkla yasalaştırılabilirdi. Anahtar mesele, hükümetin başının (Avrupa’nın pek çok ülkesinde olduğu gibi) seçimine ilişkin sınırlandırmaların kaldırılması ve “sosyalist bir devlet”e yönelinmesi idi. Bu ikincisine ilişkin olarak halk tabanı düzeyinde yeterli münazara ve müzakere söz konusu olmadı.
Edgardo Lander’in dostça eleştirisinde söylediği gibi:
“Biz yurttaşlar, devleti, ekonomiyi ve demokrasiyi sosyalist anlamda tanımlayacak bir anayasa reformu lehine oy kullanmadan önce, bu tanımlamalarda yer alma hakkına sahibiz. Sosyalist devlet kavramından ne anlaşılıyor? Sosyalist ekonomi kavramından ne anlaşılıyor? Sosyalist demokrasi kavramından ne anlaşılıyor? Bunlar, 20. yüzyılda sosyalizme bağlanmış devletler, ekonomiler ve demokrasilerle hangi anlamda farklılaşıyor? Burada, semantik hakkında bir tartışmaya girmekten değil, ülkenin geleceğine ilişkin temel kararlardan söz ediyoruz”.
Bu eleştiri daha sonra, Venezüella dayanışmacısı Greg Wilpert –ki Wilpert’in Venezuelanalysis.com adlı sitesi ülke hakkındaki en iyi bilgi kaynağıdır- tarafından genişletildi:
“Reform sürecini hızlandırarak Chavez, muhalefete, kendisine saldırıda bulunmaları için neredeyse benzeri görülmemiş bir fırsat sunuyor. Keza, sürecin içine itildiği acelecilik, Chavez’i, reformun daha mutedil eleştirmenlerinin temel eleştirisi haline gelen, sürecin temelden sakat olduğu eleştirisine de açık kılıyor”.
Bir diğer hata, önerinin bir blok olarak, tamamını kabul etmek ya da etmemek şeklinde oylanmasında gösterilen ısrardır. Eğer her bir öneri için ayrı ayrı oylama imkanı tanınmış olsa, bazı önerilerin kabul edilecek olması kuvvetle muhtemeldir. Bu, Bolivarcıları, halk tabanı düzeyinde örgütlü münazara ve müzakerelerle daha etkin bir kampanya yürütmeye zorlayabilirdi (Fransız solunun tartışmayı kazanmak için yaptığı ve AB Anayasasına karşı kazandığı gibi). Seçmenleri görmezden gelmek her zaman bir yanılgıdır ve bunu en iyi Chavez bilir.
Şimdi ne yapılmalı? Başkan 2013 yılına kadar makamında kalacak ve Chavez için ne denirse densin, “topal-ördek” [başarısız olan ya da yetkilerinin bitmesine çok az süre kaldığı için müdahalede bulunamayan yetkili anlamındadır-ç.n.] tanımlaması asla ona uygun düşmeyecektir. O bir savaşçı ve süreci nasıl pekiştirmek gerektiğini düşünecektir. Eğer layıkıyla kullanılabilirse yenilgi, gizli bir lütuf bile olabilir. Her şeye rağmen [bu yenilgi], son sekiz yılda Venezüella’da demokrasinin öldüğünü ve otoriteryanizmin kazandığını ileri süren Batılı âlimlerin iddialarını patlattı.
Geçen akşamki, yenilgiyi kabullenen konuşmasını (benim burada Guadalajara’da Meksikalı arkadaşlarla yaptığım gibi) izleyen hiç kimsenin, Chavez’in demokratik toplumsal süreçlere bağlılığına ilişkin kuşkusu kalmamıştır. Bu kadar açık... Venezüella’daki hareketin en zayıf olduğu konulardan biri, tek bir kişiye olan aşırı bağımlılığıdır. Bu, o kişi için bir tehdit olduğu gibi (bir kurşun yeter), Bolivarcı süreç için de sağlıksızdır. Caracas’ta büyük bir vicdan muhasebesi olacağı belli ama şimdi mesele, işlerin ters gitmesine neden olan etkenleri çözümleyecek açık bir tartışmanın yaratılması ve bir sonraki adayı belirleyecek kolektif liderliğe doğru adım atılmasıdır. Önde daha uzun bir zaman var ancak tartışmalar şimdiden başlamalı. Toplumsal katılımın derinleştirilip toplumsal dahil olmanın gayretlendirilmesi (kabul edilmeyen anayasa değişikliklerinde öngörüldüğü üzere), bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Anayasa yenilgisi, hiç kuşkusuz Venezüella muhalefetini ve Latin Amerika sağını güçlendirecek; ama bu zaferin kendilerine başkanlığı getireceğini hayal etmek, onlar açısından tam bir ahmaklık olur. Eğer yenilginin dersleri anlaşılırsa, kazanacak olan Bolivarcılardır.
(Çev: Kasım Akbaş - Latinbilgi)