Bu otelin sırrı ne?
Uzun süredir izliyorum. Dünyanın belli bölgelerinde birbirini benzer terör saldırıları yapılıyor. Büyük ölçekli saldırılar bunlar. Ama hepsinin birbiriyle bağlantılı olduğuna dair kuvvetli işaretler var. Terör, bu ülkeleri fena vuruyor. En son Endonezya'nın Başkenti Cakarta'da iki saldırı gerçekleşti. Daha önce El Kaide saldırılarıyla, Bali'deki o korkunç saldırıyla gündeme gelen Asya'nın güçlü ülkesi kalbinden vuruldu.
Görünüşte anlaşılmayacak bir şey yok gibi. Bir çok ülkeyi vuran terör Endonezya'yı bir kez daha vurdu. Zaten terör küresel tehdit ve bu tehdide yönelik küresel bir mücadele yürütülüyor.
Ancak dikkatle bakanlar için son derece şaşırtıcı ayrıntılar var ve bu ayrıntılar sanki gerçeğin kendisi gibi. Şöyle:
Cakarta'daki saldırı iki otele yapıldı. Ritz-Carlton ve Marriott Hotel.. Son zamanlarda terör saldırıları özellikle otellere yapılıyor. Yabancılara yönelik olduğu için mi? Sanmıyorum… Cakarta saldırısıyla ilgili gelişmelere bakarken Marriott Hotel'i gördüğüm anda durdum. Gerçek oradaydı... Cakarta'taki patlamalardan ilki Marriott Hotel'de gerçekleşti. Beş dakika sonra ise Ritz-Carlton'a yönelik bir saldırı oldu. Daha önceki gelişmelerle birlikte değerlendirilince bildiğimiz terör saldırılarının dışında ihtimaller sıralanmaya başladı.
Neden her yerde Marriot Hotel'e saldırı yapılıyor? Bu otelin sırrı ne? Bu otelde kimler kalıyor da birilerinin hedefi oluyor? Bu otel hangi operasyonlar için üs olarak kullanılıyor? Görünmeyen, o derinlerdeki savaş nasıl oluyor da sadece “terör saldırıları” olarak geçiştiriliyor?
Endişelerimi başka örneklerle güçlendireyim:
Eylül 2008'de Pakistan'ın Başkenti İslamabad'daki Marriott Hotel'e çok büyük bir saldırı yapıldı. 600 kilo TNT, RDX ve fosforla karşılaştırılınca ortaya çıkan korkunç patlamada 80 civarında insan öldü, yüzlerce insan yaralandı. “Olağan şüpheliler” elbette Taliban, El Kaide, Pakistan içinden bazı örgütlerdi. O günlerde saldırıyla ilgili son derece çarpıcı gelişmeleri not ettim. Hatırlayalım:
Olay günü Pakistan'ın Yeni Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, askerler ve çok sayıda kişi Meclis Başkanı'nın Marriott Otel'deki iftarına davetliydi. Ancak davet yeri sürpriz biçimde değiştirildi. Pakistan Halk Partisi'ne mensup milletvekilleri, olay öncesine ilişkin son derece ürkütücü olaylara tanık oldu.
ABD Büyükelçiliğine mensup araçlar, otelin giriş kapısına sıralanmış, otel içine bazı çelik kutular taşınıyor, bu kutular orada değiştirilip başka kutularla dışarı çıkılıyordu. Yani araçtan indirilen çelik kutular oteldekilerle değiştirilip tekrar araçlara yükleniyordu. Bu kutular girerken ve çıkarken kontrol edilmiyor, kimse bakamıyor, XR cihazından geçirilmiyor. Bunlar olurken otelin iki girişi de kapatılıyor. Güvenlik görevlilerinin araçlara ve kutulara yaklaşmasına bile izin verilmiyordu. ABD askerleri yol boyunca sıralanıp güvenlik sağlıyordu. Pakistan devlet yetkilileri iftar yerini değiştirince saldırıdan kurtuluyor. Patlamadan sonra otelin sadece dördüncü ve beşinci katında yangınlar çıkıyordu. İşte o esrarengiz çelik kutuların istif edildiği yer de, ne tuhaftır ki, Marriott otelin dördüncü ve beşinci katıydı. Yani çelik kutuların yerleştirildiği yerlerdi.
Şu soruyu sormuştum: ABD askerlerinin otele taşıdığı bu çelik kutularda ne vardı? Aynı aksam üst düzey bir CIA görevlisi orada hangi operasyonu yönetiyordu? Pakistan'daki örtülü operasyonların, terör saldırılarının planlandığı, yönetildiği yer burası olabilir miydi?
Bir başka örnek:
9 Haziran 2009: Yine Pakistan ve bu sefer Peşaver. Kentteki tek beş yıldızlı otel olan Pearl International Hotel'e büyük bir terör saldırısı düzenlendi. Bir ton patlayıcı ile yapılan saldırıda 16 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı. Pakistan'ın zengin isimlerinden Sadruddin Haşvani'ye ait otelde yoğun olarak ABD ve İngiliz diplomatlar ile güvenlik personeli tarafından kullanılıyor, ABD yetkilileri oteli satın almak veya kiralamak istiyordu. Tuhaftır, İslamabad'da saldırıya maruz kalan Marriott Hotel de Sadruddin Haşvani'ye aitti.
İslabamad'daki Marrriott Hotel saldırısından altı ay sonra, o zaman sorduğum soruların cevabını aldım. Pakistanlı bazı emekli generaller bombalanan Mariot Hotel'in CIA'nin komuta merkezi olduğunu açıkladı. Ne zaman? Şubat 2009'da. “Amerika'nın terörle savaş teranesiyle kendi insanlarımızı bombalamak için bizim topraklarımızı kullanması bizim için yeni bir şey değil. Pakistan ve Afganistan'ı bombalamak için birden fazla (Pakistan) havaalanını kullanıyorlar.” Bu cümleler Pakistanlı generallere ait. Onlara göre; “Marriot Hotel'i CIA tarafından operasyon komuta merkezi olarak kullanılıyordu. Yıkılmasının ardından komuta Tarbella'ya kaydırıldı”.
Şimdi; Cakarta'daki Marriott Hotel saldırısını bir kez daha düşünelim. Düşünürken ABD eski Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin yönettiği CIA suikast timleriyle ilgili gerçekleri de hatırlayalım. 11 Eylül sonrası öldürülen siyasiler, din adamları, aydınlar, liderler… Lübnan'dan Pakistan'a, Endonezya'ya kadar uzanan bölgede yapılan “Büyük Ortadoğu Suikastleri'ni..
“Bu suikast timleri, Büyükelçi'yle ya da CIA istasyon şefiyle konuşmadan ülkelere gidiyorlardı. Listede isimleri bulunan insanları buluyor, infaz ediyor ve ayrılıyorlardı. Kongre'nin bunun üzerinde bir denetimi yok. Bu bir yönetim suikast timidir…”
Özetle olay bu…
Cheney'nin, ABD'nin “The Assassination Bureau”sunun, Suikast Bürosu'nun şubelerinin bulunduğu yerlerde inanılmaz gelişmeler oluyor…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.